Ayasofya’da 88 yıl sonra ilk teravih namazı kılındı. Diyanet İşleri Başkanı kıldırdı. Rahmetli Erbakan Hoca’nın da ideali ve hedefi idi. Temel bey bu namaza kendisi gitmeli ve de altılı masayı da götürmeli idi. Nasıl Erbakan’ı anma toplantılarına onları taşıdığı gibi. Ayrıca Çamlıca camii için ‘Ne gerek vardı 60.000 kişilik camiye. Onu nasıl dolduracaklar’ demiş. Eeee Kıratın yanında duran ya huyundan ya suyundan demişler atalar. CHP nin yanında durunca tabi ki camiye karşı çıkılacak. Camilerin doluluk oranı Cuma ve Bayram namazları ile ölçülür. Bunu bildiğini sanırım Temel beyin.
FATİH ERBAKAN REİSİ DESTEKLEMELİ
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’a iki tavsiyem olacak.
Birincisi Reisi desteklemeli ve bunu da halka deklere etmeli.
Eğer büyümek istiyorsa AK Partinin tabanı dindar, muhafazakâr, vatanına milletine sadık, onun değerlerine bağlı, bayrağını ve devletini sevenlerden oluşmaktadır. Eğer ileride bir ihtiyaç duyulursa bu tabana yönelik davranış biçimi şimdiden oluşturulmalıdır. Bu tabanla iyi geçinmeli, onun değerlerine saygılı olunmalı ve barışık dostça bir ünsiyet kurulmalıdır. Zıtlaşma asla yapılmamalı ve de tarafsız gibi davranılmamalıdır. ‘Bitaraf olan bertaraf olur’ özdeyişi göz planında tutulmalıdır. Bizim dindar kesimde öteden beri süre gelen CHP ve onun izdüşümüne iyi gözle bakma ve onayını almak gibi. Buna kompleks mi desem oturmamış kimlik ve kişilik mi desem… Hala onlarca teyide ihtiyaç varmış gibi bir sek sek politikası izleniyor. Yazarımız, çizerimiz entelektüelimiz akademisyenimiz ila ahir yılların getirdiği ezikliği bir türlü atamıyoruz.
İkincisi kaybolup gitmekte olan Saadetin tabanı da bir şekilde ikna yoluna gidilip kurtarılmalıdır. Geçenlerde bir araştırmada dinledim 0.8 civarında olduğu ifade ediliyor. Oradaki dostlara da çok yazıldı söylenildi bu CHP severlikten vazgeçmeleri için ama nafile kar etmiyor. Kendilerini kullandırdıkları gibi rahmetli Erbakan’ın ümmet üzerinde oluşturduğu kazanımları sevgi ve saygıyı da alıp onların torbasına dolduruyorlar. Rahmetli Erbakan ve kuşa çevrilen ‘Milli Görüş’ ellerinden kurtarılmalı ve aslına rücu ettirilmeli. Bu konuda Fatih Erbakan’a iş düşüyor. Rahmetli Erbakan’ın yasal ve her türlü mirasçısı durumunda.
ŞU AĞIRALİOĞLU KONUSU
Baştan beri şuna üzülüyorum.
Kullanılmak sonrasında ihtiyaç kalmayınca atılmak.
Kim kaldı İYİ partinin ülkücü kurucularından.
Ünlülerden bir kaçını sayalım:
Özcan Yeniçeri
Türk Dil Kurumu Başkanı
Ümit Özdağ
Bu isimler ayrıldı cici yeni partilerinden.
Kalan Ülkücülerin en ünlüleri ise:
Ağıralioğlu
Dervişoğlu
Koray Aydın
Bunların bir kısmı da pasifleştirildi.
Ağıralioğlu görevsizleştirildi.
Koray Aydın pasifiz edildi
Tek kalan Dervişoğlu
Sonraki senaryoyu zaman gösterecek.
Ağıralioğlu zannımca bir misyon üslenmişti.
Arada sırada HDP ve PKK ya kükreyerek;
Dindar muhafazakâr sağcı ve de ülkücülerin gazını almak.
Artık buna gerek mi kalmadı. Veya muhatapların küstürülmemesi mi?
Her ne ise biz bilemeyiz kendisi ve rol verenler daha iyi bilir.
Bundan sonra kükrese de, hoplasa da zıplasa da bir kıymeti Harbiye’si kalmadı.
Dişi sökülmüş Aslan’a bakılmaz artık. Ağıralioğlu’nun Ağırı kaldırıldı. Ali’si kaldı.
‘Ben ülkücüyüm, babam da ülkücü idi, oğlum da ülkücü’ söylemleri kar etmez artık.
Meral hanımın HDP ile İYİ ilişkileri bundan sonra daha da artacak gibi görünüyor. Teşkilatı kendine bağladığına göre ‘gizli danışmanlar dizayn edecek partiyi’ diye bir görüş dinlemiştim.
İBB BAŞKANLIĞI VE CHP BAŞKANLIĞI DEĞİŞECEK GİBİ
İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olur ise İBB başkanlığını bırakır ve Belediye Meclisi AK PARTİ ve MHP çoğunluğu ile yeni başkanını seçer. İmamoğlu Cumhurbaşkanı seçilemezse CHP Genel Başkanı olur. Bu durumda CHP başkanlığı el değiştirir. Eğer seçilirse partili başkan statüsü devreye girer ve partisin de başkanı olur.
Şayet Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olur ve de seçimi kaybederse, hemen akabinde bir kurultay ve İmamoğlu CHP Genel Başkanı olur. Böylesi durumda hem İBB başkanlığı hem de CHP başkanlığı el değiştirmiş olur. Her iki denklemde de, hem İBB hem de CHP başkanlıkları değişmiş oluyor. Bu da CHP nin açmazı veya handikabı. İneğin kafası küpün içine girmiş. İnekte küpte kıymetli. Formül aranmış, küpü kırıp ineği kurtarmak veya ikisini de kurtarmak nasıl olur. Uz gelini çağırmışlar. ‘Kesin ineğin kafasını kesmişler. Kırın küpü kırmışlar’ Uz gelin bu ya tereddütsüz uymuşlar talimatına. Olayı izleyen bir deli ‘Aaa küpte kırıldı inekte gitti’ deyivermiş. Bu açmazdan nasıl sıyrılacaklar bakalım görelim.
ALINDAN ÖPME TARTIŞMASI
Dostum arkadaşım Saadet Genel Başkan Yardımcısı Cafer Bey: ‘Erbakan 100 tane Ayasofya da açsa Erdoğan’ın alnından öpmezdi. Bir tane Müslüman’ın burnunu kanatmak 100 tane Ayasofya’ya değişilmez’ demiş. Ayasofya yüz tane olmaz da, bir tanedir zaten. Bu avcının ‘bin canavar gördüm’ dedikten sonra ‘çalının arkasındaki hışırtı ne idi öyleyse’ tekerlemesine benzemiş biraz. ‘Bir tane Müslüman’ın burnunu kanatmanın’ Ayasofya’nın açılması ile alakasını anlayamadım. Burada da denilebilir ki Saadet’in ittifakı CHP nin dostu HDP nin PKK sı bu ülkede 30.000 Müslümanı şehit etti. Bırak bir Müslümanın burnunun kanamasını canlarını kanattılar. Onlarla âşık atmanın zararı ve de günahı daha fazla sanırım.
Cafer Bey
Refahta İl başkanı
Milletvekili
Numan Bey ile Saadete girme
Numan Beyle Has Parti’yi kurma
Numan Başkanla Has Partiyi kapatma
Numan Kurtulmuşla AK PARTİ ye geçme
Vekillik ve Keçiören Başkanlığı umma
Sonra AK PARTİ den ayrılış
Şimdisinde ise Saadette tekrar görev.
Siyaset böyle bir şey işte.
Ne demiş atalar: ‘Bir söyle bin ah dinle’. Ne söyleyeceğine değil ne işiteceğine bak’. Bakalım bu konudaki tepkilere. Sosyal medyada, Bülent Turan’dan ve Abdulkadir Selvi’nin yazısında. Bülent Turan’ın tepkisi: ‘Erbakan hayatta olsa idi, teravih namazını Ayasofya’da kılar, Erdoğan’ın alnından öperdi.’ ’28 Şubatçıları, Ayasofya’nın ibadete açılmasına karşı çıkanları ve başörtüsü düşmanı CHP’yi övüyorsunuz. … Ağzınız ortaklık yaptığınız kirli alınları öpmeye layık’ ‘Şerikleriniz HDP ve PKK’nın öldürdüğü otuz bin insanın burnu değil canı kanadı’ ‘Kılıçdaroğlu başörtüsü yasağını kaldıran düzenlemeyi de, Erbakan’ın Trilyon davasında aldığı 2.5 yıllık hapis cezasını kaldıran AK PARTİ kanunu da AYM sine götüren kişidir. Altlarında imzası vardır’ ‘Saadet Partisinde Erdoğan nefreti ile yaşayan bir grup var ki ne yapacaklarını şaşırıyorlar.
Sahi, Erdoğan size ne yaptı?
Erdoğan’ın Ayasofya’yı açmasından mı rahatsızsınız?
Başörtüsü yasağını kaldırmasından dolayı mı Erdoğan’a düşman oldunuz?
Erbakan’ı başbakanlıktan indiren 28 Şubatçılardan hesap sorduğu için mi nefret ediyorsunuz?
Vicdan sahibi Milli görüşçüler hangisine oy vereceksiniz? Kılıçdaroğlu’na mı Erdoğan’a mı?’
Eskiden bir orta oyunu hatırlarım. Aktarayım ve siz siyasete uyarlayın.
GÖREV NAME
‘Yağ satarım
Bal satarım
Ustam ölmüş
Ben satarım
Nefret satarım
Kin satarım
Düşmanlık satarım
Kıskançlık yaparım
Reise çatarım
Görevimi yaparım
Verileni yaparım
Görevim bu
Başka ne işe yararım
Sonunda da biterim’.
KARDEŞLERİN YUSUF’A İHANETİ
Tarihte böyle kıskançlık çekememezlik olaylarına çok rastlanmıştır.
Yusuf’un kardeşlerinin ihaneti hep konuşulur ibret için.
Bünyamin hariç diğerlerinin ihanetleri.
Reisin durumu bundan farklı değil sanırım.
Kimin eteğine Kavurga koymuş ise
‘… Yandı’ diye bastılar feryadı.
Bilindiği üzere kavurga buğdayın ateş üzerinde saçta kavrulmasına denir.
Eskiden çocuklar sünnet olunca üstlerine sadece entari gibi bir şey giyerlerdi.
Yesin diye eteğine konan kavurgaya bakmaz ama sıcaklığın temasından duyduğu acının ön plana çıkarılması konu ediliyor burada. Kavurga makam ilintisine atıf yapılıyor. Verince ses yok. Alınca kavurga misali feryadı figan ortalığı kasıp kavuruyor. Neyse Allah herkese fikrinin ekmeğini yedirsin.
Yorum Yazın