Bu yazımda Morgan Housel’in yazdığı Dünyanın en çok satanlar listesinde bulunan “Paranın Psikolojisi” isimli kitabından bazı alıntılar yapmak istiyorum.
Newyork Üniversitesi profesörsü Scott Golloway, başarıyı hem kendimizin, hem de başkalarının başarısını değerlendirirken hatırlamamız gereken çok değerli bir fikre işaret ediyor: “Hiçbir şey Göründüğü Kadar İyi veya Göründüğü Kadar Kötü Değildir”.
Housel kitabında diyor ki; “Şans ve Risk Kardeştir. İkisi de, yaşamda her sonucun bireysel çaba dışında bazı güçler tarafından yönetildiği gerçeğini ifade eder”. Housel’in bu görüşünü, Bende kendi inanç ve dünya görüşüm açısından değerlendirdiğim zaman “Nasib ve Risk Kardeştir. İkisi de yaşamda her sonucun bireysel çaba dışında Allah tarafından yönetildiği gerçeğini ifade eder” olarak düzeltme ihtiyacını duyuyorum.
Bill Dougall İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan donanmasında pilot olarak görev almıştı ve savaş sonrasında da matematik ve fen öğretmenliği yapıyordu. Dougall 1968 yılında, öğretmenlik yaptığı Lakeside School’un Anneler Kulübünden bir ricada bulunarak yıllık kermes satışı gelirlerinden elde edilen paranın (yaklaşık 3000 dolar) General Electric’in ana terminaline bağlı Teletype 30 model paylaşımlı bir bilgisayarın kiralanmasında kullanılmasını istemişti.
Birleşmiş Milletlere göre, 1968 yılında dünya genelinde orta öğrenimde eğitim gören öğrenci sayısı, yaklaşık 303 milyondu. Orta öğrenim çağındaki 303 milyon öğrenciden sadece 3 tanesinin (Bill Gates, Kent Evans ve Paul Allen) karşısında bilgisayar satın almak için gereken nakit ve ileri görüşlülük bileşimi vardı. Ben bunu nasip ve Allahın lutfu olarak değerlendiriyorum. O Yıllarda birçok üniversitelinin lisans bölümlerinde Bill Gates ve 2 arkadaşının sekizinci sınıfta erişebildiği kadar ileri bilgisayar yoktu. Bill ve Paull okuldan sonraki serbest zamanlarında hafta sonları gece yarılarına kadar bilgisayar başında dilediklerini yapıyor tüm zamanlarını burada geçiriyorlardı. Kısa bir süre sonra bilgisayar kurdu olmuşlardı. Lakeside okul yönetimi, öğrencilerin ve öğretmenlerin ders programını yapmakta zorluk yaşıyordu. Okul müdürü bu ders programlarını bilgisayar kullanarak yapabilmeleri için yeni bir yazılım yazmaları görevini Bill ile Kent’e vermişti.
1987 yılında Ziraat Fakültesi öğrencisi iken 3 bölüm 150 kişi beraber bilgisayar dersi aldık. Bilgisayar hocası anfi’de çok uzaktan bilgisayar monitörünü, ana kasayı ve klavyeyi gösterdi. Anfide hocanın yanına gidip bilgisayara dokunmak hatta yakından görmek bile mümkün değildi. 1969 Yılında Bill Gates ve arkadaşları bilgisayarda okulun ders programlarını yapacak program yazarlarken biz 1987 yılında üniversitede bilgisayar dersinde ancak bilgisayarı 20 metre mesafeden görebiliyorduk ve dokunamıyorduk. Bill Gates ve arkadaşlarının 1968 yılında karşılarına çıkan maddi imkânlar ve ileri görüşlülük 1987 yılında bizim karşımıza çıkmamıştı.
Ülkemizde orta öğrenim ve lise çağındaki öğrencilerimizin karşısına 2010 Yılında bu maddi imkânları ve ileri görüşlülüğü sunmak için hazırlanan “Eğitimde asrın projesi” olarak duyurulan ve 2014 yılına kadar tamamlanacağı söylenen FATİH Projesi’nin 2020 yılı sonu itibarıyla gerçekleşme oranının yüzde 68,7 olduğu açıklandı. Tüm öğrencilere tablet dağıtma iddiasıyla yola çıkan proje kapsamında bugüne kadar yalnızca 1 milyon 130 bin öğrenciye tablet dağıtıldı.
Mikrosoftun başarısı sayesinde Bill Gates ve Paul Allen’in isimleri evlerimizin içine kadar girdi, isimlerini duymayan kalmadı. Fakat onların döneminde Lakeside lisesindeki bilgisayar dâhileri ekibinin üçüncü bir üyesi daha vardı, Kent Evans.Bill Gates’in arkadaşı Kent Evans şansın kardeşi riskten de aynı oranda güçlü bir doz deneyimlemişti. Kent liseden mezun olmadan dağcılık yaparken bir kazada hayatını kaybetti. ABD’de her yıl yaklaşık 36 kişi dağcılık yaparken yaşamını yetiriyor. Lise çağında dağa tırmanırken ölme olasılığı yaklaşık olarak milyonda bir.
Bill Gates Lakeside Lisesi’ne girmekle milyonda bir kişinin sahip olduğu şansı deneyimlemiştir. Kent Evans Bill Gates ile başarmak istediklerini gerçekleştiremeyerek milyonda bir kişinin karşılaşabileceği riski deneyimlemiştir. Zıt yönde hareket eden aynı güçte, aynı büyüklükte iki kuvvet.
Bill Gates, Lakeside Lisesi’ne girmekle milyonda bir kişinin sahip olduğu şansı deneyimlemiş ve şu anda dünyanin en zenginleri arasında yerini almıştır. Kent Evans, Gates ile birlikte başarmak istediklerini gerçekleştiremeyerek milyonda bir kişinin karşılaşabileceği riski deneyimlemiş ve daha hayatının baharında ölmüştür.
Şans ve risk, yaşamda elde edilen her sonucun bireysel çabanın dışında güçler tarafından yönetildiği gerçeğini ifade eder. Birbirlerine o kadar benzerler ki, ikiside eşit derecede saygı göstermeden ne birine, ne de diğerine inanabilirsiniz.
Şansa ve riske gerektiği gibi saygı gösterirseniz, insanların finansal başarılarını, hem kendimizinkini, hem de başkalarınınkini değerlendirirken, hiçbir zaman göründüğü kadar iyi veya göründüğü kadar kötü olmadığını fark edersiniz.
Yorum Yazın