Avrupa’yı iyiden iyiye Türkiye endişesi sardı.
16 Nisan referandumundan sonra Türkiye’nin gerek siyaseten gerekse ekonomik yönden daha da güçleneceğini gören Avrupa ülkeleri elinden geleni ardına koymuyor.
Almanya’da siyasetçilerimizin hatta Bakanlarımızın gurbetçi vatandaşlarla buluşmalarını engellemek ile başlayan, Hollanda’da Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına iniş yasağı koymak, sonra da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya’yı sınır dışı etmekle doruk noktaya ulaşan Avrupa’nın Türkiye düşmanlığı diplomatik alanda skandallara ve sorunlara yol açtı.
Bu düşmanlığı biliyorduk ama Avrupa’nın çirkin yüzünü hiç bu kadar net görmemiştik. Her zaman insan haklarından bahseden Avrupa, özgürlük ve demokrasiyi bir söylem şovuna dönüştürür oldu…
2016 yılında zamanın Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile gittiğim Strazburg’da Avrupa Parlamentosuna girişte Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına hakaretler saydıran PKK’lılara sesini çıkarmayan Avrupa’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanlarının 16 Nisan referandumu öncesi ülkelerine gelmelerini Türk vatandaşlarla buluşmalarını engellemek istemelerinin altında yatan hesapları şimdi daha iyi anlayabiliyorum.
Avrupa emrinde bir Türkiye istiyor. Büyümesini, ekonomisinin güçlenmesini istemiyor. Klasik bir Ortadoğu ülkesi olsun, biz ne dersek onu yapsın istiyor. Belki de 2000’li yılların başına kadar istedikleri bir Türkiye vardı. Ta ki, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderle karşılaşana kadar.
Avrupa, Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye daha fazla liderlik yapmasını istemiyor. 16 Nisan Referandumundan sonra daha da güçlenerek Türkiye’nin başında olacak Cumhurbaşkanını hiç istemiyorlar. Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa’nın Türkiye üzerindeki tüm ezberlerini bozmuş bir lider. Türkiye’de istedikleri gibi at koşturamayacaklar.
BERLİN İZLENİMLERİM…
Mart ayının başlarında Berlin’deydim. Berlin Turizm Fuarına Kültür ve Turizm Bakanımız sayın Nabi Avcı’nın davetlisi olarak katıldım. Türkiye’nin, Alman hükümetinin düşmanlığına karşın, Alman vatandaşların Türkiye sevgisinden şüphesi yok. Her yıl 5 milyon Alman Türkiye’yi ziyaret ediyor.
Berlin Turizm Fuarında Türkiye sanki ev sahibi gibiydi. Fuar alanında, Türkiye’nin kültürel ve turizm alanlarını tanıtan oldukça büyük bir standı vardı. En çok ziyaret edilen stantlar arasında Türkiye yer aldı. Hem de Almanlar tarafından.
Berlin sokaklarını karış karış gezme fırsatı bulduk. Sokaktaki Almanın Türklerle bir derdi yok. Herkes işinde gücünde, neşesinde, keyfinde…
30 yıl önce Türkiye’de tanıdığım Gunther Braun ile nasıl bir dostluğumuz oluştuysa Türk ve Alman vatandaşlar arasındaki dostluk aynen devam ediyor. Gurbetçilerimizin de Alman vatandaşlarla herhangi bir sorunu yok. Ama Alman Hükümetinin gurbetçilerimiz üzerinde baskıları olduğunu öğreniyoruz.
ABD NEDEN TUTUKLUYOR…
Halk Bankası yöneticisinin ABD’de göz altına alınması itibar zedelemesinden başka bir şey değildir. Bu kullanılıp Türkiye üzerinde bir siyasi baskı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu da FETÖ terör örgütünün operasyonunun bir parçası olarak görülmelidir. Türkiye’de gerçekleştiremediklerini ABD’de yapıyorlar. Tanklarla, F16 larla ele geçiremedikleri Türkiye’yi Dünya kamuoyunda itibarsız hale getirmeye çalışıyorlar.
Yorum Yazın