Hüseyin Kılıç’ın on dört öyküden oluşan kitabı Şimdi Karşıya Geçebilirsiniz, Ketebe Yayınlarından çıktı. Post Öykü, Heceöykü ve birçok dergide öyküleri yayımlanan Kılıç, aynı zamanda öykü çevirileri de yapan çok yönlü bir isim. Benim de ilgiyle takip ettiğim edebiyat dergisi Yük Edebiyat’ın da yayın kurulunda yer alıyor.
Hüseyin Kılıç’ın mizahi yönünün kuvvetli olduğu ve bununla birlikte eleştirel ve sorgulayan bir yapısı olduğu sosyal medya paylaşımlarında da dikkati çekiyor. Bu durum Şimdi Karşıya Geçebilirsiniz’de öykülerine de sirayet ediyor.
Bu yazıda yer vermediğim birçok öyküsünde kitabı okurken notlar aldım, çoğu zaman gülücük işareti ekledim. Neşeli, zekâ ve merak unsurlarının iç içe geçtiği öyküler bunlar.
Kitabın ilk öyküsü olan Kavanoz, ben anlatıcının kullanıldığı bir olay öyküsü. Kılıç’ın tüm öyküleri için olay öyküsü diyebiliriz ki olay zincirlerinin sağlam bir alt yapı ile kurulması merak unsurunu diri tutan başlıca etkenlerden biri. Kavanoz’da hayal gücünün sınırlarından yararlanan Kılıç, karşımıza çıkmayacak bir olayı anlatırken gerçekçiliği de elden bırakmıyor. Yakın okumalarda birçok öyküsünde yer verdiği şekilde sistem eleştirisi karşımıza çıkıyor. Kavanoz’da bu eleştiri toplumsal hafızanın zayıflığına yönelmiş şekilde. Hızlı tüketime, toplumsal belleğin silinmesine, çabuk eskitmeye karşı bir başkaldırı öyküsü.
Şimdi Karşıya Geçebilirsiniz’in ikinci öyküsü Ölüm İlanı ilgiyle okuduğum bir öykü oldu. Anlatıcının dedesinin vefatı ile başlayan öyküde dedenin inatçılığı ve dediğim dedik yapısı vurgulanıyor. Kılıç bu öyküde psikolojiye de giriş yapıyor ve duygu durum bozukluğunu ele alıyor bir bakıma. İnat duygusunun altında yatan öç alma isteği ve varlığını ispat çabasındaki dede figürünün bu denli sinirli olmasının yol açtığı davranışlarını öykünün sonunda görüyoruz.
“İnsan gazeteye ilan vermeyle ölür mü hiç?”
Ölüm İlanı sorularla baş başa bıraktı beni. İçimizde öldüremediklerimizin yeri neresidir? Ne yaşadıktan sonra, hangi şartla öldürürüz o insanı içimizde? İnadımız veya hoşgörüsüzlüğümüzle biz kaybetmişizdir belki de, içimizdeki mezarı boş yere dolduruyoruzdur.
Kitaba adını veren Şimdi Karşıya Geçebilirsiniz öyküsü, okurla sohbet tadında başlıyor. “Duyup duyacağınız, görüp göreceğiniz en garip aşk hikâyesi olabilir bu.” Doğru da. Tesadüflerle örülü bir garip aşk hikâyesi. Bu öyküde diğerlerinden farklı olarak dikkatimi çeken nokta, karakterlerin mizaç yapıları, kişilik özellikleri çok başarılı bir şekilde veriliyor. Betimlemeler ise dikkat çekici.
Kader bazen “Şimdi karşıya geçebilirsiniz” diye fısıldar her birimize. “Ardında bırakman gerekenleri bırak; karşıya geç ki yenilikleri, mutlulukları bul” der. Tevafuklar zinciri başlamıştır, karşıya geçmeye cesaret edene yeşil ışık yakar hayat.
Huzur Hakkı öyküsü, biçim ve anlatıcının dili açısından beni en çok etkileyen öykü oldu. Mektup türünde yazılmış öyküde derin bir toplum ve sistem eleştirisi mevcut. Mümtaz Korkut Kara, belleğimde yer edinecek bir kahraman oldu. Edebiyat öğretmeni ve özel bir okulda çalışmak zorunda kalan anlatıcı, kendini ve içinde bulunduğu durumu içtenlikle açıklıyor. Hayır, bir ruhsal bunalım değil yaşadığı; tersine bir aydınlanma hâli. Gözü açılan; kendini, yapmak istediklerini, hedeflerini iyi bilen kime huzur hakkı tanınmış ki.
“Toplumun çok sevdiği bunun böyle, şunun şöyle olması gerekliliği hastalığını oldum olası hiç sevmemişimdir. Ama bir türlü gerçekten olamadığım yahut var olamadığım için bu konuda toplumla yüzleşmeyi, karşı kaşıya gelip problemlerimizi tartışmayı gözüm hiç yememiştir.”
Toplum yabancısı hâline gelen, kazandıkça kaybettiğini anlayan Mümtaz Korkut Kara, birçoğumuz çok iyi anlıyor seni.
Şimdi Karşıya Geçebilirsiniz, Hüseyin Kılıç’ın güzel öyküleriyle sık sık karşılaşacağımızın sinyali mahiyetinde, yolunun açık olduğunu düşündüren ilk öykü kitabı.
Yorum Yazın