Karadeniz’de keşfedilen ve geçen hafta müjdesi verilen 320 milyar metreküp doğalgaz rezervinin Türkiye ekonomisi için pek çok açıdan faydalı olması bekleniyor. Bu keşif hem Türkiye’nin milli gelir pastasına hem de ülke içi üretim maliyetlerine ve Türk iş insanlarının uluslararası pazarlardaki rekabetçiliğine önemli katkılar sağlayacaktır. Doğalgaz açısından zengin bir havza olduğu söylenen keşif bölgesinde ve Doğu Akdeniz’de yapılacak diğer sondaj faaliyetleri sonucunda yeni keşifler yapılması halinde, Türkiye gerçek manada doğalgaz üreticisi bir ülke olabilir.
Doğalgazda yüzde 99 oranında dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye 2019 yılında 45 milyar metreküp doğalgaz ithal etmiş ve bu ithalat yaklaşık 12 milyar dolara mal olmuştu. Kullanımına göre değişiklik göstermekle birlikte, Türkiye’nin yaklaşık 7-8 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak olan yeni doğalgaz rezervi, Karadeniz’de şimdiye kadar keşfedilen en büyük rezerv. Romanya’nın Karadeniz’de keşfettiği en yüksek miktar olan rezerv tahminen 44,82 milyar metreküp ve Türkiye’nin bulduğu miktar Romanya’nın bulduğunun epey üzerinde yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde Türk-Alman Üniversitesi’nde İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Elif Nuroğlu’nun Anadolu Ajansında yayınlanan analizi beni oldukça etkiledi. Analizden bazı notları aktarmak istiyorum..
Bu keşif vatandaşa nasıl fayda sağlar?
Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz her ne kadar toplamda Türkiye’nin 7-8 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak kapasitede olsa da, bölgenin şartlarına göre her yıl belirli bir miktarın çıkarılıp kullanılması ve bu rezervin kullanımının on yıllara bölünmesi gerekecek. Türkiye yıllık yaklaşık 45-50 milyar metreküp doğalgaz ithal ediyor. 2023 yılında borulardan geçmesi ve kullanımına başlanması planlanan doğalgaz rezervi, yılda sadece 10 milyar metreküp doğalgaz çıkarıldığı takdirde, Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının beşte birini 32 yıl boyunca karşılayacak bir kapasiteye sahip. Yani 32 yıl boyunca Türkiye doğalgaz ithalatı için yurt dışına akıttığı dövizin beşte birini ödemek zorunda kalmayacak ve bu para ile başka yatırımlar yapabilecek.
Orta gelirli ülkeler sınıfında bulunan ve tam yüksek gelirli ülkeler seviyesine geçmek üzereyken pek çok aksilik yaşayarak kişi başına düşen milli geliri azalmaya başlayan Türkiye için bu doğalgaz keşfinin önemi çok büyük. Ancak öncelikle doğalgazın üretim planlamasının yapılması, tesis ve platformların kurulması ve boru hatlarının döşenmesi gerekiyor. Bu işlemlerin yapılarak doğalgazın borulardan geçmesi ve kullanımına başlanması için üç yıllık bir süre öngörülüyor. Bu ise Türkiye’nin önündeki üç yıl bu rezervden faydalanabilmek için yatırım maliyeti anlamına geliyor. Uluslararası Enerji Ajansı'nın tahminlerine göre, bu rezervin ekonomik değeri 80 milyar dolar ve bulunan doğalgazı kullanıma sokmak için gereken yatırım bedeli ise 6 milyar dolar civarında olacak.
Karadeniz’de doğalgaz bulunduğu haberini alır almaz doğalgaz faturalarında indirim bekleyen vatandaşların, ancak ve ancak bu gaz borulardan geçerek kullanıma girdikten sonra bir indirim beklemesi gerçekçi olacaktır. Diğer yandan, Türkiye’nin büyük veya küçük her başarısını küçümseyen çevrelerin bu keşfi vatandaşlara hiçbir faydası olmayacak bir olay gibi yansıtması hem gerçek dışı hem de yanıltıcı bir söylem. Ayrıca bu keşfi, Türkiye’de doğalgaz faturalarında nasıl bir indirim sağlayacağından ziyade, milli gelir pastasına olan genel katkısı açısından değerlendirmek çok daha sağlıklı olacaktır. Doğalgaz ihtiyacının yüzde 99’unu dışarıdan karşılayan bir ülkenin toplam doğalgaz ihtiyacını ortalama 7-8 yıl kendi imkânlarıyla karşılayacak pozisyona gelmesi oldukça mühim bir keşiftir. Yurt dışına akan dövizin ülkenin cebinde kalması ve bu dövizin doğalgaz ithal etmek yerine ülke içinde yatırıma, Ar-Ge’ye ve teknolojik gelişmelere yönlendirilmesi Türkiye’nin her şekilde faydasına olacaktır.
Yorum Yazın