Dünyayı saran Koronavirüs salgın hastalığı ülkemizde zirve üstüne zirve yapıyor. TAMAM olarak adlandırılan Temizlik, Maske, Mesafe kuralları sıklıkla beynimize işleniyor.
Toplumumuzun büyük bir bölümü pür dikkat kurallara uymaya çalışıyor. Buna rağmen kurallara uymayan bir kısım tarafından virüs her geçen gün hızını kesmeden yayılmaya devam ediyor.
Türkiye’de günlük vaka sayıları 30 binli, ölüm sayıları iki yüzlü rakamlara ulaşırken kurtarıcı olarak gördüğümüz aşı çalışmalarından da güzel haberler alıyoruz.
Çin, Almanya, Rusya derken Türkiye’de de aşı çalışmalarında sona yaklaşıldığını bizzat yetkililerden dinliyoruz.
Yerli ve Milli aşılarımızın vatandaşlarımıza uygulanmasının Nisan aylarını bulacağı, yabancı aşıların ise 2020 yılı bitmeden Aralık ayı içerisinde sağlıkçılar başta olmak üzere risk grubunda bulunanlara uygulanmaya başlayacağını Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bizzat kendisinden öğrenmiş bulunuyoruz.
Fakat, aşı konusunda ki bu sevindirici haberin salgının yayılma hızını yavaşlatacağı anlamına gelmediğini yine Bakan Koca’nın parantez içerisinde söylediği sözlerden anlıyoruz.
Peki ama, aşı bulunduysa neden salgını durduramıyoruz? Sorusunu soruyoruz…
Kısaca anlatalım;
Türkiye nüfusu 83 milyon
Çin’den gelecek aşı sayısı 50 milyon, Almanya’dan gelecek aşı sayısı ise 25 milyon…
Aşıların tam kapasite koruma sağlanabilmesi için bir kişiye 2 defa aşı yapılması gerekiyor. Bunun içinde Türkiye’nin 166 milyon aşıya ihtiyacı bulunuyor.
Toplamda gelecek 75 milyon aşı 37,5 milyon vatandaşımıza uygulanabiliyor.
Aşıların bugün geldiğini dahi düşünecek olursak 37,5 milyon kişiye uygulanması uzun bir zaman alıyor.
Yani Türkiye’nin biraz daha zamana ihtiyacı var. Bunun adına 2021 yılı sonu diyebiliriz.
Ayrıca;
Varsayalım ki, Türkiye 83 milyon vatandaşını iki defa aşılama sürecini tamamladı. Tek başına Türkiye’nin kendi vatandaşlarına aşı yapması da bir anlam ifade etmiyor. Dünya ülkelerinin bütün vatandaşlarını aşılamaları gerekiyor ki virüs tamamıyla yok olsun.
Tam bu nokta da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünya ülkelerine verdiği aşı çalışmalarının siyasi veya ticari hırslara kurban edilmemesi, tüm insanlığın ortak mali olması yönünde ki çağrısını oldukça önemli buluyorum.
Aksi takdirde Dünya bu salgını kurutamaz ve kurtulamaz.
Yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözlerine dikkat çekmek istiyorum. “Kendi geliştirdiğimiz aşıyı en uygun şartlarda inşallah tüm insanlığın hizmetine sunmak düşüncesindeyiz. Dünyanın tamamı salgın tehdidinden kurtulmadan tek tek ülkelerin kendilerini güvene almalarının manası olmadığına inanıyoruz. Bunun için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere insanlığın ortak sorunlarının çözümü ve hakkı, hakkaniyeti, adaleti sağlama hususunda etkisiz kalan kurumların reform ihtiyacını tekrar tekrar vurguluyoruz.”
İnşallah bu sözler kendisini büyük gören insanlığa tepeden bakan ABD ve Avrupa ülkelerinin kulağına küpe olurda biran evvel bu illet salgından kurtuluruz.
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın