- Bedir savaşına sebep olan Ebu Süfyan komutasındaki kervan da;
- Medine’ye hicret eden müslümanların malları vardı.
- Hicret eden muhacirlerin bıraktıkları malları Suriye’de satacaklar
- Geliri ile de harp silah malzeemeleri alacaklar
- Bununla da Medineye giden muhacir ile ensarı vuracaklasrdı.
“Üstelik kervandaki mallar; Muhacirlerin Mekke’de bırakmak zorunda kaldıkları ve Müşriklerin el koyduğu mal ve mülkler idi. Ticaret açısından kıymetli gördüklerini de satmak üzere Şam’a götürmek istiyorlardı. Kısaca Müslümanların mallarıyla yine Müslümanları vurma planları yapılıyordu.”(Fazilet Neşriyat: 128)
“Bu servet, savaş için yığınak yapan Mekke için karşı konulmaz bir güç demekti. Ve bu güç, doğrudan Medine’ye karşı kullanılacaktı.”(Fazilet Neşriyat:128) “Bin deveden meydana gelen ve sermayesi 50.000 dinar olan bu büyük ticaret kervanının satılan malları karşılığında harbe hazırlık için silah alınacaktı. Kervanın yola çıkarılmasındaki asıl maksat bu idi.”(S.Suruç:1/373)
Müşriklerin Bedir’deki duaları: “Kureyş müşrikleri, Bedir’e çıkıp gelmeden önce, Mekke’de Kabe’nin örtüsüne yapışarak: ‘Ey Allah! İki ordudan en azizine, iki cemaatten en kıymetlisine, iki kabileden en hayırlısına yardım et!’ diyerek dua etmişlerdi.”(A.Köksal:3-4/324) “Kureyş müşrikleri ve Müslüman lar Bedir’de karşılaştıkları zaman, Ebu Cehil’de: ‘Ey Allah’ım! Muhammed hısımlık ilişkilerini bize kestirdi ve bize bilinmeyen bir din getirdi. Sabahleyin/bu gün onu helak et!’ dedi. Böylece aleyhine ilk hüküm veren o oldu.”(İbn İshak,İbn Hişam:2/363-417)-(A.Köksal:3-4/324-325)-(Vakıdi:1/119) İnanmadığı halde başı sıkışınca Ebu Cehil’de: ‘Allah’ım! Aramızdan Sana en sevgili kim ise ve Sen daha çok kimden razı isen, yarınki zaferi Sen ona nasip et!’ diyordu. “Kendisi aleyhinde ilk hüküm veren, kendisi oldu.”(A.Köksal:3-4/325)
Ebu Cehil’in, hiçbir zorlamaya maruz kalmadan kendi aleyhine yaptığı bir dua idi. “Bu konuda istifah hakkında Ebu Cehil’i duada insafa davet eden ayet inmiştir.”(İbn İshak,İbn Hişam:2/417-420-421) “Ebu Cehil: ‘Ey Çalabım! Senin huzurunda her kim sevgili ise ona nusret bağışla!’ dedi.”(Taberi:3/154) “Allah şu ayeti indirdi: ‘(Ey kafirler!) siz fetih (yardım) istiyorsanız, işte size fetih geldi! (yenelim derken yenildiniz.) eğer (inkârdan) vazgeçerseniz bu sizin için daha iyidir. ..’ (Enfal:19)”(Vakıdi:1/119-185)-(İbn İshak,İbn Hişam:2/417-421)-(Taberi:3/154)
Peygamber Efendimizin duası: “Harpten bir önceki geceydi. Peygamber Efendimiz kendisi için yapılan gölgelikte idi. Ellerini açarak kainatı ağlattıracak kadar hazin, arz ve semaya göz yaşı döktüre cek kadar tesirli şu duayı yaptı:” (S.Suruç:1/381) “Hz.Ömer der ki: ‘Peygamber: Kıbleye döndü. İki elini uzattı, kaldırdı: ‘Allah’ım! Şu bir avuç İslam cemaatini helak edersen, artık Sana yeryüzünde ibadet olunmaz!’ diyordu.”(A.Köksal:3-4/318-319) “Resulullah (s.a.v): ‘Allah’ım eğer bu (müşrik) grubu bize galip yaparsan şirk galip olacak ve senin için bir din kalmayacaktır’ buyurdu.”(Vakıdi:1/115-130)
“O sırada hiçbir şeyi görmüyordu Resul-ü Hak,
Boş dönmeyen ellerini gök’e doğru kaldırarak
Fezaları ateşleyen yakıcı bir avazeyle
Demişti ‘Ey yüce Rabbim! Hak vadini infaz eyle!’
İhramının omuzundan düştüğünü hissetmedi;
Kapanmıştı secdelere, Rabbim! ‘Şu, birkaç can, dedi
Müşriklerin ellerinde bu gün ölüp giderlerse
Bulunmaz hiç haşre kadar sana kulluk eden kimse!’
Son hınçıyla devam edip giderken bu müthiş savaş,
Efendimiz sevinç ile kaldırmıştı secdeden baş.
‘Korkmayın, ey Müslümanlar! Allah, bize müjdeledi:
Bütün bunlar yenilecek, kaçacaklar bir gün..’ dedi.” (A.Köksal,Peygamberimiz:142)
Ülkeleri ayrı olsa bile müslümanlara yardımın farziyeti: “Hicret hadisesinden çıkarılan bir başka hüküm ise; Ülkeleri ve memleketleri ayrı olsa bile Müslümanların diğer Müslümanlara yardım etme sinin farz olmasıdır. İslam alimleri, Müslümanların yeryüzünün her hangi bir yerinde zulüm gören, esir olan veya ezilen mümin kardeşlerine yardım etmeye muktedir olup da yardım etmedikleri takdirde, büyük bir günaha girecekleri hususnda icma etmişlerdir.”(O.N.Topbaş:1/477)-(R.el-Buti:Buti:164)
İbn Arabi Ahkamul Kuran da (2/876) der ki: “‘Müslümanların arasında esirler veya ezilenler bulunduğu takdirde, birbirleriyle dost ve mirasçı olmaları yürürlüktedir. Bifiil imdatlarına koşmamız, aramızda gören göz kalmayıncaya kadar, sayımız da yeterli olduğu takdirde, onları kurtarmaya çıkmamız veya hiç kimsede bir dirhem kalmayıncaya kadar mallarımızın tümünü onları kurtarmak için harcamamız farzdır.”(R.el-Buti:164)
Bu tarihi olayı iki konu için anlattım:
1.Suriye’li mülteciler için: ‘Bu gün en çok istismar edilen konu budur. Küçüklü büyüklü herkes mea len ‘Bunlara para harcanmasın. Bizim halkımıza işsizimize madurumuza dağıtılsın’ demek istiyorlar. Buna tabiki üzülüyorum. Bunu dindarların, muhafazakarların, selametçilerin ülkücülerin ve de böyle geçinenlerin söylemesi işin cabası. Dünya mülteciler kurulu bu konuda yardım yapmıyor. Siyasi karma muhalefetten bu kuruma kızmadıkları gibi vereceklerse de engelleme potansiyelinde gözükmektedirler. Sazcı Selahattin’e gösterdikleri itimamı mültecilere kullanmıyorlar. Yukarıda yazdığım İbn Arabi’nin yazdıklarını tekrar hatırlatıyorum. İçim yana yana diyorum ki; Hükümet bu konuya 2023 e kadar bir çözüm üretmeli.
2.JOE BİDEN’in Reis’i devirme planı için:
Joe Biden pardon (Ebucehil) ta Mekke’den pardon Vaşington’dan Bedir’e pardon Ankara’ya gelecek
Reisi iktidardan alaşşağı etmek isteyecek.
Yola çıkmadan da Allah’a pardon (Tanrı’ya) yalvaracak dua edecek
Aynen Ebucehil’in Mekke’den Bedir’e çıkmak üzere iken yaptığı gibi:
Ebu Cehil’de: ‘Ey Allah’ım! Muhammed hısımlık ilişkilerini bize kestirdi ve bize bilinmeyen bir din getirdi. Sabahleyin/bu gün onu helak et!’ dedi. veya ‘Allah’ım! Aramızdan Sana en sevgili kim ise ve Sen daha çok kimden razı isen, yarınki zaferi Sen ona nasip et!’ veya ‘Ey Allah! İki ordudan en azizine, iki cemaatten en kıymetlisine, iki kabileden en hayırlısına yardım et!’ diyerek dua edecek.
Kendisinin duasına katılan ve onun duasından meded uman Türkiye’deki yakın dostları ve ortakları var mı? Şayet varsa, onlar Joe Biden yola çıkınca nasıl bir tavır alacaklar acaba? Sorusu akıllara gelmiyor değil.
CHP’nin kabahati büyüyor
‘Taciz, tecavüz’
‘Orduya hakaret’
Eski ‘it’ konusu hala unutulmadı
Güya iki ….oğluna yapılan sözde suikast
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı
Eski yarasını depreştiren Kur’an’ın türkçe okutulması
Sazcı Selahattin’in salıverilmesi,
AHİM in zındıkça kararı
İç hukuk bitti mi? ila ahir.
Kabahat yardımcılarıne yapıyor
‘Abidik gübidik’ yaparak CHP nin kabahatlerini ve izlerini çalı süpürge ile silmeye ve temizlemeye yok etmeye halktan gizlemeye tevile mi çalışıyorlar?
Orduya sövme: Sen orduya hakaret edeceksin. Genelkurmay başkanı susacak. Neymiş efendim. memurmuş, siyasetçi değilmiş. Küfür demekki siyasetçinin yasal hakkı ve dokunulmazlığı. Böyle adalet olur mu hiç. Memurluk savunmasızlık mı? ‘Dert’ diyene ‘Marat’ deme hakkı yok mu memurun. ‘Hakaret kime yapılıyorsa en azından misli kadar kendini savunmalı mağdur ve memur olanlar.
Adaylık: ‘Korkağın’ şuuraltı açığa çıktı. Asıl maksadını ele verdi. Belki rüyasında yorgan ile ayağa kalkıyor ve rüya olduğunu görünce de üzülüp uyumaya çalışıyordur, yine aynı rüya ile avunmak için. Senin aday olma gibi bir hakkın var ama iznin yoktur. izin verirlerse ancak o zaman aday olabilirsin. Bağımsızca karar veremezsin. Ortak çatı aday olsa keşke. O olmaz ise herkes kendisinin adayı olunca o da partisinin adayı olsa ve ikinci tura kalan ikinci olsa. O zaman kabahat yardımcıları tabanını altı oka nasıl yönlendirecekler?
Şu türkçe ezan ve Kur’an konusu
Bu fikrin sahibi CHP nin akıl hocası olan ‘Kürt Ziya’nın’ (M.Şevket Eygi’nin tabiriyle) yani Ziya Gökalp’in;
‘Bir ülke ki, cammiinde TÜRKÇE EZAN okunur,
Köylü anlar manasını namazdaki duanın...
Bir ülkek ki mektebinde TÜRKÇE KUR’AN okunur,
Küçük büyük herkes bilir, buyruğunu Hüda’nın…
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın!’ (Z.Gökalp)
Mealindeki bu zihniyet sonrasında CHP nin ana felsefesi olmuş ve CHP iktidarları döneminde bunu aynen uygulamaya çalışmış; ‘camileri ahır’ yapma ‘Ezanı ve Kur’an’ı türkçe okutma’ ve bir asra yakın bu kamburun altında kalmış ve bu kamburuyla yaşamış ve bu ayıp onların baş kakıcı olmuş ve olmaya da devam edecektir. Hatta kıyamete kadar. İyi ve kötünün mücadelesi de kıyamete kadar devam edecektir. Etmekte mecburiyetindedir.
Kabahat yardımcılarının desteğiyle hele bir Reisi devirsinler, göreceğiz ondan sonrasını. Bu açığa vurulan şuur altını nasıl Biden dostlarıyla hayata geçirteceklerini. Bu kabahat yardımcıları isterlerse dizlerine vursunlar gerdek gecesi dul çıkınca. İsterlerse saçlarını başlarını yolsunlar, yüzlerini tırnak lasınlar. Olan olmuş olacak ve namus elden gitmiş olacaktır…..
Ömer İNAN
Rahmetli Ömer İnan benim asker arkadaşım
Kısa dönem askerliğimizi 1981 yılında Antalya’da yaptık
O zaman istatistik asistanı idi.
Sonra Profesör oldu
İki dönem Mersin milletveilliği yaptı
Zor zamanda hocalık yapanlardandı
Kavi bir müslüman dava adamıydı
Kırıkkale iktisadın dekanı
Sebahattin Zaim’de rektör yardımcılığı ve dekanlık yaptı
Sayıştay üyesi rahmetli Ahmet Arıca benim ismimi ona onunkini de bana vermişti
Nizamiye de buluştuk ve dostluğumuz devam etti, ölüm ayırıncaya dek
Kimler vardı askerlikte beraber olduğumuz;
Rahmetli Ömer İnan
Yusuf Tülün
Zühtü Aksal
Süleyman Karaman
Rahmetli Necati Göndelen
Rahmetli Abdurrahman Keskin ilaahir
Çok cömert bir arkadaştı
Hele ben bir cebimdeki parayı bitireyim
Sonrasında siz harcarsınız derdi.
Şu mesajı atmıştım:
Asker arkadaşım
Çok sevdiğim
Güzel insan
Ömer İnan’ın
Cenazesine
Katılamadım
Yaşımdan ve pandemiden dolayı
Allah rahmet eylesin
Mekanı cennet olsun
Efendimize komşu olsun
Dostların başı sağolsun
Duamız onunla…
Hakkım döne döne helal olsun
Selam ve dua ile…
Yorum Yazın