Her güne yeni bir zam haberiyle uyandığımız bu günlerde her bir bireyin ekonomisinde açılan makas ne zaman kapanır diye düşünürken memur, işçi, emekli ve asgari ücretliye yapılan enflasyon farkı üzerinde ki artışlar bu saydığımız gruplara bir nebzede olsa ilaç gibi geldi.
Önümüzde ki süreçte ekonomide yeni bir dalgalanma olmazsa (ki bütün ekonomistler yeni bir dalganın yolda olduğuna dair açıklamalarda bulunuyor) Kamuda görevli milyonlar açısından biraz nefes aldıracak gibi görünüyor.
En düşük memur maaşı 10 bin TL’ye yaklaştı. Bu bir evin geçimi için çok fazla sosyal aktivite içerisinde olunmazsa günümüz ekonomik dengelere göre ay başını getirir derecesinde. Yani kredi çekeyim, ev alayım, borçlanayım araba alayım hayali bir süre rafa kaldırılmış gibi görünüyor. Alınan maaşlarla günü kurtarabilirsen ne mutlu demek lazım.
Memur, işçi, emekli, asgari ücretli tabi ki daha çok almalı, daha iyisini, daha yüksek maaşları hak ettikleri inancındayım.
Buraya kadar tamam Hükümet olması gerekeni yaptı. Memurunu, işçisini, asgari ücretlisini enflasyona ezdirmedi.
Fakat burada bir şey unutuldu. Küçük ve orta ölçekli işletmeler…
Küçük esnaf olarak tabir ettiğimiz belli bir grup var. Günlük siftahsız kapattıkları da oluyor. Memur maaşları, asgari ücret artışıyla birlikte onlarında yükü arttı.
Bağ-kur, SGK ve vergi dilimleri de otomatik olarak arttı. Kamuda çalışanlar enflasyona ezdirilmedi ancak Kobilere enflasyon farkı kadar ekstra bir yük yüklendi.
Kobileri rahatlatmak adına, onları enflasyondan korumak adına, Bağkur, SGK ve diğer vergilerden yüzde 40 indirime gidilemezmiydi.
Devlet devletliğini gösterip Ekonomi çarklarının bir dişlisi olarak kabul edilen Kobilerin elini güçlendirecek bu indirimi neden yapmadı.
Asgari ücrete zam yaparken Kobilerde çalışan asgari ücretlinin yapılan zam farkını açılan makas kapanana kadar devlet karşılayacak diyemezmiydi.
Kısacası Kamuda çalışanlar korundu, özel sektörde özelliklede Küçük ve orta ölçekli işletmeler diye tabir ettiğimiz KOBİ’lerin sırtına bir semer daha vuruldu.
Ticaret yapmak, küçükte olsa bir iş kurmak, mevcut işi yürütebilmek, ilerletebilmek, gemiye su aldırmadan yürüyebilmek için ip üstünde yürüyen cambaz olmak gerekiyor.
İyi niyetimizi koruyarak hükümetin bir B planı vardır düşüncesinden uzaklaşmak istemiyorum. Lakin Esnaf sanatkarları temsil eden STK’lara baktıkça da bu kadar sessiz kalmalarına anlam veremiyorum.
Küçük işletmelere bu indirimleri istemek muhalefet yapmak değil, hakkını aramak olsa gerek. Dünya değişiyor. Bütün dünya bu krizi yaşıyor. Güçlü daha güçlenirken, zayıf halkanın da elinden tutmak gerekmez mi?
Bugün bu satırlardan yazmazsak, Esnaf sanatkarları temsil eden STK’lar sessiz kalırsa kimse durup dururken bu hakkı teslim etmez.
Üç maymunu oynamanın zamanı değil….
Yorum Yazın