Evvela söze, yazıya, mektuba eskilerin başladığı şekilde; Allah’a hamd, Resulüne, diğer peygam berlerine ve ashabına (sahabeye) ve kıyamete kadar izinde gidecek olanlara salat ve selam eyleyerek başladıkları gibi ben de öyle yapıyorum. Süleyman Çelebi de aynısı ile başlamıştır:
“Olsun âline dahi ashabına
Tabiin ensâru hem ahbâbına”(S.Çelebi:170)
Onun âline de; ashâb, tâbiîn, ensâr, hem ahbâbına da selam olsun
“Mefhar-i Mevcudat, Hazret-i Fahr-i Âlem
Muhammed Mustafara Salâvat”(S.Celebi)
Salavatın Kur’ân’daki emri
“Kur’ân-ı Kerim’de (Ahzab:56) Allah (c.c), son Resulü Muhammed Mustafa’nın adı her ne vesile ile olursa olsun bir yerde anıldığında, onun üzerine ‘salat ve selam’ getirilmesini emretmektedir:”(M.Hamidullah:1/3)“Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salevat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.’ (Ahzab:56)”(H.Karaman, heyet,meal:425)-(A.Köksal:7-8/815)-(L.Şentürk, ilmihal,diyanet:252)-(O.N.Topbaş:2/583)
- “‘Allah’ın salevatı, rahmet etmek ve kulunun şanını yüceltmektir.
- Meleklerin salevatı, Peygamber’in şanını yüceltmek, müminlere bağış dilemek anlamınadır.
- Müminlerin salatı ise, dua anlamına gelmektedir.
- Allah bütün müminlere peygamberlerine salat ve selam getirmelerini emretmekte ve ona saygı göstermelerini istemektedir.”(H.Karaman,heyet,meal:425)-(L.Şentürk,ilmihal,diyanet:252)
Salat: “‘Allahümme şali âlâ Muhammedin’ demek.
Selam: ‘Esselamü aleyke eyyühennebiyyü’ demak.
Peygamber’imizden rivayet edilen çok sayıda salevati şerife vardır. Bunları okumak, mümkün olduğu kadar çok salat ve selam getirmek, Peygamber’in sevgisini celbeder, şefatine sebep olur.’” (H.Karaman,heyet, meal:425)
“Ahzab: 56.ayet gösterir ki Peygamber’e salavat getirmek farzdır. Ancak tekrarına değinilme miştir. Doğru olan budur ki, ismi zikrolundukça vacip olur. Resulullah (s.a.v): ‘Yanında adım zikrolunup da bana salavat getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün’ Yine buyurmuştur ki: ‘Allah Teâla benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir Müslümanın yanında anıldım da bana salavat getirdi mi, mutlaka o iki melek ona: ‘Allah seni bağışlasın’ derler. Allah Teala ve diğer melekleri de o iki meleğe cevap olarak ‘Amin’ derler. Bir Müslümanın yanında adım zikrolunduğunda da bana salavat getirmedi mi, muhakkak o iki melek: ‘Allah seni bağışlamasın’ derler. Allah Teala ve diğer melekleri de o iki meleğe cevaben ‘Amin’ derler. Bazıları Resulullah’ın adı tekrar tekrar anılsa bile bir mecliste bir kez vacib olur demişlerdir. Nitekim Secde ayetinde de böyledir. Bunun gibi her duanın başında ve sonunda da vaciptir.”(M.Hamdi Yazır:6/333-334)
“Abdurrahman b.Avf: ‘Resulullah (s.a.v) vakıf hurmalığında kıbleye yöneldi ve bir kere uzunca bir secde yaptı. Ruhunun kabzedildiğinden korktum!’ Peygamberimiz (s.a.v): ‘Cebrail gelip: ‘Aziz ve celil olan Allah: ‘Sana salat getirene, ben de salat getiririm. Sana selam verene ben de selam veririm!’ buyuruyor’ dedi. Ben de Yüce Allah’a şükrane olarak secde ettim!’ buyurdu.”(A.Köksal:7-8/816)
“Ashabdan Ka’b b.Ucre: ‘Resulullaha sana salatü selamı nasıl getireceğiz?’ dedik. Salli-Barik’i okudu: ‘… böyle deyiniz!’ buyurdu.”(A.Köksal:7-8/815)-(L.Şentürk,ilmihal,diyanet:252-253)
“Namazda salavat okumak, biz Hanefilerce vaciplerden değil, sünnettir. Fakat Şafi Hazretleri: ‘Namazın caizliği için salavat şarttır, vaciptir’ demiştir.”(M.Hamdi Yazır:6/333-334)
“Farz namazların, vitir namazının ve müekked sünnetlerin son oturuşlarında, gayri müekked sünnetlerle diğer nafilelerin her oturuşunda Tarhiyattan sonra Peygamber Efendimize salât ve selam okumak (Salli-Barik) sünnettir.”(Ö.N.Bilmen ilmıhal:131) Peygamberimiz (s.a.v): ‘Her kim bana salavat getirirse, Allah Teâlâ o kimseye on rahmet eder’ buyurmuştur.(L.Şentürk,ilmihal,diyanet:252)
“Peygamberimiz Aleyhisselam: ‘… Cuma gününde benim üzerime salatü selam getirmeyi çoğaltınız! Çünkü, sizin salatü selamınız bana sunulur!’! buyurmuştu.‘Ya Resulallah! Kabrinizde çürümüş bir kemik haline gelmiş bulunurken bizim salatü selamlarımız sana nasıl sunulur?’ diye sordular. ‘İyi biliniz ki; Allah peygamberlerin cesetlerini yiyip çürütmeyi yere haram kılmıştır! Allah’ın yeryüzünde gezen melekleri vardır ki, ümmetim tarafından getirilen salatü selamları bana ulaştırırlar. Sağlığım sizin için hayırlıdır: Siz benimle konuşursunuz, ben de sizinlşe konuşurum! Vefatım da sizin için hayırlıdır: Amelleriniz bana arzolunur. Hayırlı amellerinizi gördüm mü, ondan dolayı Allah’a hamd ederim. Kötü amellerinizi gördüm mü, sizin için Allahtan mağfiret dilerim’ buyurmuştur.”(A.Köksal:7-8/814-815)-(L.Şentürk,i lmihal,diyanet: 252)-(O.N.Topbaş: 2/563)
“Bana salatü selam ediniz. Zira nerde olursanız olun, sizin salatü selamınız bana ulaşır.’ ‘Kıyamet günü insanların bana en yakını bana en çok salavat okuyandır.’”(İ.Çetişli:499)
“’(Ey müminler!) Peygamber’i kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın!. …’(Nur:63)” (O.N.Topğbaş:2/583) “Bu ayet Hz.Peygamber’e (s.a.v) sadece ismiyle hitap etmenin veya kendisinden bahsederken sırf ismini söylemenin, ümmetlik terbiyesiyle bağdaşmayacağını ifade etmektedir. Onun ismiyle beraber; Peygamber, Nebi, Resul, Resulullah, Resuli Ekrem, Peygamber Efendimiz, Habibullah, Allah Rasuli, Fahri Alem… gibi onu anlatan ve ona saygımızı ifade eden sıfat ve ünvanları da söylemek yerinde olur. Ayrıca Allah’ın Ahzab:56 emri uyarınca biz Müslümanların, ‘Muhammed’ ismi söylenince, ‘Allah’ın salat ve selamı onun üzerine olsun!’ anlamına ‘Sallallahualeyhivesellem’ dememiz de ona olan saygımızın bir gereğidir.” (H.Karaman, heyet,meal:358)-(O.N.Topbaş:2/583)
“Cenabı Hak, yalnız onun için: ‘Senin ömrüne kasem ederim ki…’(Hicr:72) buyurarak onun hayatı üzerine yemin etmiştir.” (O.N.Topbaş:2/584)
“Yunus kim ede methi, över Kur’ân ayeti,
Ona ver salavatı, aşkına Muhammed’in.”(Yunus Emre)
“Habibimsin’ deyip Allah,
Salat eyler, selam eyler!
Melekler, ya Rasulallah,
Salat eyler, selam eylaer!” (M.Ali Eşmeli)
Yorum Yazın