Büyükşehir Yasası’nda yapılan bazı değişikliler 12 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanmıştı. Yapılan bu değişiklikle Büyükşehir Belediyesi statüsüne sahip 30 ildeki 16 bin 220 köy ve 1053 belde mahalleye dönüştürülmüştü.
Köylerin mahalleye dönüştürülmesiyle birlikte köy tüzel kişiliğine ait olan malların, taşınmazların ve meraların mülkiyeti bağlandıkları belediyelere geçmişti. Bazı belediyeler bu taşınmazları sattı. Kimi yerlerde belediyelerin yaptığı imar değişikliğiyle tarım alanları imara açıldı. Mahalleye dönüştürülen köylerde Büyükşehir Yasası geçerli hale gelince ahır yapmak hayvan yetiştirmek zorlaştı. Hayvancılık yapanlar mahalle dışına çıkmaya zorlandı. Köyde yaşayan vatandaşlar su faturalarını merkez mahalle bazında pahalı ödemek zorunda kaldı. Emlak vergisi muafiyeti kaldırıldı. Çevre temizlik vergisi aslında köy olan ama mahalle kabul edilen yerleşim yerlerini de kapsar hale geldi. Köylerin kapatılması ve mahalleye dönüştürülerek ilçe belediyelerine bağlanması tarımın, tarım arazileri ile meraların, orman ve yaylaların yapılaşma alanlarına dönüşmesi riskini arttırdı.
Aradan geçen 9 yıl sonra yapılan bu değişikliğin yanlış olduğu ancak anlaşılabildi ve bu yanlıştan dönüldü. Emeği geçenlere teşekkür ederiz. “Yanlıştan dönmek erdemdir” sözü kişiler, devletler ve hükümetler içinde geçerlidir.
6 Ekim 2020’de Resmi Gazete ’de yayımlanan bir kanunla geçmişte mahalleye dönüştürülen köy ve beldelere kırsal mahalle statüsü verilmesinin önü açıldı. Yeni düzenlemeye göre, mahalleye dönüştürülen köylerin kırsal mahalle statüsü kazanması için bağlı bulunduğu belediyeye resmi başvuruda bulunmasını gerektiriyor. Bu başvurunun önce ilçe belediye meclisinde daha sonra da büyükşehir belediye meclisinde kabul edilmesi gerekiyor. Zamanında müracaat edilmezse mahalleler eski statüsünde mi kalacak yani kırsal mahalle imkânlarına kavuşamayacaklar mı? Ayrıca çıkan kanuna göre, Kırsal mahalle olmak için başvuru yapan mahallelerin kırsal mahalle statüsüne geçip geçmeyeceklerinin değerlendirmesini belediye meclisleri yapacak. Acaba belediye Meclislerinin verecekleri bu kararlarda, gelirlerini kaybetmek korkusu ile haksız ve yanlış kararlar verilebilir mi?
Yeni düzenlemeyle kırsal mahalle statüsü kazanacak yerleşim birimlerinde gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan bina, arsa ve arazilerle mesken amaçlı kullanılan binalar ve zirai istihsalde kullanılan bina, arsa ve araziler emlak vergisinden muaf olacak. Bu yerlerde, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan bina, arsa ve araziler için emlak vergisi yüzde 50 indirimli uygulanacak. Bina inşaat harcı ve imarla ilgili harçlar kalkacak, diğer vergi, harç ve harcamalara katılım payı yüzde 50 indirimli uygulanacak. İçme ve kullanma suları için alınacak ücretler en düşük tarifenin konutlarda yüzde 25’ini, işyerlerinde yüzde 50’sini geçmeyecek şekilde belirlenecek.
Bu düzenleme sadece, Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van’daki önceden köy olan, sonra mahalleye dönüştürülen ve 9 yıl sonra tekrar Kırsal Mahalle olma imkanı verilen yerleşim yerleri için uygulanacaktır.
Ancak, önceden köy olupta sonra mahalle olan köylerimizin hepsi müracaat ettiklerinde kırsal mahalle olamayacaklar. Belediyeler her mahalle için değerlendirme yapacaklar. Bu değerlendirmelerde; kırsal mahalle, kırsal yerleşim özelliğinin devam edip etmemesi, şehir merkezine olan uzaklık ve ulaştırma durumu, belediyelerin yol, su, atık su, katı atık, toplu taşıma gibi hizmetlerinden en az ikisine erişebilme imkânına tam kapasitede ulaşıp ulaşmaması gibi kriterler dikkate alınacak. Bunun yanında mevcut yapılaşma durumunun kırsal niteliğinin devam edip etmemesi, imar mevzuatı uyarınca yerleşik ve gelişme alanları içinde olup olmaması da dikkate alınacak. Kırsal yerleşik alanlar, bir veya birden fazla mahallenin bir kısmını içerecek şekilde tespit edilebilecek. Kırsal mahalle olarak tespit edilemeyen mahallelerde, 10 dekardan daha fazla araziler kırsal yerleşik alan olarak kabul edilecek.
Kırsal Mahalleye dönüştürülen yerleşim yerlerine yaşayan vatandaşlarımız yine belediye hizmetlerinden yararlanabilecekler. Büyükşehir statüsünde olan illerde, köylere hizmet götüren, İl Özel İdareleri kapatılmıştı. Bu kurumlar yeniden açılmadı. İl Özel İdarelerin kapatılmasıyla ortaya çıkan boşluk, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları kurularak kapatılmaya çalışılmıştı. Bu yüzdenden kırsal mahallelerde bu hizmetler yine belediyelerin Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından yapılacaktır. Ancak Belediyelerin mahallelere hizmet götürürken, kendi partilerine daha çok oy veren yerleşim yerlerine daha fazla hizmet verdikleri görülmektedir. Belediyelerin siyasi parti oy dağılımlarını ve siyasi çıkarlarını arka plana itmeleri böylelikle vatandaşların “eşit kamu hizmeti” anlayışına uygun hizmet görmelerini sağlamaları gerekmektedir.
Köy muhtarları ile yapılan anket sonucuna göre, Köylerin mahalle sayılması ile birlikte, vatandaşların kamu hizmetlerine daha kolay ulaşabildiği, evde bakım hizmetleri, sağlık hizmetleri gibi alt hizmet birimlerinden kolay bir şekilde faydalanabildikleri ifade edilmiştir. Aynı hizmetlerin genişletilerek yine kırsal mahalle olan yerleşkelerde yine devam ettirilmesi gerekmektedir.
Kamu hizmetlerinin görülmesinde, alınan kararlarda ve uygulamalarda ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediyesi arasında siyasi çekişmeler yaşanmaktadır. Bu siyasi çekişmeler farklı siyasi partilere sahip belediyelerde daha fazla olmaktadır. Yaşanan büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki görev ve yetki çakışmalarına kanun koyucunun ek düzenlemeler yapması gerekmektedir. Böylelikle büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki siyasi çekişmeler azalacak, kırsalda sunulan kamu hizmetleri daha kaliteli olacak ve istenilen düzeye ulaşacaktır.
Yorum Yazın