İnsanın tüm düzen ve sistemlerin üstünde bir yerde olmasının sebebi sadece milyonda bir gelen insanların ellerine bakıyor olması; bu dünyanın bizler ve belki bizden sonrakiler içinde bir hayli boş olmasını karşılamaktadır. Hem maddi hem manevi bir doyuruculuğun yansıması olduğumuz ve bir insanın kendi iç karanlığına dönüşünün kesin olarak bakılabileceği; kişinin kendini değersiz hissetmesi ve bir işe yaramadığı hissinin bir esiri olmak zorundayızdır.
Bu duruma karşı gelebilecek bütün olasılıkları değerlendirmeye alabiliriz ama masa da ben de dahil olmak üzere kimsenin kalacağını düşünmüyorum, sizlerin de düşünmemesini sağlarım.
İlk olarak, çeşitliliğin bol ve üremenin bu kadar çok olduğu dünyada; nüfus azalmasına yönelik binlerce kanun tasarısı çıkmış, çıkacaktır. Bunun en son hali eminim ki tüm hayalperestlerin de hayal ettiği gibi kendi ırkını ve cinsini yok etmek olan, yani insanın insanı yok etme durumudur. Savaşlar, virüsler falanlar filanlar, şimdilik bunları sadece Ortadoğu da bir soykırım ya da bir ırkın bir ırkı ezmesi olarak görüyor olmamız, başta bizlere olmak üzere tüm dünyaya pek de etki göstermez, göstermeyecektir ama bu durum kişinin kendi ırkına veya bizlere gelene kadar olacağından emin olun.
Yani şu durumda bizlerin insan çeşitliliği veya bir amaç uğruna çoğalma ihtimalini, başta kendi ülkeniz dahil diğer ülkeler buna pek razı gelmez. Ki bir ülke düşünün ve halk liderinin (artık buna ne ad verirseniz) kendi halkına çoğalın, üreyin diyorsa bu hem nadir olur hem de bizlere kesin sonuçları düşünme ihtimallerini gösterir. Yani lideriniz çoğalın diyorsa; ülkeniz savaştan çıkmış olması lazımdır ki bunun bile enine boyuna tartışılır yanı olur (düzenli çoğalmayı yeğlemek ve sağlamak, savaştan çıkmış olan ülke için de dahil, her ülke için birinci sırada olmalıdır). Başka bir durum ise; savaşa girme ve girilecek savaş için asker yetiştirme olur (bu durum da ülkeler genel olarak ne kadar çok sayısal üstünlük isterse istesin, teknolojinin hayatlarımıza girmesiyle birlikte de savunma sanayinin ne kadar gelişmiş olduğu ve ne kadar yeni teknolojiye hâkim olmakla da alakalır olur) ve halkından üreme hatta çoğalın çoğala bildiğiniz kadar denebilir. Diğer bir ihtimalde (sayılan iki ihtimali göz önüne alarak söylüyorum ki 3. İhtimalde bu iki durumu kullanmak gerekir) Ülkenin ekonomisi kötüdür, bu da ülkenin çalışanının ve işçi kesiminin fazla olduğunu bizlere gösterir. Bu durumda işçilerin ve çalışanların sayılarının fazlalaşması için bu çoğalma istenir. Böylece: Statü sahibi olan kişiler ve halk lideri veya halk liderinin yanındaki kişiler de bu çoğalma isteğine destek olur. Kısacası iş verenin işine yarayacaktır. Daha da kısası çoban değil, koyun lazımdır.
'İnsan çoğalmamalı ve çoğalacaksa da bir amaç için çoğalmalı' düşüncemi bana sorarsanız? Cevabım; kendi ülkem, kendi coğrafyam ve kendimde dahil olmak üzere evet çoğalmamalıyız derim.
Bazılarımız 30 yaşını, bazılarımız 40 yaşını bazılarımız 45’i bile geçmemeli hatta geçenlerimiz varsa ben bunu herkes adına demek isterim (okuyucularım sizlerin de günahlarını üstlenerek söylüyorum) kendi rızanızla ölün efendim.
İnsanın ölümü adlı yazımı henüz hazırlamaktayım ama kısaca girecek olursam, demem gerekir ki insanın ölmesini, başta herkes kendi adına ölümü düşünür ve kendi yakınlarını da daha sonra ekler (bu kısımda hiç önce annem veya babam demeyim, sizlerin duygusal bağlarına odaklanmak zorunda değilim) ve kendi adımıza düşündüğümüz için hem korkar hem ürkeriz, ama her inancında söylediği gibi yaşam değil ölüm bakidir demek zorundayım. O yüzden güçlü olun efendim...
Yorum Yazın