Bugünün insanından, yarının hayvanlarına ince bir mektup.
Başlangıç
Bugün senin doğumun, yaratıcın sana var ol dedi ve oldun ya da canlıların yaptığı gibi bir çiftleşme sonucu doğdun artık neye inanırsan. İlk adımlarını ve ilk ağzından çıkacak olan kelimeleri, kısaca bebekliğini es geçiyorum. Ebeveynlerinin seni büyüttüğü, istedikleri gibi yetiştirmeye çalışmalarını, onların yaptıklarını veya yapamadıklarını yapmak için uğraşmalarını da es geçiyorum. Bu kısımda bir şekilde hayatta kal yeterli olacaktır ya da kalma bu durumda şahsen pek umurumda olmaz.
Orta zamana geçiş
Artık düşünebileceğin, karar verebileceğin, sana dayatılanlara inanabileceğin bir zaman dilimindesin. Bu kısımda yapman gereken pek bir şey yok. Hayatta kalmış, ebeveynlerinin veya etrafındaki onca ucubenin, düşüncelerinin harmanlanmış halisin. O yüzden burada bir soluklan, biraz dinlen.
Orta kısım
Artık düşüncelerin, fikirlerin, duyguların oluştu. Biraz hayvan biraz medeni birazda orta halli bir bireysin.
Yalanların, gerçeklerin ve yaşamını takip edecek her türlü pisliği beslediğin bir dönem. Arzuların, isteklerin ve bunun dışında kalan gerçek yaşamını bu zaman diliminde bize sergileyecek, kendi hayatının başrolü olduğunu düşünerek hareket edeceksin.
Bizler ise ya güleceğiz ya da alay edeceğiz, belki biraz acıyacağız, boşluk anımızda küçük bir anımsama ile belki bir damla gözyaşı ne bileyim belki bir kalp sızısı olarak izleyeceğiz.
Tabi ki bazen başarılarını da kutlayacağız, biraz bahsedeceğiz o anda sevinip kendimiz için mutlu olacağız.
Tüm bu olumlu veya olumsuz olayların içerisinde (Ben olumlu veya pozitif bir şey yazdığımı düşünmüyorum, böyle anlamak isterseniz, sayın okuyucularım siz bilirsiniz!) adım adım biz olacaksınız.
Bizleşme
Ben bu zamana pek olumlu, sevecen veya samimi davranamıyorum. Zira bana benzeyen veya benzemeyen birçok canlıyı sevmiyorum, sevemiyorum. Öyle herkesi seven, herkese aynı duygu ile davranan kişileri de benimseyemiyorum, bu duruma asabi olan, sinirli olanı da koymak gerekir.
Artık kendi duygularımdan bahsetmeden devam etmeliyim.
Artık biz olduğuna göre sen de, hiç mantıklı olmayan düşüncelere, fikirlere veya mantık dışı sayılacak kişilerin benimsediği bir takım inançlara bağlanacak, hayatının içine ederek devam edebileceksin.
Seçenekler tabi ki var; bir kere dünyaya geldiğini kabullenip, birçok anını deli dolu yaşayıp vıcık vıcık ölmek. Başkalarının fikirlerini kabullenmeyip, bağlanmayıp kendi fikirlerini oluşturabilirsin, dahası bu fikirlerinde beğenmediğin fikirlerden daha kötü fikirlere yol açabilirsin.
“Ne olursan ol gel” diyen ‘Mevlânâ’ya, “Düşünüyorum o halde varım” diyen ‘Descartes’e inat.
Ne gel ne git ne yaşa ne düşün!
Yorum Yazın