Dünyanın belası olan ve bunu dünyanın kendisi kadar kabullenmeyen insanın derinlerinde olan veya aslında hiç yapmadığı ya da yapmayacağı masum bir duygu olan nankörlüğe bir bakalım.
Sevginizi vermekten ve her fırsatta bunu içtenlikle göstermekten kaçınmadığınız bir insan var hayatınızda. O nu bir ağaç gibi sular, bazen meyve vermesini bekler veya bazen meyve dahi vermesini istemeden beslersiniz. Duvar gibi görür yaslanırsınız, sır dünyanızı aralar ve sırlarınızı açarsınız, temiz olan yastığınızdan dahi daha temiz olduğunu düşündüğünüz duygularınızı açarsınız, en ufak olayda koluna girmek istersiniz veya bir kardeş gibi sarar sarmalarsınız. Hatta çoğu zaman sizi doğuran anneden daha yakın görür veya sizi koruyan babanızın kollarından daha güvenli bulursunuz. Ne kadar vereceğiniz duyguları yazsam dahi belki daha fazlasını hissettiğiniz; belki de sınırlarında ötesinde duygular beslediğiniz insan hep vardır, var olacaktır ve belki de vardı.
Nankörlük sahibi bilinmeyen bir eser gibidir. Kimse nankörlük etmez ama eseri daima konuşur ve bu bir yerden sonra sanat haline dönüşür. Çocuklardan tutun en olgun insana, annenizden babanıza kadar uzanan bu eser, hepimize aittir ama hiç birimizim değildir.
İnsanın öz problemleri aslında bunun gibi duyguları kabullenmemesi ve bu gibi sorunları inatla görmemesinden oluşur. İnsan her zaman nankördü, insan her zaman nankör olabilirdi, insan hiç nankör olur mu, insan hiç nankör olmadı. Bugün bu konudan dolayı üzülen, acı çeken veya yakın zamanda acı çekecek olanlarında kendi nankörlüğünü görmesi gerekmektedir.
Birisine olan duygularınız kendinize olan duygularınıza bir nankörlüktür, bir başkasına olan güveniniz kendinize olan nankörlüğünüzdür. Kendinizden ne verirseniz verin, başkasından ne isterseniz isteyin insan inançları dahilinde bile nankör olmak zorundadır.
İnançlı birini ele alalım. İyilik yapar, ibadet eder, inancına diğer insanları teşvik eder ve inancını savunur. Bunu neden yapar? Bir çıkarı vardır ve kimse ben o kadar iyilik yaptım, ibadet ettim, inancımı savundum ve inancımı yaydım ama cehenneme gitmek istiyorum demez. İnanç uğruna yaptığı onca şeyin ardından cehenneme gidebilecek olan var mıdır? Cehenneme giden kimse tanrısına yahu ben bunları yaptım ama neden buradayım demez mi? Sizce burada nankör olan tanrı mıdır?
Yorum Yazın