Bugün toplumların temeli olan ve insanların manevi hareketlerine yön veren birkaç olaydan bahsetmeden edemeyeceğim.
İnsanların birbirleriyle olan iletişimin önemini anlatmaya gerek dahi duymuyorum. Toplumumuzu bu konuda değerlendirdiğimiz vakit ise; toplumumuzun vahim bir durumda olduğunu görememek, sadece nefes almaktan ibaret bir insan olduğunuzu gösterir.
Bugün yeni nesil olsun eski nesil olsun, birbirlerini suçlamadan veya birbirlerini yargılamadan öncesine inmek, en doğrusu olur.
Diyelim ki eski bir nesilsiniz, 40 veya 50 yaşlardasınız. Bu durumda sizlerin bizlere yansıtmış olduğu ortamı dikkatle izlemenizi öneririm. Bu ortam sessizliğin ve boş bağrışların fırtınasıyla dolu. Bugün rutin veya rutin dışı işleriniz için dışarı çıktınız. Hatırladığınız ve her zaman kullanmış olduğunuz yolunuzdan devam edin. Etrafı seyredin, binalar, dükkanlar ve sokağın renkleri aynı olsun, başta insanlar değişmiş, yeni insanlar dahil olmuş ve artık yeni insanlarla bir temel sosyalliğin içindesiniz. Bu durumda düşünmeniz gereken şey 20 yıl veya 30 yıl öncesi değildir, düşünmeniz gereken şey aslen hiç uzak bir zaman değildir. Ya dündür ya da bugündür. Bu durumda efendim, sayın eski nesil ve insancığımız; durumlar ve insanlar değişmiş, yenilik gelmiş artık günümüze dönmelisiniz.
Ve geldik yeni neslimize: Sizlere ne söylesem olmuyor, abilerim ve ablalarım, şu zor ve meşakkatli günleri ne geride bırakabiliyorsunuz ne önünüzü görebiliyorsunuz. Sizleri anlıyorum, ancak psikolojilerinizi ve bunun sosyolojideki karşılığını çözümleyemiyorum. Biz insanlar olarak hangi devirde, hangi zamanda umutlanıp yeşerdik, tohumlarımızı serpip fidanlarımızı bekledik? Bilmiyorum. İnsanlar ve insancıkların bir devri açıp kapattığına şahit olamadık, o bildiğimiz ve duyduğumuz büyük insanları göremedik ve işitemedik. Bizlerin bu durumda sırtımızdaki yük ile neler başarmamız gerektiğini söyleyip duran insanlara denk gelmemiz ve her zaman bir şeylerin zorluğunu daha tatmadan anlamaya çalışmamız, bizleri yıpratan ve bizleri mahveden durumlardan biri olmuştur. Ah neslim ve neslimden sonrakiler, nasıl benden öncekilerin bir suçu yoksa biliniz ki bizlerinde yok, sizlere bıraktığımız bu kokuşmuş dünyanın suçluları hep başkaları olmuştur, komşum değil komşumun komşusu olmuştur. Sırtımızda bir küfe var bir adımda bin ağırlık basar, nefis der ki durma, el der ki yap ama yapma.
Hem duygularıma yenildiğim hem beni mahveden bir gerçekten dolayı değil sitem, küfretmek gerekir, ama bazen sitemin de küfründe gereği yoktur işte...
Belki de ölmüştür insanlık ve sadece gördüklerimizden ibaret olan dünyanın, sadece bize kaldığını düşünüp, yıkıp, mahvetmişizdir. Biraz daha sabredin yaşıtlarım, yeni bir güne uyanır, doğan güneşi izlersiniz. Demek gelse dahi içimden aslen bunların hepsi yalandır. Son nesil, son insansınız, buna göre yaşayın diyemem ama ben zaten size yaşayın da demem.
Yorum Yazın