Bademle ilgili yazılmış birçok kitaba, bilimsel yayınlara ve internet medyasına baktığımızda, danışmanlık yapan bazı kişileri dinlediğimizde “badem, toprak yapısı seçmeden hemen hemen her toprakta yetişebilen, hatta hiçbir bitkinin bile yetişmediği marjinal arazilerin değerlendirilmesinde kullanılabilen, sulama imkanı yoksa bile verim alınabilen bir meyve türüdür” diye yazılıp söylenmektedir. Bu bilgi kesinlikle yanlıştır. Aslında yanlış anlaşılma şuradan kaynaklanmaktadır. Uygun olmayan toprak şartlarında ve yetersiz sulamada, diğer meyve çeşitleri zaman içinde kurur. Fakat badem bu olumsuz şartlara diğer meyve türlerinden daha dayanıklı olduğu için kurumaz yaşamaya devam eder. Ama bizim istediğimiz verimi vermez. Sürdürülebilir bir üretim için önemli olan badem ağaçlarının ekonomik verim vermesidir.
Bademin ana vatanı ülkemizdir. Yani tüm dünyaya bu topraklardan yayılmıştır. Ülkemizde 2017 yılında 7.9 milyon badem ağacından 14.000 ton iç badem üretilmiştir. Yani dekara iç badem verimi yaklaşık 50 kg civarındadır. Oysa ABD, Avusturalya, Çin, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin dekara iç badem verimi 180-200 kg civarındadır. Ülkemizdeki verim düşüklüğünün sebeplerinden en önemlisi badem ağaçlarını diktiğimiz arazilerin büyük bir kısmının ekonomik badem yetiştiriciliğine uygun olmamasıdır. Eğer badem ağaçlarımız uygun topraklarda dikili olsaydı ve doğru şekilde bakımları yapılsaydı yaklaşık 55.000 ton iç badem üretebilmemiz gerekirdi. Hatta badem ithal etmek zorunda da kalmayabilirdik. Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) verilerine göre, bu yılın ilk 6 ayında sadece ABD’den 13 bin 716 ton badem ithal ettik ve bunun karşılığında 72 milyon dolar ödedik.
Badem yatırımı uzun süreli ve masraflı bir uğraşı olduğu için, badem bahçelerini en uygun arazilerimiz üzerinde tesis etmek durumundayız. Badem bahçesi kurulmadan önce 2-3 metre derinlikte toprak profili açılarak, toprak derinliği, toprak katmanlarının yapısı, taban suyu seviyesi, gibi kriterler uzman kişilerce değerlendirmelidir. Özellikle pH, tuzluluk, kireç miktarı, toprak bünyesi ve sulama suyu kalitesi gibi hususlar değerlendirildikten sonra bahçe kurulup kurulmamasına karar verilmelidir. Çünkü uygun olmayan arazilerde yapılacak gübreleme ve ilaçlama masrafları diğer arazilere göre çok daha fazla olmakta, yanlış arazi seçimlerinde ise verim ya hiç alınamamakta ya da çok az alınabilmektedir. Maalesef ülkemizin hemen her yerinde yüzlerce bu hale gelmiş bahçeleri görebilmekteyiz. Oysa yüksek verim alınan ülkelerde, en iyi arazilere badem ekilmekte ve bizden 4 kat daha fazla verim alabilmektedirler.
Yanlış bilgilerden bir diğeri de badem su istemez, sulanmasa da yetişir. Her bitki su ister ve suyu sever. Yeterli sulama varsa maksimum verim verir. Yeterli su yoksa badem kolay kolay kurumaz ama istenen verimi de vermez. O yüzden yeterli suyunuz yoksa badem bahçesi kurmayınız. Hem paranızı, hem zamanınızı hem de bu işe olan hevesinizi kaybedebilirsiniz. Bölgenin iklim ve toprak şartlarına uygun badem çeşidi ve anacı seçilmeli. Bu konuda bu işi pratik ve teorik olarak iyi bilen uzmanlardan mutlaka yardım alınmalı.
En iyi anaç acı badem anacıdır. Bu da yanlış ya da eksik bir bilgidir. Acı badem anaçlarının avantajlı yönü uzun ömürlü olmalarıdır. Fakat her toprak yapısında kullanılmaları tavsiye edilmez. Eğer dikim yapacağınız arazinin kireç oranı yüksekse GF 677 anacı üzerine aşılı çeşitler kullanılmalı. Topraklarımız ağır bünyeli ise GARNEM anaçları kullanılmalıdır. Bu anaç kök ur nematoduna da dayanıklıdır. Diğer anaçlara göre daha az gelişme gücü gösterir. Ağır bünyeli topraklar için yarı bodur ROOTPAC-20 anacı da tavsiye edilmektedir. Bunların dışında ROOTPAC-70, ROOTPAC-90 ve ROOTPAC-R ve PATRONES ARDA (Kireçli ve ağır toprak koşullarına karsı dayanıklı bir anaçtır) gibi yeni nesil anaçlar ülkemizde ve dünyada kullanılmaktadır.
Bahçede hiç ot olmamalı. Bahçe otlanır otlanmaz sürülmeli ve toprak sürekli havalandırılmalı. Bu da yanlış bir bilgidir. Badem ağaçlarının taç izdüşümü malç (saman, talaş, öğütülmüş kabuk ve budama artıkları gibi) ile örtülmeli. Ağaçların taç iz düşümü işlenerek havalandırılabilir. Fakat sıra aralarının toprağın agregat yapısının bozulmaması için, sık sık sürülerek işlenmesine gerek yoktur. Yabancı otlarla sürülerek mücadele etmek yerine, sık sık biçilerek yabancı ot zararı azaltılabilir.
Bademde hastalık ve zararlı fazla olmadığından ilaçlamaya gerek yoktur denilmektedir. Oysa bademde monilya, yaprak delen, bakteriyel kanser ve zamklanma, badem dal kanseri, et leke hastalığı ve külleme gibi hastalıklarla, bakla zınnı, yaprak bitleri, badem iç kurdu, badem erik koşnili, kapnodis ve doğu meyve güvesi gibi zararlılar büyük zarar verebilmektedir. Uzman kişilerin önerileri doğrultusunda mutlaka gerekli ilaçlamalar titizlikle zamanında yapılmalıdır.
Badem budama istemez denilmektedir. Oysa bademde budama ilk 4-5 yıl mutlaka yapılmalıdır. Budama işini yapan kişilerinde, tecrübeli ve bu işi bilimsel olarak bilen kişiler olması gerekir.
BODUR BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ
Meyvecilik tüm dünyada tarımın en hızlı gelişen sektörleri arasında yer almaktadır. Bu durum üreticileri yeni bahçeler kurmaya ve bahçelerinde yeni nesil anaç ve çeşitler ile modern teknolojileri kullanmaya yönelik yatırımları artırmaya yöneltmektedir. Meyvecilik tarımında sürdürebilirliğin sağlanması için, birim alandan alınan verimin arttırılması maliyetlerinde düşürülmesi zorunlu hale gelmiştir.
Meyve yetiştiriciliğinde verim birkaç yöntemle arttırılabilir. Bunların başında bodur meyve yetiştiriciliği gelmektedir. Bir ağacın bodur olabilmesi için aşı yerinin altının yani anaç kısmının bodur özellikler taşıması gerekir. Bodur anaç kullanılması her ne kadar oldukça eski tarihlere dayanıyorsa da 1960’lı yıllarda da ticari olarak kullanılmaya başlamıştır.
Ülkemizde de 1980’li yıllardan beri özellikle elma ve armut yetiştiriciliğinde kullanılan bodur anaçlara esas ilgi 1990’lı yıllarda artmıştır. Son 20 yıldan beride bodur badem anaçlarının kullanımı ve bodur badem yetiştiriciliği giderek yaygınlaşmaya devam etmektedir. Ağaçları küçülterek birim alana daha fazla sayıda ağaç dikilmesi yoluyla verim artışı sağlanır. Ağaçları küçültmede en etkili vasıta da bodur özellikler taşıyan anaç kullanmaktır. Bodur anaçlar sadece birim alandan elde edilecek verimi artırmakla kalmazlar. Aynı zamanda verime yatma yaşını öne alırlar, kaliteyi artırırlar, bütün kültürel (Budama, ilaçlama, gübreleme ve hasat gibi) uygulamaları kolaylaştırırlar, maliyeti düşürürler ve kısaca meye yetiştiriciliğini kolaylaştırırlar. İspanyada yapılan araştırmalarda 4 metre sıra arası, 1 metre sıra üzeri mesafede dikilen badem bahçesinden 2. Yılda dekara 20-60 kg, 3. Yılda 60-150 kg, 4. Yılda ise 150-300 kg iç badem elde edildiği ifade edilmiştir. Normal yetiştiricilikte bir dekara ortalama 35 civarında fidan dikilirken, bodur badem bahçesi kurulurken 250 civarında fidan dikilebilmektedir.
Ülkemizde badem yetiştiriciliğinin geçmişi incelendiğinde, ilk yıllarda tarla kenarlarında badem ağaçlarının dikimi şeklindeydi. Anaç olarak da yoğun bir şekilde acı badem tohum anaçları, çeşit olarak da erken çiçek açan yerli badem çeşitleri kullanılmaktaydı. Tohum anaçlarıyla kurulan bahçeler, geç meyveye yatmakta, büyük boylu ve hacimli ağaçlar oluşturmakta, daha az verim vermektedir. Yerli çeşitler erken dönemde çiçeklenmekte ve don zararına uğramaktadır.
Son yıllarda geç çiçek açan Ferragnes, Ferraduel, Makako gibi çeşitler kullanılmaya başlanmıştır. Anaç olarak da GF 677, Garnem (GXN) gibi klonal anaçlar kullanılmaya başlanmıştır. Bu klonal anaçlar üzerine aşılanan çeşitler, acı badem anacı üzerine aşılanan çeşitlere göre daha kısa boy ve az taç yaparlar. Bitki ıslahçıları yaptıkları araştırmalar neticesinde sık dikime uygun, erken yaşlarda meyve verdirebilen, sert çekirdekli ve sert kabuklulara uygun anaç ıslahına yönelmişlerdir. Bu araştırmaların sonucunda Rootback 20, Rootback 40, Rootback 70, Rootback 90, Rootback R ve Patrones Arda gibi anaçlar ıslah etmişlerdir. Bu anaçlarla sık dikim ( 4x1 m ) yapılmakta olup badem, şeftali ve kayısıda anaç olarak kullanılabilmektedirler. Bodur badem ağaçlarını standartlarından ayıran özellik, sadece daha küçük olmaları değildir. Ağacın şekli ve yayılması, meyveye yatma yaşı, çiçeklenme ve hasat zamanı, sürgün çapı, ağacın ömrü, meyve verme tabiatı, yaprak/meyve oranı ve bitkinin besin maddeleri isteği yönünden bodur ağaçlar standartlarından farklıdırlar.
Yeni badem bahçesi kurmak isteyen girişimcilere öncelikle tavsiyem bu işi hem bilimsel olarak iyi bilen, arazide tecrübe sahibi olan, ülkemizde ve dünyada bu konularda yapılan araştırma ve geliştirme çalışmalarını iyi takip edebilen danışman kişilerden teknik destek almalarıdır. Bu alanda uzman kişilerin tavsiye ve yönlendirmeleri ile bodur badem yetiştirme tekniklerini uygulayarak bahçe kurmalarıdır. Budur badem yetiştiriciliği yapıldığı zaman bahçenin bakımı son derece kolaylaşmaktadır. Bunun yanında kısa sürede ve daha fazla verim alınabilmektedir. İlaçlama, budama ve hasat yapılırken mekanizasyon kullanımı daha kolay olmaktadır. Bütün Dünyada özellikle Avrupa Ülkelerinde yeni kurulan bahçeler bodur yetiştirme teknikleri uygulanarak kurulmaktadır.
Yorum Yazın