Ege ve Akdeniz’de ciğerlerimiz yandı…
Türkiye tarihinde görmediği bir orman yangınıyla karşı karşıya kaldı.
Her yıl gerek insan unsurlu, gerekse iklimin getirdiği değişiklikler nedeniyle yaşanan irili ufaklı yangınlara anında müdahale edilir ve büyümeden kontrol altına alınarak söndürüldü.
Bu yıl farklı oldu.
Aynı anda 162 farklı alanda orman yangını çıktı. Rüzgarın ve nem oranının düşük olması, kozalakların patlayarak domino etkisi yaratması kontrolü imkansız hale getirdi ve Ege ve Akdeniz’i kül etti.
Her yıl mevcut ekipmanlarla müdahale edilebilen orman yangınları ne yazık ki bu doğal sebeplerden dolayı kontrolden çıktı. Mevcut müdahale ekipmanlarına yurt içinden ve yurt dışından takviyeler istendi. Yurt dışından gelen desteklerle birlikte 20 Uçak, 65 helikopter, yüzlerce itfaiye aracı ve arasözler, 5 bine yakın orman çalışanı ve bir o kadar da sivil vatandaşın müdahalesi de yetersiz kaldı.
Köylerde küçükbaş, büyükbaş hayvanlar telef oldu. İnsanların yıllarca verdikleri emekleri ve yuvaları yandı. Yaban hayatında milyonlarla ifade edilen canlar alevlere teslim oldu.
8 vatandaşımız da bu yangınlarda hayatını kaybetti. Türkiye’nin elektrik ihtiyacını gideren önemli bir termik santral alevlerin arasında kayboldu. Rusya krizi, Kovid-19 salgın hastalığı vb. sebeplerle yıllardır sıkıntı çeken turizm sektörü bu defa da orman yangınlarının kurbanı oldu.
28 Temmuz’da başlayan ve haftalarca süren Ege ve Akdeniz yangını bu yaşananlarla tarihe geçti.
Türkiye bir afet yaşadı…
Ne yazık ki birlik beraberlik içerisinde olmamız gerekirken, acımızı birlikte paylaşmamız, yaraları hep birlikte sarmamız gerekirken siyaset kurumu yine halkı ikiye böldü.
Muhalefet iktidarı suçladı, iktidar muhalefeti…
Daha da ileriye gidildi hükümet istifa denildi.
Orta da bir yangın var ve yangına körükle gidildi.
Birileri siyasi rant peşinde koştu.
Yaşanan orman yangınının büyüklüğüne bakılmadan devlet suçlandı, 24 saat boyunca gözüne uyku girmeden alevlerin ortasında bulunan orman işçileri, polis, Türk silahlı kuvvetleri de bu suçlamalardan payını aldı.
Alevler yükseldikçe kıs kıs gülenler oldu. Sosyal medya da algı operasyonları yaparak çığırtkanlık çıkararak Türkiye’de yeni bir yangın oluşturmaya çalışıldı…
Bunların hepsini hepimiz bir kenara yazdık.
Elbet zamanı gelince kullanmasını da biliriz.
ENVER DEMİREL MÜTHİŞ BİR PROJEYE İMZA ATTI
Ankara’nın ilçe belediyeleri arasında başarılı bir grafik çizen ve 4 dönemdir halkın teveccühünü kazanan Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel müthiş bir projeye imza attı.
Pek çok yönden Türkiye’de bir ilk olan proje Türk Tarih Müzesi ve Parkı…
Türk tarihindeki dönüm noktaları, şanlı Türk tarihine damga vurmuş devlet adamları, komutanlar, tarihçiler, edebiyatçılar heykel, rölyef, anıt, bilgi panoları ve vesikalarla bir platformda yer alıyor.
Ergenekon'dan, Cumhuriyet'e ve günümüze kadar Türk tarihi tüm yönleriyle Türk Tarih Parkı ve Müzesi'nde sergileniyor. Tarihçi akademisyenlerden oluşan Akademik Çalışma Kurulu'nun görüş ve önerileri doğrultusunda tarihi bilgi ve belgelere dayalı olarak tamamlanan Türk tarih Müzesi ve Parkı yalnız Etimesgut'un değil Ankara'nın en prestijli projeler arasında gösteriliyor.
Redaktör Haber dergisi Ağustos sayımızda böylesine önemli bir projeyi kapağımıza ve sayfalarımıza taşımanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Fazla uzatmadan şunu söylemek istiyorum. Görselle yetişen bir gelecek nesil var. İşte Türk tarihini de gelecek nesillere böyle devasa bir eserle ancak anlatabilir ve hafızalara kazıttırabilirdik. Tüm Türkiye’den anne babaların çocuklarını alıp Türk Tarih müzesi ve Parkına getirmelidirler. Hatta pandemiden çıktığımız ilk anda Tüm Türkiye’den okullar bu müze ve parka turlar düzenlemelidirler.
Zekana, aklına, emeğine sağlık sayın Başkan…
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın