Türkiye de emekliler sorunu diye bir sorun oluştu. Bunu sorun haline kim getirdi. Aklımdaki şüpheleri bu gün belirtmek istiyorum. Aklımdan geçenler bir bilgiye dayanmıyor. Ama bir ürpermeye bir sezişe dayanıyor veya ben dayandırmaya çalışıyorum. Şunu öncelikli olarak belirtmeliyim ki Reis korunmalı herkes koruma altına almalı uyarılmalı sıkıntıya girmesi önlenilmeli yani üzerinde titremeliyiz. Bunu şahıslarımızın menfaati ve benzeri kazanımlar sağlamak için değil Ümmetin davasına sahip çıktığı için yani ümmetin selameti için yapmalıyız. Allah rızası için yapmalıyız. Her mükellef olan yani Abdül mükellefin boynuna farz olan farz gibi. Ben şahsen seçim öncesinde yazdığım tüm yazılarımda bu gayreti gösterdim ve göstermeye de devam ediyorum. Mahalli seçime giderken de aynı hassasiyeti ve sorumluluğu devam ettire ceğim inşallah.
Nedir öyleyse sorun
Mahalli seçime giderken bu hız kesme aktif ve pasif iki kesim arasına ihtilaf sokma ve paylaşımda farklılık yapma emeklileri üzdü. Hatta tüm emekliler diyebilirim yakınlarıyla beraber cephe almaya başladılar. Hemen seçim zaferinin ardından ‘Bu yapılır mı hiç’ dedirttirecek kadar kızgınlık ve kırılma oluştu. Acayip bir kırılma üzülme ve olumsuz tepki oluştu ki telafi edilmesi gerekli hale geldi. Aksi takdirde çok onulmaz bir yara açar diye düşünüyorum. On altı milyon emekli var deniliyor EYT lilerle birlikte. Bu iki ile üç ile çarpıldığında rakamı düşünmek bile istemiyorum. Seyyanen kelimesinin bu kadar kar ve zarar hanesine tekabül edeceği düşünül meliydi demiyorum düşünülmeli diyorum. Dağı taşıdık sırtımızda tepeyi mi taşıyamıyoruz. Halk tabiri ile içte ve dışta yedi divala karşı mücadele verdikten sonra bir seyyanen kelimesinin altında ezinilmesi giran geliyor bana.
Ekonomik sorunlar altında derdest olmak
Aklımdan geçen veya geçebilen ürperme ve seziş. Buda mı Reise tuzak deme veya dememe sıkıntısını yaşatıyor bizlere. Dilim varmıyor adeta bunları söylemeye. Ekonomi kurmaylarımız bu emekliler sorununu içerisinde çözen bir teklif ve öneriyle yaklaşım göstermeliydi. Emekliyi dışlayan bir çözüm önerilmemeliydi Reise.
Acilen yapılması gereken
Reis birçok konu ve sorunları çözme ivediliği gibi emeklilerin dostluğu tam manada yıpranmadan yol yakınken vermeli ve çözmeli. Yılbaşına bırakılmamalı. Bu konu yılbaşına kadar konuşturulmamalı ve gündemden düşürülmeli. Kalbi burkulan emeklinin burukluğu yılbaşından sonra bırakılarak telafi edilemez. ‘Badel Harabul Basra’ Basra harap olduktan sonra. Reis tökezletildikten sonra.
Kandırılma
Millet ittifakı ile altılı veya çoklu masa liderleri ve sözcü ve kurmaylarının ortak gerekçeleri ‘Kandırıldık’. Kim kandırdı bunları. Kime kandılar. Neye inandılar. Kendilerini kandırdıkları gibi Avrupalı dostlarını da kandırdılar veya kanmalarına ortam hazırladılar. Bunu bir taktik olarak kullandılar veya öyle sandılar. %60 la geleceğiz diyerek güya taraftarlarını ve seçmeni yönlendirmeye çalıştılar. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi muhalefetin Genel başkanları milletvekili seçilemediler. Neden vekil olamadılar. Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaklarından dolayı. Buna iki belediye başkanını da ekleyebiliriz. Demek ki bunlar kendi kendilerini kandırmışlar. Yalana veya hayale kapılmışlar. Avrupalı dostlarını da kandıranlar ve hayale kaptıranlar da bunlar imiş meğer. Başka yerde sebep aramasınlar. Ben şahsen birinci turda Kılıçdaroğlu nun %45 alacağını hesaplamıştım. Güya koca koca kafalar bunu daha iyimi bildiler. N.Fazıl rahmetlinin ifadesiyle tam uyumlu bir durum:
‘Girde bir bak ülkeme başsız başsız adamlar’
Kaset ve gizli sır ifşaları
Bu konuda maharetli bir yöntem oluştu. Ama bir atasözünü de bize hatırlatmış oldular. Eden bulur veya edenin başına gelir.
- Deniz Baykal kaset ile gitti
- Kılıçdaroğlu kasetle geldi
- Muharrem İnce Kasetle çekildi
- İmamoğlu nun gizli toplantısı ifşa edildi
- Kılıçdaroğlu ve Ümit Özdağ’ın gizli protokolü ifşa edildi
Bundan sonra neler olabilir acaba diye bir düşünülürse ilk akla gelen; Kılıçdaroğlu aleyhine İmamoğlu lehine HDP ile de bir gizli anlaşmanın olduğu ifşa edilir mi göreceğiz. Kavgada yumruk sayılmaz derler. Gidişata bakılırsa zayiat fazla olacak gibi. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir kaybedilebilir. Hatta İmamoğlu da Yavaş ta aday olmayabilirler. Bunun yanında İYİ parti de İl ve ilçe bazında sıfır çekebilir.
CHP ONMAZ
Sebebine gelince:
Kuruluşundan günümüze hiçbir zaman halkoyu ile iktidara gelememiştir
Ancak ihtilaller veya muhtıralar yolu ile iktidar olmuşlardır
CHP kuruluş amacının doğrultusundan çıkmadığı sürece değişemez yenilenemez
Halkın temel değerleri ile hiçbir zaman uyuşmamıştır
Halkı kronik düşüncelerine çekmeye çalışmışlardır
Bundan hiç vazgeçmemişlerdir
Kuruluş amacının dışına çıktığı takdirde zaten CHP olmaz
Başkanlar değişmekle değişim de dönüşümde olmaz
Kuruluş gayesinin dışına çıkıldığı zaman yeni bir CHP kurulur
CHP dünyanın taktiğini denedi
Dünyanın tahkiyesini yaptı
Çeşitli kisvelere büründü
Olmadık kılığa girdi
Dindarlarınan
Ülkücülerinen
selametçilerinen
Bunların sahteleriyle
Her türlü dalavere ve vekil rüşveti dâhil neler yapmadı ki ama olmadı.
Allah’ın hikmeti olmamasına en büyük delildir.
Reis
Benim bu kadar Reis konusunda ısrarım. Şahsi mesele değil umumi bir meseledir. Reise sahip çıkmaya devam edilmelidir. Reis gözbebeğimiz gibi korunmalıdır. Ümmetin her ferdi Dualarıyla Reisi Hikmetin korumasına tevdi etmelidir. Ümmetin ileri gelenleri hocaları vaazlarında konuşmalarında ‘başımızdaki burnu halkalı Habeşli bir köle olsa bile dine sadık kaldığı sürece ona itaat edilmelidir’ derlerdi. Bu sözde kalmamalı. Eylemde bunu uygulamamız lazım. Uygulandı da. Bazı dindar kesimden, muhafazakâr kesimden kendisini muhafazakâr gibi sunan kesim ve partilerden ricam odur ki; şimdiye kadar olan oldu. Eski yapılanlardan pişmanlık duyularak ümmetin birliği istikametinde yeni tavır almaları. Böyle Mukri, Musalli bir Reisin Halifelerden sonraki ümmetin liderleri sıralamasında önemli bir yeri olduğu kanaatindeyim. Kıymetin zarfta değil mazrufta olduğunu unutmamalıyız. Ona değer vermeliyiz.
Yorum Yazın