(101 HADİSDEN)
İlk örnekleri Arap edebiyatında görülen kırk hadisler, Türk edebiyatında da yaygın bir gelenektir. Hz.Peygamber’in ‘Her kim benim hadislerimden kırk tanesini ezberleyip başkalarına da öğretirse, kıyamet gününe, Allahü Tala onu, bilginler ve fakihler arasında diriltsin’ mealindeki hadislerin bu geleneğin oluşmasında etkili olduğu açıktır.”(İsmail Çetişli)
Ali (r.a) Peygamber (s.a.v): ‘Her zaman yaşayacakmış gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış’ her zaman ayrılmaya hazır olmak, her zaman uhrevi olmaktır. ‘Bu dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol!’ buyurmuştur.(Ebubekir Siraceddin)
‘Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışınız.’
Ölüm yokmuş gibi dünyada gayret;
Ve hemen ölecekmiş gibi ahiret! (N.Fazıl)
Dünya için derdi çalış, ölmiyecek gibi didin!
Ölecekmiş gibi yarın, ahret için azık edin. (A.Köksal)
‘Hikmet müminin kaybolmuş malıdır, nerde bulursa alır’
Hikmet Müslümanın kaybolmuş malı;
Nerde görse, kimde bulsa almalı! (N.Fazıl)
Hikmet, gerçek Müminlerin kaybettiği bir malıdır,
Onu, nerde bulur ise hemen alır, almalıdır. (A.Köksal)
‘Bir günü öbürüne eş geçen aldanmıştır.’
İslam zaman boyunca her dem yeni akıştır;
‘Günleri birbirine eş geçen aldanmıştır!(N.Fazıl)
Birimizin acısını hisseylesin bütünümüz;
Bir önceki günümüze üstün olsun bu günümüz.
‘ki günü denk olanlar hiç şüphe yok aldanmıştır! (A.Köksal)
‘Allah’ın eli topluluk üstünedir.’
Hatırlayın her solukta:
‘Hakkın eli toplulukta… (N.Fazıl)
‘Müminler birbirine dayanan binalar.’
Cihazda birlik dışı kalmış alet paslanır;
‘Müslümanlar binalardır, omuz omza yaslanır…(N.Fazıl)
‘Allah’ın en çok sevdiği sofra, üstünde çok el bulunan.’
Allah’ın sevdiği’ bir sofra demek,
‘Üzerinde çok el toplanan yemek… (N.Fazıl)
‘Müminin üstün olanı, ahlakça üstün olan.’
İslamda üstün insan,
Ahlakı bütün insan… (N.Fazıl)
‘Dalkavukların yüzüne toprak saçınız.’
Nefsleri övenler ihlasa ırak…
‘Saçın dalkavuğun yüzüne toprak! (N.Fazıl)
‘Ayrılık yapanlar, zulüm işleyenler bizden değildir.’
Mümin hakkı gözler, mümin adildir;
‘Zulümde olanlar bizden değildir’. (N.Fazıl)
‘Tatlı dil sadakadır.’
Sadakadır tatlı dil…’
Kalbe asılan kandil… (N.Fazıl)
‘Halktan utanmayan, Hak’tan utanmaz.’
Körler halkı Hakkın aynası sanmaz,
‘Halktan utanmayan Haktan utanmaz’… (N.Fazıl)
‘Misafir sevmeyende hayır olmaz.’
Misafir sevmeyen insan hayırsız…’
Kendi kilerinde sanki bir hırsız… (N.Fazıl)
‘Pişmanlık tövbedir.’
Değer yalnız kalbedir;
‘Her pişmanlık tövbedir… (N.Fazıl:
Bir de O’nun, insanlara verdiği şu derse bakın:
‘Sonunda af dilemeye kalkacağın işten sakın! (A.Köksal)
‘Tövbe eden günah işlememiş gibidir.’
Tertemizdir gerçek tövbe sahibi…
‘Tövbe eden günah etmemiş gibi… (N.Fazıl)
‘Affeden affedilir.’
Affedin, affedilirsiniz!’
Yoksa rahmetten kesilirsiniz. (N.Fazıl)
Acıyana acınılır, affetmeyen affolunmaz.
Dilinizin belasını çekersiniz çok, ya da az. (A.Köksal)
‘Sabır zaferdir.’
Bir zahmeti seferdir;
Dayan ‘sabır zaferdir’(N.Fazıl)
İlk darbededir ki, sarsılır yürek;
‘Sabır, sarsıntının başında gerek…’(N.Fazıl)
‘Bulunduğunuz hale göre idare edilirsiniz.’
Ne haldeyseniz tam o hale göre,
Başınızda sizi güden idare… (N.Fazıl)
‘Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürüden mesulsünüz.’
Hepiniz çobansınız, sürüden me’sul çoban…’
Çoban uyusun diye gözler dışardan yaban… (N.Fazıl
‘Rüşvet alan da, veren de ateşte.’
‘Bir gün gelecektir ki, din ve imanda sabır göstermek,
Avuç içinde korlu ateş tutmaya dönecek.’
Bir zaman gelecek ki, sabır göstermek dinde,
Kor tutmaya dönecek avucunun içinde.(N.Fazı)
‘Ahmaktan kaçınınız.’
Bir şey beklemeyin, ‘Kaçın ahmaktan!’
Korkun, aziz fikri yere atmaktan! (N.Fazıl)
‘İnsanlarla akıllarına göre konuşunuz.’
Renkleri ince ince ne anlatırsın köre?
‘konuşun insanlarla akıllarına göre!’ (N.Fazıl)
‘Büyüklerle oturunuz, alimlerden sorunuz,
Hikmet sahipleriyle düşüp kalkınız.’
Büyüklerle oturun, alimlerle konuşun,
Hakimlerle buluşun!’ Budur yolu oluşun.(N.Fazx)
‘Evleniniz, çoğalınız; ben Kıyamet günüde
Ümmetimin çokluğu ile övünürüm.’
Evlenin ve çoğalın!’ Şeref büyük ümmette;
‘Sizin çokluğunuzdur övüncüm kıyamette…’ (N.Fazıl)-(Beyhaki-M.Hazmidullah)
‘Yabancı kavmi taklit, ondan olmaktır.’
Yabancı bir kavmi edenler taklit,
Ondandır!’… vururlar öz ruha kilit.. (N.Fazıl)
‘Fetvayı müftüler verse de, sen onu kalbine sor.’
Müftüler versede fetvayı,
Kalbine danış sen, davayı! (N:Fazıl))
‘Ölümü temnni etmeyiniz.’
Ecel anına değin
‘Ölümü dilemeyin!(N.Fazıl)
‘Allah’ın en sevdiği iş, az da olsa devamlısı.’
Yaradanın sevgisine gerekli
Amel o ki, az olsada sürekli…(N.Fazıl)
‘Din öğüttür.’
Din öğüttür’ sadece…
Gerçeği bildirmece. (N.Fazıl)
‘Kanaat tükenmez hazine.’
‘Ahde vefa imandan.’
‘Öfkede nefsini yenebilendir ki, kahramandır.’
‘Allah diyor ki, ben kulumun zannı gibiyim;
Dilediği kadar zannedebilir.’ (umabilir, isteyebilir)
Bütün dünya hülyada;
‘Rahat yok bu dünyada…’ (N.Fazıl)
Mümin içten gayretli;
Allahsa en gayretli… (N.Fazıl)
‘Sabah uykusu rızka engeldir.’
Sabah uykusu
Rızka bir pusu… (N.Fazıl)
Bakmayın, namazlı, oruçlu kişi nasıl?...
Siz bakın kişinin parayla işi nasıl
Rızıktan pay ayıran her zaman toktur;
‘İktisat edene sıkıntı yoktur!’(N.Fazıl)
Harcayışta tutumluluk, geçinmenin yarısıdır!’
Tutumluya zenginliği vadeyleyen tanrısıdır.(A.Köksal)
Emirin hediye alması zehir;
Yargıç rüşvet kabul ederse, kâfir…(N.Fazıl)
Hakkın en sevdiği savaşma da öz,
Baştaki zalime söylenen hak söz… (N.Fazıl)
‘Komşusu açken karnını doyuran mümin değil.’
Komşuları açken’ hissiz ve gafil
‘Karnını doyuran Müslüman değil…’(N.Fazıl)
‘Allah diyor ki,
Ben size iki zayıfın hakkını haram ettim:
Öksüz ve Kadın.’
İki zaifin size hakkını haram ettim;
Biri desteksiz kadın, biri kimsesiz yetim… (N.Fazıl)
‘Cennet annelerin ayağı altında.’
Varlık vesilesi anneye minnet…
‘Annenin ayağı altında cennet…’ (N.Fazıl)
‘Zayıfın, kuvvetlisinden hakkını alamadığı cemiyeti
Allah takdis etmez.’
Ümmet ki, kuvvetlide zaifin hakkı hapis;
Öyle ümmeti Allah asla eylemez takdis… (N.Fazıl)
‘Allah güzeldir ve güzelliği sever.’(Müslim)
Her güzel, daha güzele yaver;
‘Allah güzeldir, güzeli sever’… (N.Fazıl)
‘Kadınlar erkeklerin dilimleridir.’
Kadınlar erkeklerin parçası, dilim dilim…’
Güzel, temiz ve ince, her şey onlara teslim… (N.Fazıl)
‘Kul sevdiğiyledir.’ ‘Kişi sevdiğiyle haşrolunur’
Gel, sevdiğine sokul!
‘Sevdiğiyle olur kul’. (N.Fazıl)
Mü’mine verilen gün güzel haber;
‘Kişi sevdiğiyle olur beraber!’ (Bekir Çiçek)
‘Allah, rahmetim gazabımı geçti, dedi.’
O ki, rahmeti bildi, sonsuz şevke ulaştı.
‘Allah sözü: Rahmetim gazabımı çok aştı!’(N.Fazıl)
Kavramışlar gadabını, nihayetsiz merhametin;
Nen eksilir yarlıgarsan? Memnun kalır Muhammedin! (A.Köksal)
‘Güzellik, erkeğin lisanındadır.’
Erkeğin güzelliği dilinde lisanında…’
Güzel konuşan, Hakkın en büyük ihsanında.. (N.Fazıl)
‘Benden size bir Hadis nakledilir de, o Hadis içinizi açarsa,
Ruhunuza şevk verirse benimdir; içinizi kapar ve ruhunuzu sıkarsa
Benim değildir.’(N.Fazıl)
Benimdir o hadis ki, kalbinize hoş gelir;
İçinizi soğutan hadis, benim değildir’ (N.Fazıl)
O, Allah’ın bizzat kendi ahlakiyle ahlaklandırdığı en üstün mahlûk, ‘Gaye-İnsan ve Ufuk-Peygamber’ Emir: ‘Allah’ ın ahlakiyle ahlaklanınız’ Hadis meali: ‘Ben ahlaki tamamlamak için gönderildim’(N.Fazıl)Cabir b.Abdullah: ‘Allah (c.c) beni güzel ahlakı tamamlamak için gönderdi’ buyurmuşlardır.(Muvatta-O.N.Topbaş)
İnsanda güzel ahlakı için gönderilişim;
Ahlakı nokta nokta tamamlamaktır işim… (N.Fazıl)
Müslümanlık, güzel huy!’ der, bunu, sık sık duyururdu,
‘Güzel huyu ikmal için gönderildim.’ buyururdu.
Yaratıklar arasında tekti Hakk’ın O Nebisi.
Ahlakıydı Kur’an Onun, Allah idi mürebbisi!
Allah, onun ahlakını Kur’aniyle duyurmuştur:
‘Ahlakın en yükseğine sahipsin Sen!’ buyurmuştur. (A.Köksal)
“Namütenahi çizgili o ahlak bütününün yine birkaç ana köşesi:
Yakıcı edeb, hayâ, haşyet.
Titretici af, müsamaha, merhamet.
Ağlatıcı tevazü, tevekkül, kanaat.
Ürpertici sadakat, emanet, istikamet.
Hayat verici muaşeret, ünsiyet, beşaret.
Hayran kılıcı rikkat, nezaket, letafet.
Tılsımlayıcı zarafet, tavır, asalet.
Esir edici semahat, ikram, mürüvvet.
Sarsıcı vekar, heybet, şecaat.
Ve ruhumuza düğümlü her güzel eda son had, O’nun.” (N.Fazıl:506)
Allah’a tevekkülde bilir kuvveti gönül;
‘Halk içinde en güçlü, hakka eden tevekkül…’ (N:Fazıl)
Çareyi tedbirde sanmak ne gaflet!
‘Deveni hem bağla, hem tevekkül et! (N.Fazıl)
Tevekkülün manasını anlatırdı ayan, beyan:
‘Bağla! Derdi, deveni sen Hakk’a ondan sonra dayan!’ (A.Köksal)
Yorum Yazın