Kabadayı gibi söylemek
Öksüz ve yetim gibi ağlamak
Siyasette coşma diye bir tabir vardır. Hele konuşmacı irticalen konuşuyor ise. Birde alkış bol ise. Fireni tutmayan araba gibi oluyor ve kendine hâkim olamıyor. Yasal sınırları zorluyor. Sonrasında ceza ile yüzleşince de ‘valla billa ben öyle demek istemedim’ diye kuyruğu kıstırıp sıvışmaya ve ezikliğe ve korkaklığa akabinde de kendisini yine siyasilerin kucağına atmaya çalışıyor. ‘Bana yardım edin’ diyerek. Hadi bu kısmına katlanalım. Heyecan coşku ortamın verdiği iştiyakla biraz fazla abarttı diyelim. Ya kasten gündem için yasayı tepeleyenler?
Aşırı heyecanı bir örneklemek gerekirse; ‘Ben Kırıkkale de siyaset yaptım. Rahmetli Osman Yurtoğlu ağabey anlatmıştı. Çok hoşuma gider. Demokrat Parti kapatılmış ve yerine Adalet Partisi kurulmuş bunun tanıtımı yapılmaktadır. Çok güzel konuşan iyi bir hatip olan Av. Abdurrahman Dagüstü kürsüde.
Bi ara heyecanlanır;
‘Biz demokratlar şöyle yapacağız
Biz demokratlar böyle yapacağız’
Partili biri hatibi uyarmaya çalışır
‘Abdurrahman Demokrat değil Adalet
Abdurrahman Demokrat değil Adalet
Bizi kapattıracaksın konuşmanı düzelt’
Diye çabalar.
Siyasi proje için yasa ihlali
‘Ya dek duracaksın
Ya mert duracaksın’ Anonim
Bu işin aslı ve esası böyledir amma, bu eski mertliklerde kaldı. Köroğlu hesabına dönüştü. Tüfek icat oldu mertlik bozuldu. Kazanmak için her yol mübah oldu, siyasi ahlak bozuldu. Şu zamanda siyaset yapmak hayli zor. Siyaset bazen sahte kabadayı lıklar üzerine kuruluyor. Mertçe konuşur gibi yapıp arkasından kuyruğu sıkışınca ma sumiyet karinesine çevriliyor. Öyle kalleş bir sistemki; sahte kabadayılıkta hakem asıl kabadayı puanı kaldırılıyor. Kuyruğu sıkışınca da hakem masumiyet puanı kaldırıyor. Anadolu’da beştaş oyununda buna vırt gel derler. Her iki durumda da kârlısın.
Bunun örnekleri özellikle İstanbul Belediye başkanının davranışları ve söylemleri ile gündeme oturdu. Adam söylerken dayı gibi söylüyor. Ağlarken öksüz ve yetim gibi ağlıyor. Dayı gibi söylemine dayı puan kaldırılıyor. Öksüz ve yetim gibi ağlarken de masumiyet puan kaldırılıyor. Bu ne kârlı bir iş. Okta mı yayda mı anlamış değilim. Bu hesabı yapanlar çok iyi analiz etmişler. İsteniyor ki; İmamoğlu dokunulmaz olsun. Yasa ihlalinden dolayı yargı müdahale edince:
Yargı bağımsız değil diye bağırıyorlar
Yargı ihlalin karşılığı cezayı isteyince
Daha da bağırıyorlar
Cumhurbaşkanlığı adaylığımı engelliyorlar diyor
Asıl ve esas çığlık burada kopuyor
İstanbul’a hizmet etmiyor denilince de aynı puanı alıyor
İstanbul ile hiç ilgilenmese bile afişler yetiyor
Ne güzel valla;
Sövse de Övse de kârlı
Yasayı ihlal etse de kârlı!
Eski masa kurulabilir mi?
Eskisi gibi masa kurulacağını sanmıyorum. Altılı diye ün kazanan ve iç ve dış Enter nasyonal bir masa idi o zaman. Ama masanın ekmeğini yiyemeden çil cücüğü gibi dağıldılar. Esamileri okunmuyor. En güçlü zamanlarında bile başaramadılar. Şimdi kıymeti harbiyesi kalmadı. Artık masa oluşamaz ve olsa da işe yaramaz. Şimdikiler buna cesaret edemezler. Çünkü kendi derdine düştüler. Yeni yol ve İyi Yol her an grup sayısından düşebilirler. Grup olmanın getirdiği ekonomik ve tahsisli makam arabalarını da kaybedebilirler.
Doğal masa oluşur mu?
Sanki Reis bunu sağlıyor. Bence doğru olacak şey, Yeni Yol grubunun Milletvekilleri Reisin yanında gelmeli ve suyoluna akarına akmalı. Doğal ve gerçek masa oluşmalı böylece. Bu hem yakış alır, hem de geçmişte yapılan hatalara bir kefaret olur. Bence aklı yeten herkes bunu zorlamalıdır.
Atatürkçü sayısı bu kadar mı az!
Ordudan ilişiği kesilenlerden beşi Anıtkabir’i ziyaret etmişler. Doğrusu bunların haşarılık yapmalarını kimse onaylamaz. Sana yedi kere söylemişlerse sizde yedi kere emre itaat etmemişseniz cezanıza razı olun bari. Hepiniz biliyordunuz ki, böyle bir disiplin cezası ile muhatap olacağınızı. Kendiniz veya olası arkanızda bunu yaptıran lar da aynı durumu biliyorlardı. Ha diyecekseniz ‘Bizim derdimiz gündem yaratmak içindi’ o zaman ağlamağa sızlamağa gerek yok. Baştan bildiğiniz eylemin cezasını da evvelinden biliyordunuz.
Yangın
Bolu Kartal Kaya kayak merkezindeki otel yangını ülkemizi yasa boğdu. Tedbir kaderi belki bozacaktı veya bozmayacaktı. Bu yangından önce düşünülmesi gerekendir.
‘Sen önlemini al gerisini kadere bırak.’
‘Sen tedbirini al takdir Allah’tandır.’
Denilen ve benzer özdeyişler önlemin ne kadar önemli olduğuna işaret etmektedir. Bu özdeyişler tecrübe imbiğinden süzüle süzüle atasözü haline dönüşmüştür. Niye önlem alınmadı sorusu araştırılması gerekirken bile, Yangından sonra herkes kendi sorumsuzlarını koruyup kollamanın derdine düştü. Bu ayıplanması gereken bir durum. Ayıplanma yetmez cezalandırılmaları geren bir durumdur.
Varilciler
Eskiden bazı Kamu Kurumunda İşçilere boşalmış varil ve katarakt atığı gibi malze meleri az bir bedelle verilirdi. Adam varilin yenisini almak ister, stoktaki varilden 200 litre mekanik yağı yere boşaltır. Buradan şuraya gelmek istiyorum. Esat Suriye’de kendi vatandaşından yaklaşık bir milyon insanı öldürtüyor. Yaklaşık 15 milyon insanı sürgün ediyor yuva ve yurdundan. Hem de varil bombası ile Halebi virane haline getiriyor. Bizim ülkemizde ne kadar yağ döken varilciler varsa, Esat’ın yasını tutuyorlar. Buna karşılık aynı kategoridekiler Gazze ve Hamasa da ‘terörist’ diyorlar. Varilcilere alkış tutanlara ne demeli. Aha bak Netenyahu ve Tramp Ortadoğu haritasını yeniden dizayn ediyorlar. Bizim varilciler buna alkış tutanlara da alkış tutarlarsa şaşılmamalı. Bu memlekette cetvel ile ülke sınırlarının çizildiği acelece yönetilecek bir ülkeye sahip olma devri önemini yitirdi gibi.
Terörsüz Türkiye
Güzel bir tabir değil mi. Herkesin hoşuna gidiyor. Olmaz mı? Olur. Yine telaş aldı karşı mahalleyi. Baltanın sapını değiştiriyorlar. Ne olacak halimiz? Bizim ormandan sap takılmaz mı artık baltaya. Bununda yası tutulacak galiba. Tabi ki yas tutanların yasına ortak olacaklar da hazır bekliyor. Bu teşebbüs iyi netice verirse ki verecektir inşallah.
Buna en çok Kürt halkı sevinecek
Şimdiye kadar Kürtler bağımsız hareket edemiyorlardı
PKK nın baskısındaydı
Oyunu bile bağımsız kullanamıyorlardı
Her hareketleri sıkıntılı idi
Vesayetle kurulan partileri genele hitap edemiyordu
Belki onlara da bağımsızlık yolu açılmış olacak
Anneler nöbete son verecekler
Dağa kimsenin çocuğu kaçırılmayacak
Askere, polise, kamu görevlilerine dokunulmayacak
Ekonomik maliyeti içeriye harcanacak
Doğunun misafirperver halkı aslına rücu edecek
Doğunun dindar halkı aynı hüviyetini kazanacak
İla ahir…
T.C Devletini en kararlı döneminde görüyoruz. Bu konu siyasi dalaşma yapılmadan desteklenmeli. Birlik beraberlik içinde olunmalı. Emperyallerden ve Siyonistlerden medet umulmamalı. Dışarıyla değil içeriyle ittifak yapılmalı. Devlet millet kaynaşması sağlanmalı ki; yan çizenler fark edilebilsin. Yanlış yapmaya kalkanları halk görebilsin. Tüm siyasi partiler, tüm sivil toplum örgütleri arka çıksın. İstismara mahal verilmesin.
‘Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Arif anı seyir eyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Deme şu niçin şöyle
Yerincedir o öyle
Bak sonunu seyreyle
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler’İbrahim Hakkı Hz.
Yorum Yazın