İç çatışmaların, karmaşanın ve savaşın ortasından, ben sizlere kısa bir yolculuk yapmak istedim.
Uzun süredir insanları dinliyor, görüyor ve analiz ediyorum. Bu analizlerimi bazen sizlere yansıtıyorum bazen ise sadece düşünüyorum. Böyle bir giriş yaptığım için ne bir pişmanlık ne de üzüntü içerisindeyim. Hatta zamanınızı çaldığım için bir o kadar sevinçliyim.
Bugün sizlerle insanın özlediği, hasret duyduğu o muazzam kokulara yolculuk yapmak istedim. İlk durağımız.
‘Lağım’
İnsanın nefret ettiği, iğrenç bulduğu, kokusunu her aldığında uzak durduğu, duracağı lağım.
Bu lağımın içerisinde düşündüğünüz gibi dışkılar veya adına her ne diyorsanız o yoktur. Aksine gün içerisinde yaşadığımız, görmek istemediğimiz, mecbur kaldığımız ne varsa o mevcuttur. Kısacası bu lağım, insanın ta kendisidir.
Buraya kendimizi, mecburen yaşadığımız, engel olamadığımız her durumu hatta olayı bırakırız. Bazı zeki insanlarımız bu konunun sifona bağlanacağını düşünüyorsa lütfen bu yazıyı okumasın.
Sizler için yeterince nazik olduğuma göre sanırsam bu lağımın detayına inmek artık hakkımdır diye düşünüyorum.
Evimiz olan bu lağım, kendimizden her kaçmaya çalıştığımızda, başkalarının fikirlerine absürtce bağlandığımızda, inançlara sıkı sıkı tutunup, kendi çıkarlarımız için istediğimizi lekelediğimiz yuvamızdır.
Tüm pisliğin bize ait olduğu bir ortam, günlerce, hasretle, özlemle arayış içerisinde olduğumuz bu lağımın, şimdiki en dikkat çekici tarafı ise, artık absürt bir şekilde insanın doğruları konuşabildiği, en azından bunu istediği bir ortam haline gelmiş bulunuyor.
İnsanların yani bizlerin artık doğruları görüyor olması, bunu konuşmak istemesi ve mükemmel bir şekilde savunmaları ama bilinmeyen hangi etkenlerin bir araya gelmesinden dolayı bir türlü çözüme kavuşturamadığı problemler yığını oluşmuştur.
Peki insan neden kendi lağımını bu denli özlerken, bir başkasının lağımı ile ilgilenir, üstüne o lağımın kötü olduğunu düşünür? Halbuki içerik aynıdır, malzeme aynıdır. Sanırım buradan sonrasını sizlere bırakmak, benim lağımıma yakışır.
Yorum Yazın