Silik bir Cumhurbaşkanı seçilirse eğer yeni dönemde, bütün vesayetler geri avdet eder ülkemize. Zaten yapılmak istenen de budur. Geride kalan seçimlerde de aynı risk yaşadı ülkemiz. Tüm Parlamenter sistemler döneminde aynı sorunu yaşadı benim memeleketim. Ben şahsen yaş ve ilgi alanım olarak Özal hariç tüm geride kalan dönemlerde bunu müşahede ettim.
- Etliye sütlüye karışmayan
- Sadece noter konumu taşıyan
- Protokolden öte gitmeyen
- Özelliklede laiklik unsuru bahanesiyle
- Din ve milletin değerlerinden uzak duran
- Anadolu tabiriyle süs biberi bir Cumhurbaşkanı izlenimi gördük
Laz’ın dediği gibi aklımız erdiğinden beri uygulanan DAKTİK (taktik) budur. Vazgeçe ceklerini de sanmıyorum. Kıyamete kadar da bundan vazgeçmezler. Bundan dolayı da ülkemizde son yıllarda; gâvuru, Müslümanı, milli görüşçüsü, milliyetçisi, dindarı, muhafazakârı, ülkücüsü, aslı veya aslı gibi üretilen taklitleri solculara eklenerek kavgalarını sürdürüyorlar. Bu vesayet dönemlerinde neler yaşanmadı ki;
- Atatürk zamanında Kırıkkale’de Silah sanayi hamlesi başlatıldı 1929
- Şeker fabrikaları
- Kumaş ve basma keten ve kundura fabrikası
- Sümerbank adıyla kuruldu.
- 1938 e kadar Atatürk zamanında tek parti dönemi
- Yine İsmet Paşa zamanında yine tek parti uygulaması
- 1950 yılına kadar Türkiye de seçim yapılmadı
- 1946 dan sonra çok partili sisteme geçildi
- 1923 den 1950 yılına kadar çarık giyildi
- Aristokratların ayakkabı elbise ve tüm giysisi Fransa/İtalya’dan getirildi
- Halk öküz ve manda derisinden çarık giydi.
- Türkiye Tarım ülkesi olsun denildi
- 1950 yılından sonra ancak cizlavud ve soğukkuyu lastik ayakkabı üretildi
- Yine 50 den sonra traktör ithali yapıldı.
- Nuri Demirağ’ın uçak Fabrikası yakıldı 50 den önce
- Devrim otomobili az yakıtla hareket ettirildiği için iptal edildi
- Sanayileşmeye geçilemedi bir türlü
- Askeri vesayet dönemleri
- İsmet İnönü Cumhur reisi seçildi
- 1960 ihtilalinde başbakan ve üç bakanı idam edildi
- 1972 muhtırası
- 1980 ihtilali
- 28 Şubat vesayeti
- Sonrasında E muhtıra
- Reisin iktidarından sonra tüm iç dış vesayetler ılga edildi.
- Sanayi ve Savunma sanayi devrimi gerçekleştirildi.
Bütün mücadele eskiye geri dönme ve Tarım ülkesi olarak hayatımızı devam ettirmek ve vesayeti ABD ve Siyonizm’in emrine tekrar vermek içindir. Bütün gayretin ana teması budur. Güneyde bir Teröristan kurmak istemeleri bunun cabası.
Lider toplumuyuz: Türk milleti lider toplumudur. Başa bağlı bir millettir. Her zaman baştan yönetilmek ister. Başının da büyük ve kuvvetli olmasını bekler. Tarih boyu bu hep böyle olmuştur. İslamiyet’ten önceki dönemlerde öyle olduğu gibi, Sonrasında da Padişahlık ön plandadır.
Cumhuriyet dönemlerinde de yine öyledir. Başkana lidere önem verilir ve ona bakılır. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş, Necmettin Erbakan Turgut Özal ve REİS. Hep başında güçlü insan kudretli başkan görmek istemiştir. Bu isimler başkan ve Cumhurbaşkanı olarak veya başbakan olarak toplumun önderi olmuşlardır. Oy verirken de güçlü kişilikler ön plandadır. Bunlar ölünceye kadar bağlı baş olarak değerlendirilmişlerdir. Son Genel Seçimde içeride ve dışarıda dünya tüm birleşmesine rağmen Silik bir başkan olacağı tahmin edilen Kemal Kılıçdaroğlunu değil, REİSİ seçmişlerdir.
Lider olmak başka, parti başkanı olmak başkadır. Şu anda mevcut olan partilerin başkanları lider değil parti başkanı olarak kabul ediliyorlar. Eskiler buna ‘Kâhtı Rical’ ‘büyük devlet adamı yoksunluğu’ derler. Büyük Devlet adamı. ‘At sahibinin altında kişner’ sözü de bunu hatırlatır. Lider olunmaz lider doğulur. Lideri hadiseler açığa çıkarır ve fark ettirilir. Altmış İhtilalinden sonra Celal Bayar’a gider ve lider tavsiye etmesini isterler. ‘Lider demirciye dövdürülmez. Lideri olaylar doğurur’ der.
Konser belediyeciliği
Hizmet belediyeciliğinden konser belediyeciliğine veya ‘Afiş belediyeciliğine’ veya Sosyal Medya Belediyeciliğine. ABB Belediyesi ve İBB Belediyesi yukarıda saydığım vesayet dönemine geçişin formatlarıdır. Bu iki belediye üzerinden şablon çizilmek tedir. Ekonomik sıkıntı bu formatlamanın şablonlamanın itici gücü oldu. Asgari ücretliler ile emeklilerin ayrıca katkıları oldu bu olaylara.
İBB ve ABB ve diğer sol belediyeler SGK borçlarını ödemeyip bu paraları konser savurmacılığı ve yandaş paylaşımına taksimatladığı için Ekonominin daha da bozul masına ve yandaş beslemeleri aracılığıyla bu fiili işlemeye devam etmekteler. Halk böyle söylüyor.
Konserler, paylaşımcılıkta aracı olarak kullanılıyor. Resmiyet ile özelin ayrılması bu yolla oluyor demek ki. Alınan veya ödenen para ile atılan imza ve düzenlenen evraklar birde bilinse ah. Kim kime ne kadar bağışlıyor. Gerçek o zaman ortaya çıkar.
Halkın bu alavere dalavere, okus pokus ile paraların yenilerek heder edilmesini görmesi yine ekonomik durumun düzelmesine ve geçim sıkıntısının ortadan kalkma sına bağlıdır. Yoksa halk hırsızlığı görmezden gelir ve onaylar. Başkalarına kızgınlık larından dolayı.
CHP belediye gelirlerini halka değil konsere verildiği için kızmıyor. Bunu neden açıklıyorsunuz diye öfkeleniyor. Kurucu unsurdan beri CHP ye kimse bir şey dememiş onların arsızlığını da hırsızlığını da kimse tenkit edememiş. Dolayısıyla kendilerine bu eylemleri hak görüyorlar. Daha önceki yazılarımın birinde emekliye verilemeyen seyyanen paradan dolayı emekliler büyük bir risk oluşturdu ve CHP yi mahalli seçimlerde işbaşına getirdi. CHP mahlli idarenin keyfini çıkarıp fazlaca parayı iç edecek ve devlet daha büyük zarar görecektir. Şimdi yeri gelmişken söyleyeyim; yılbaşında asgari ücret ve emekli yine ihmal edilirse bu ikisinin toplamı 30 milyon eder. Bu sayı her zaman muhalefetin elinde istismar edilecek ve vatana aşırı bir yük getirecektir. Nitekim de öyle oldu veya oluyor. Ekonomik sorunlardan dolayı vatan daş milli gelirden yeterli pay alamıyor. Alamadı da. Bu durum Ak Parti nin aleyhine işletilecektir. Zaten de işletilmektedir. CHP bol keseden atacak ekonominin müsait olup olmadığına bakmaya cak ve bu iki büyük kitleyi cebinden ve mutfağından yaka layacak. Mahalli idarelerde olduğu gibi gelince de bu iki büyük kitleye bir şey vermeyecek. işişten geçmiş olacak. Halk da mahalli idarelerde yaptıklarında olduğu gibi CHP ye tepki vermeyecek.
‘Reis tekrar seçilmeli’ mi?
Toplumumuzun geçmişine bakacak olursak. Lider toplumu demiştik ya. Başakaca da Lider olmadığına göre ‘tekrar seçilmeli’ ögesi ön plana çıkıyor. Hatta taraflı tarafsız ‘Yeni bir Anayasa yapma’ dan tutunda Reis’in her hareketi böyle yorumlanıyor. Bunu Zaman gösterecek. Konjonktür belirleyecek. İhtiyaç belirleyecek. Her gidenin yerine daha az liyakatlisi geliyor. Halk eskisini arar duruma getiriliyor. CHP de Deniz Baykal’ın yerini Kılıçdaroğlu dolduramadı. Kılıçdaroğlu’nun yerini ise Özgür Özel hiç dolduramadı. Değiştirelim desem İmamoğlu ve Mansur da olumlu karşılanmıyor. Meral Hanımın yerine gelen Dervişoğlu hayli sırıtıyor. Diğerlerini saymaya bile gerek yok. Hepsi küçük pay kovalayan liderler (!) durumundalar. Kendi güçlerini arttırmaları gerekirken komşu soluğu ile yaşamaya çalışıyorlar. Babam rahmetli derdi ki ‘Elin ballı böreğinden benim tarhanam iyi. Elin köşkü sarayından benim Barakhanem iyi’. Ve yine ‘Kuru kuyu koymayınan sulanmaz. Emek verip zahmet çekmek boşuna’ yani eklemeyle su kuyusu oluşturulmaz. Su, kuyunun içinden kaynamalı.
3600 ek gösterge
¼ yani birin dördüne gelmiş herkese 3600 ek gösterge verilmesi konusu ve sözü muhataplar tarafından umulmakta ve beklenmektedir. Bir kısım vatandaşlar aldığına göre kalanlarında alması olağandır. Bu beklenti göz ardı edilmemeli.
Siyonizm’in ürettiği mallara boykota devam
Boykota devam…
Boykota devam...
Boykota devam…
Bu sefer Terör gömülecek
Öcalan’ı saklayan eski Suriye ve Esat rejimi idi. Ecevit’e seçim kazandırmak için şartlı iade edilmişti. Bunda Hendek kazma imkânı da yok. Ya bitecek ya bitecek. ‘Gömülme’ Tek yönlü terör ve PKK yı YPG yi kapsıyor. Alternatifsiz durumda bu sefer. Suriye Fırat’ın doğusundaki sarı renkli haritanın rengini değiştirecek. Biz de Hem Suriye de Hem Irakta temizliği sağlayacağız ve zulüm bitecek inşallah.
Yorum Yazın