Egoist insan egoizm; “Bir kişinin motivasyonları kendi çıkarlarıdır” der. Bu düşünceyi insanın kendisine yüklediğimiz vakit: Egoist birey sadece kendi çıkarları için elinden geleni yapan ya da bunun için mücadele eden değil; başkaları için yaptıkları iyilikleri dahi kendisi için yapandır. Her şey kendisi için bir yatırım olur. Bir yandan lanet bir birey bir yandan da ihtiyaç duyduğumuz bir birey haline dönüşürler. Her zaman katıldığım bir düşünce vardır. İnsan daima akılsızlığını ortaya koymalıdır.
Kendisinden olanı vermeli ve bazen hiç olan bazense her şey olan için ortaya koymalıdır. Bakmayın kurnazlıklarına insancıkların, aslen birer aptallardır, tıpkı hayvanlar gibi. Anlam ve Hedef İnsan her yolda ve her düşüncesinde bir anlam taşımak ister. İnsan yapıcı olmak zorundadır, hareket etmek, anlam arayışı ve hedef bulmak için mücadele eder. Hedeflerine ulaştıkları vakit ise buhran olur.
Hangimiz hedeflerimiz sonucunda mutluyuz?
Hangimizin mahvolmaktan zevk almadığını söyleyebiliriz? Hedefler daima sert olur, tıpkı beton bir duvara çarpmak gibi tıpkı 13. Kattan düşmek gibi. Hedeflerimiz hayallerimizden ibaret ve hayallerimizin sonucu uçurumdan farksızdır. Hedef, var olmayan bir canlıdır, bizler ise birer tanrı. Yaratamayan, yarattığını beğenmeyecek olan. Seciye Birey anlam arayışlarında, hedef arayışlarında kullanabileceği bir karakter oluşturmalıdır. Bu karakter bedensel ve zihinsel olarak yansıtılır. Özünde bir birey olmadan önce yani çocukluk çağının izlerini taşır. İnançlı olan insanlar için kader çocukluktan başlamaktadır. ‘Çocukluk sizin bütün kaderinizi belirler’. Zırvalıkları geçersek: “Karakter” bireyin duruşudur, insanın ana maddesidir. “Bir karakteriniz, duruşunuz, çizginiz var olmadıysa, yaratmamışsanız siz yoksunuz, üstelik hayvansınız”
Omurgasız Birey
Attığı her adım, boşa harcanmış vakittir. Tuttuğu her dalın elinde kalmasıdır. Tanrının, insanın, hayvanın yok sayacağı bir var olmayandır. Onlarca, binlerce kalp ritminin sonuçsuz ve amaçsız atmasıdır. Bu canlılar hemen hemen her yerdedir. Günlük yaşama odaklanmış, başarılarını, varlığını böyle kabullenmişlerdir. Ara sıra bu canlıların amaçları olur; kimisi yarı kültürel varlığı ile öne çıkar. Toplum için tehlikeli olurlar, bir görüşe inanırlar ve isterler ki herkes o görüşe inansın. Bazıları kültürlü olur ve insanları manipüle ederler.
“Yalanın sırrı önce kendini inandırmaktır”
Sonuç olarak; insanlık hayvanlığı en aza indiren bireylerin elindedir. Bazıları yaşamayı hak etmez bazıları hakkı olmayanı zorla alır bazıları ise yaşam alanı oluşturur. İnsanlık maddi değildir. Mistik, Sufi gibi görüşlere katılmasam da bunları yok sayamam, bu yüzden insanlık geçmişte veya günümüzde gözle görülmeyendir. Üzgünüm ama bu insanlığı mistik yapar.
Yorum Yazın