Kahramanmaraş merkezli 7,8 ve 7,6 şiddetinde 9 saat arayla meydana gelen iki depremden sonra 11 ilimiz adeta küçük kıyameti yaşadı.
İlk deprem sabaha karşı saat 4.17’de meydana geldi. Hemen hemen herkes uykuda yakalandı bu depreme 13,5 milyon vatandaş etkilendi. On binlerce kişi hayatını kaybetti. Kurtulanlar ise küçük kıyameti gördü. Can havliyle enkaza dönmüş evlerinden sevdiklerini kurtararak kendilerini ancak sokağa atabildi.
İşte onlardan bir tanesi gazeteci dostumuz Talip Köleoğluydu. Annesini babasını ve daha pek çok sevdiklerini depremde kaybetti.
Kendisi deprem anında ayaktaydı ve yaşadıklarını sosyal medya hesabından tek tek anlattı. Ben fazla sözü uzatmadan Talip Köleoğlu’nun Hatay’da o gece yaşadıklarını kendi kaleminden bu satırlara taşıdım.
Ölmeyi Hissedemedim:
Çünkü kurtarmam gereken canlar vardı…
Deprem olduğunda ayaktaydım.. Ayaktaydım diyorum ama ayakta duramayacak kadar fena sallanıyordum bu kez. Tüm aile fertlerini uyarmak için koştuğum holde aynı zamanda ayakta durma mücadelesi veriyordum. Elektrikler henüz kesilmemişti her şey çok netti. Sarsıntı şiddetini arttırdığında salonda küçük oğlumun yattığı yerde aldım soluğu bir yandan onu korkmaması için teselli ediyordum bir yandan da film sahnesi gibi çatlayan kimi salona kimi de dışarıya devrilen duvarları izliyordum büyük bir hayret ile.. Cep telefonun feneri ile arkama baktığımda komşumun duvarının bizim tarafa yıkıldığını gördüğüm anda arkasına duvar devrilen az önce girip çıktığım kapının açılmadığını hanım ve çocukların feryadı ile duydum.
Dış kapımızda sıkışmıştı açılmıyordu. Çok zorlanarak kalan aile bireylerimi yanıma aldığımda tek düşüncemiz vardı 3.kattan sokağa nasıl çıkacaktık. Bir ses duyduk içerde kimse var mı? diye bir daha da o arkadaşı ne gördük ne de duyduk. Kesinlikle cesur bir insandı, bize göre de Hızır Aleyhisselamdı kurtarıcımız.. Komşunun kapısı kırıldıktan sonra Apartmanın içine girebildik ama “Talip” sesleri ile inliyordu orası da. Tüm komşularımıza yardımcı olmaya çalıştık. Onların da kapılarını kırarak apartmanın içerisine aldık. Birinci kata kadar kırık merdivenlerden resmen dökülmüş ara koridorlardan gelirken hayatımızın şokunu yaşadık.
Orası tam bir enkazdı ve apartman çökmüş çıkışımız yok olmuştu. Bir demir kapı bulduk ve onun arkasına devrilen duvara rağmen tüm gücümüz ile ittik. Önce çocuklar ve yaşlılar ve en sonunda ben. Komşumuzun evine geçtiğimiz kapıdan yemin ediyorum şu anda hiç birimiz geçemeyiz. Yıkılan duvar arasından kendini kurtaran mahalle sakinlerimizin yardımı ile çıktığımızda ne yağmura aldırıyorduk ne de yaşadığımız duruma. Sadece çevremizdeki yerle bir olan binaların şoku vardı üzerimizde. Birde ne olur bizi kurtarın feryatları. Herkes ağlıyordu bu ağlama 10 gün boyunca sürdü. Enkaz altından çıkan her cenaze bizi derinden üzerken aldığımız ölüm haberleri üzüntümüze üzüntü kattı. Rabbim bizlere böyle bir felaket yaşatmasın inşallah..
Yorum Yazın