“Kağnı devrildikten donra yol gösteren çok olur” ama: Seçimi Ekonomi, hayat pahalılığı, aşırı fiyat artışları, geçim sıkıntısı, enflasyon ve döviz artışı kazandı. Bir de emeklileri ekleyebiliriz. Dahası da var…Halk öyle daraldı ki, Eğer Yezid seçmen olsa Hz. Ali’ye oy verirdi.
Ekonomi
Ekonomi, hayat pahalılığı, aşırı fiyat artışları, geçim sıkıntısı, enflasyon, döviz yüksek liği inanılmaz derecede halkı sıkıntıya soktu. Sebebi ne olursa olsun; Pandemi, Deprem (zelzele), ABD ve dış türevlerinin döviz ile terbiye etmeye kalkışması, Irak’ın kuzeyinde güney sınırlarımıza yakın İsrail’in korumasını sağlayacak bir tampon Kürt devleti kurdurtmaya Çalışmaları ve buna müdahale edişimizden kaynaklanan savunma harcamaları ve getirdiği yük. Merkez Bankasının inişli çıkışlı faiz indirmeleri ve çıkartmaları. Ne dersek diyelim.
Halk öyle zor duruma düştü ki; bir buçuk liralık farktan dolayı Halk Ekmek kuyruklarında ömür tüketti. Her gün artan fiyatlar, etiket değiştirmeler vatandaşın geçimliği günlük borsa takibini gerektirdi. Nerde ucuz mal var onu aramaya kalktı. Vatandaş hayıfla narak üzülerek gönül tercihini zorlama noktasına geldi. Yoksa durup dururken kendisinin hayat refahınıa bir katkısı olmayacak mahalli seçimlerde muhalefeti tercih etsin. Buna bir çare…
Emekliler
Bir türlü kalıcı çözüm bulunamadı. Bu seyyanen konusu verilmediği sürece emeklilerin gönlü alınamadı. Bayram ikramiyeleri artışı, bir defalık beş bin lira verme, banka Promosyon’ unun arttırılması, devletin sosyal imkânlarından yüzdelik indirim yararlan maları hiç birisi çözüm olmadı. Göz göre göre gitti ahlar vahlar ile. Halk PKK, DEM ve CHP ye medet dedirtecek şekilde çaresiz bırakıldı. Size çok aşırı bir örnek vereyim. Halk öyle daraldı ki, Eğer Yezid seçmen olsa Hz. Ali’ye oy verirdi. Buna da bir çare.
Sanki kar ettik: Bakın göreceksiniz ana muhalefet ve türevlerine giden belediyeler, belediyenin gelirleri ve hazineden gelen yardımları üççeyrek asırlık iktidar olamama açlığı uğruna yiyecek ler har vurup harman savurarak herkes kendi idealine ulaşmak için kullanacaklar. Hizmet getirmeyecekler. Bu paralarla algı operasyonları yapacaklar reklama ağırlık verecekler bilbordları süsleyecekler, şu projeyi yaptık bu hazırlığı yaptık diye bez afişler asacaklar köprülere. Sonunda da yapacaktık ama engellendik diyecekler ve suçu hükümete atacaklar ve işin içinden sıyrılacaklar. Bu yolla iç edilecek milletin parası emekliye verilemeyen miktarın belki yüz katı olacak. Sanki kar ettik…
İstanbul’a çok üzüldüm
Bu hayat pahalılığının getirdiği öfke ve çekilmezlik, halkı kendi aleyhine karar almaya zorladı. Sebebi ne olursa olsun Murat Kurumu seçmemekle İstanbul elli yıl geriye gitti. Beş sene sonra sonbaharda ağaç yaprağı dökülmüş vaziyette teslim edilecek İstanbul.
CNN de Ahmet Hakan ile yaptığı mülakatta Murat Kurumun projelerini dinledim ve tabir münasipse mest oldum. Ah bu proje İstanbul’un tam elli yılını kurtaracak bir proje idi. Deprem felekti ve İstanbul trafik sorununu tamamen ortadan kaldıracak bir proje idi. Kaçtı bu fırsat yazık oldu İstanbul’a Ankara ha keza…
Ancak Turgut Altınok tamamen fos çıktı. Tam bir hayal kırıklığı. Bu elbise ona bol geldi. Vizyona oturamadı. İki seçimdir Ankara aday tercihinde başarısız oldu. En iyi tercih olarak düşünüldü ama bu konuda herkes yanıldı, ancak ceremesi ağır oldu. Hazinesi talan edilmiş Ankara devralmak o zaman herkese zor gelecek. En iyi alternatif gibi gözüküyordu. Ülkücü kökenli olması sebebiyle Ülkücülerin oylarının yine Mansur’a gitmesinin önüne bir set olarak düşünüldü. Demek ki daha çaplı vizyonu ve misyonu olan daha kültürlü ve görkemli bir eski ülkücü düşünülmeliymiş. Tabi ki yukarda saydığımız etmenler güçlü adayları bile etkisiz hale getirdi. Suçun tamamını adaylara yüklememek lazım. Yine de Ankara Merkezi Hükümetin çözüm esaslı çalışmasından mahrum kalacak ve sonunda kaybeden Ankara olacak.
Fark edilmeliydi
Urfa Yozgat Ordu ve benzeri yerlere seçilen eski dostlarımız neden görülmedi. Kendimde ilçe İl Başkanlığı yaptığım için mahalli iç muhalefeti ve iç çekişmeleri bilirim. Bu konuda o bölgelerin yöneticileri ve Milletvekillerinin ve o bölgeye bakan Merkez yetkililerinin kusurlarının olduğu kanaatindeyim. Urfa da tek aşiret değil çoklu aşiretler arasında paylaştırılmalıydı, o bölge paylaşımları. Bu ve benzer arkadaşların tekrar Ak Partiye kazandırılması çalışması yapılmalıydı. Tam işe yarayacağı zaman dul kadının oğlunu alıp askere götüren cendermelere yaptığı ağıt: “Ben büyüttüm cendermeler gönendi” yani tam benim işime yarayacağı zaman alıp askere götürdüler gibi.
Şu girişim yapılmalı
Bakın Saadet, Gelecek, Deva, İyi ve hatta Demokrat gibi partilerin devam edip etmeye ceği şüpheli gözüküyor. Bunlardan işe yarar olanlar Ak Parti içine alınmalı. Birleştiril meleri ittifak değil bünyeye katılmaları sağlanmalı. Bu partilerin hayli de borcunun olduğunu sanıyorum. DEM ve CHP zulmüne maruz kalmaktan da kurtarılmalı bunlar. YRP ise ittifakta tutulmalı ve Emperyalistlerin elinde baharlık ve mevsimlik parti olmaya zorlanmaları engellenmeli. Bu girişimler sağlanarak sıcak ilişki kurularak parlamento grubu daha da kuvvetli hale getirilmeli.
Yönetim kurulu üyelikleri
Büyük serzenişlerden birisi de; Seçilememiş veya tekrar aday edilmemiş milletvekil lerinin, halen vekil olanların ve de Üst düzey bürokratların ve eşlerinin çocuklarının birden fazla yerlerde Yönetim ve denetim Kurulu üyeliklerinden uzak tutulması. Ben şahsen araştırmadım kimler olduğunu da bilmiyorum. Sadece bir kişi tanıdığım var. Ancak bana çok serzeniş geldiği için yazıyorum. Birden fazla yönetim Kurulu kamuda olmayacağını bilmeme rağmen iştiraklerde ve örneğin Türkcell gibi diğer yerlerde mümkün olduğu beyan edilmekte ve yüksek miktarda gelir elde ettikleri söylenmek tedir. Bu konuda bir örnek vereceğim;
İkinci Ömer diye anılan büyük dedesi Hz. Ömer olan Ömer b. Abdülaziz halife seçilince kızlarına “Ey kızlarım! Sizin rengârenk süslerle donanmış rahat bir hayat yaşamanız, babanızın cehenneme sürüklenmesine sebep olur” demişti. Ayrıca hanımı Fatıma’ya “Bu süs eşyanı mücevheratını Müslümanların malı olan devlet hazinesine katmasını istemiş ve hanımı Fatıma da evet demiş ve bu hediyeler Müslümanların malı olan devlet hazinesine eklenmiştir. Ömer’in vefatında yerine geçen Abdülmelik’in oğlu Yezid kız kardeşi Fatıma’ya “İstersen babamızın hediyesi olan o eşyayı sana geri vereyim” Fatıma ise “Vallahi hayır! Ömer hayattayken de o eşyaya karşı nefsimde en küçük bir istek yoktu, o öldükten sonrada olmayacak!” demiştir.
Küs-Barış
Espri olarak söyleyim. Çocukken birbirimize küstüğümüz zaman çocukça da olsa barışma ihtiyacını duyar ve barışma işaretini karşılıklı yaparak barışır ve oyuna devam ederdik. Ben şunu teklif ediyorum: Küs-Barış olayı büyüklerimiz arasında da yapılsın.
Mesela Ak Parti kurulduğu günden beri hayatta olan:
- Partide milletvekilliği yapmış kişileri
- Bakanlık yapanları
- Kurucular kurulu üyelerini
- İl Başkanlarını ve yönetim kurulu üyelerini
- İlçe Başkanlarını ve yönetim kurulu üyelerini
- İl ve ilçe kadın kolları yönetim kurulu ve üyelerini
- Belde erkek kadın ve Gençlik kolu başkanlarını
- İl ilçe ve belde belediye Başkanlarını
- Belediye meclis ve İl genel meclisi üyelerini
- Akil insanların yanlarında veya karşılarında olanlarını
- Meslek gruplarını
- Sivil toplum kuruluşlarını
- Akademisyenleri dinlemeli toplantı yapmalı
- Soru standardı oluşturup cevaplar alınmalı test yapılmalı
- Sonuçları gerçekçi şekilde rapor edilmeli ve uyulmalı.
Tadımlık iktidar
Rahmetli Kadir Mısıroğlu’nun medyada dolaşan videosunda küfrün son çırpınışına işaretle, bu onların tadımlık son iktidarıdır dediği bu olsa gerek. Bizim entelektüellerimiz ve civciv partilerinin yöneticileri sizlerin varlığı bile Reise karşı olmaktan geçiyor. Size kim itibar eder bir tokatlık haliniz var cörtüldemeniz bile sıradan sayıdan sayılmanız ve sizerilen kıymeti Reise olan karşıtlığınızdan ibarettir. Devirin bakalım sonrasında sizi kim hesaba katacak size kim itibar edecek, işlerine yaradığınız kadar itibarınız olur.
Bakın emperyalizmin, ABD nin, Siyonizm’in ateizmin ve solun ve de PKK nın bir hedefi var. Önlerine bir hedef koymuşlar İmamoğlu’nu 2028 e hazırlamaktalar. Adım adım yaklaşıyorlar. Sizlerin ne hedefi var? Reisi devirmekten başka.
Reis gidince ümmet başsız ve öksüz kalacak. Yârin ağzınıza kurt düşecek görecek siniz. Ümmetin gariplerin dünya mazlumlarının güvencesi olan bir iktidarı devirmek suçundan iki dünyada cezasız kalmayacaksınız. Bakın bir Meral hanıma, ne hale geldi. Bütün görevlerini yaptığı halde azıcık cızıdan çıkma emaresi gösterince Çarşamba çanağına döndürdüler. Size bunu bile layık görmeyecekler! Reise sahip çıkmak akıl baliğ ümmetin her ferdinin üzerine düşen görevdir. Vesselam.
Yorum Yazın