Uzun bir süredir aranızda olmamaktan kendimi suçlu hissetmediğimi bildirmek isterim. Kişisel sorunların, şahsi aydınlıklarıma engel olmasından dolayı yaşadığım bilinçsizlikten, ölü gibi haftalarım ve aylarım oldu. Neyse ki hâlâ düşünebilmekte ve sorgulaya bilmekteyim. Uzun zamandır düşlediğim ve konuşmak istediğim konu ile karşınızdayım.
Matta 4
İsa Deneniyor
1 Bundan sonra İsa, İblis tarafından denenmek üzere Ruh aracılığıyla çöle götürüldü. 2İsa kırk gün kırk gece oruç tuttuktan sonra acıktı. 3O zaman Ayartıcı[a] yaklaşıp, “Tanrı'nın Oğluysan, söyle şu taşlar ekmek olsun” dedi.
4 İsa ona şu karşılığı verdi: “ ‘İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, Tanrı'nın ağzından çıkan her sözle yaşar’ diye cevap verdi.”
5-6 Sonra İblis O'nu kutsal kente götürdü. Tapınağın tepesine çıkarıp, “Tanrı'nın Oğluysan, kendini aşağı at” dedi, “Çünkü İncil de şöyle yazılmıştır:
‘Tanrı, senin için meleklerine buyruk verecek.’
‘Ayağın bir taşa çarpmasın diye
Seni elleri üzerinde taşıyacaklar.’ ”
7 İsa İblise şu karşılığı verdi: “ ‘Tanrın Olan Rabi’ni denemeyeceksin’ diye cevap verdi.”
8İblis bu kez İsa'yı çok yüksek bir dağa çıkardı. O'na bütün görkemiyle dünya ülkelerini göstererek, 9“Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim” dedi.
10 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Çekil git, Şeytan! ‘Tanrın olan Rabbe tapacak, yalnız O'na kulluk edeceksin’ diye cevap verdi.”
11Bunun üzerine İblis İsa'yı bırakıp gitti. Melekler gelip İsa'ya hizmet ettiler.
İncil’de geçen bu olaylar ve İsa’nın denenmesi Tanrı tarafından oluşturulmuş ve tamamen Tanrı tarafından kurgulanmıştır. Bizlerin buradan çıkarmamız gereken esas örnekler; İsa’nın psikolojik yapısı ve insanın karakteridir.
İncil’de geçen o günleri hayal edersek ve incilin bahsettiği durumu göz önünde bulundurursak İsa ve İsa’ya inananlar aç ve sefalet içinde yaşamaktadır. Bunun üzerine, 40 gün oruç tutan ve açlık hisseden İsa’nın açığını arayan ve bulan şeytan, “Tanrının oğluysan, söyle şu taşlar ekmek olsun” der. Peki, siz İsa olsanız ve böyle bir seçenek sunulsa? Öncelikle burada dikkat etmemiz gereken şu dur ki; İsa yalnız başına aç değildir. İsa’ya ve tanrısına inanan herkes açtır. Bu durum da İsa kim olursa olsun, karar sadece ona ait olmadığı gibi sonuçlar da sadece onu etkilemeyecektir.
İsa’nın Kararlılığı
İsa’nın, şeytanın sunduğu seçeneklere kesin bir yargı ve kararlı bir şekilde cevap veriyor olduğunu görüyoruz. İnsanoğlu seçenekler konusunda pek kararlı olmaz ve önüne sunulan ilk mantığı tercih etmeyi daha doğru bulur. İç çatışmalar ve ya sezgisel olarak insan, kendi işine geleni ve bencilliğini belirli bir kısımda tutarak hareket eder. Kimisi için bencillik denen olgu, tehlikeli, kimisi içinse gereklidir. Peki, İsa bu durum karşısında bencillik göstermiş midir?
İsa’nın Bencilliği
İsa, şeytanın sunduğu seçeneği göz önüne getirmemiştir. İsa’ya göre şeytan sadece kötülüğü getirecektir. Bunun halka yansıması ise düşünebileceğimiz gibi; halk o sıra aç ve önüne sunulan ilk seçenek tokluk. Eminim ki, tüm inananlar ve bu şekilde sınanan kullar aklına ve fikrine ilk yansıyanı yani; taşın ekmek olmasını isteyecektir. İsa ise kendi inancına sadık kalmış, bunun sonucunda açlığı hem halkı için hem de kendisi için tercih etmiştir. Bunun tanrısal boyutta bir sınama olduğunu anlamasından mı? Yoksa gururunun ve karakterinin tokluğunun bir yansıması mıdır? İsa tercihini tanrısından yana kullanmış, karşılığında ise sınavı geçmiştir. Tanrısı ona güvenmiş, sınamayı gerçekleştirmiş ve hayat olduğu gibi devam etmiştir. İsa’nın bu duruşu ve karakteri insanoğlunu temsil etmemektedir. Bu durum sadece İsa’nın mucizevi karaktere sahip olduğunu temsil eder. Fakat vicdanınıza sorulacak bir soru var; açlığa ve güç bir durumda iman ve imkân arasında ince bir çizgi olduğunu kabullenip açlığı mı? Yoksa imanı mı tercih ederdiniz? Hayalperestlere yakışacak bir yaklaşım, aç kalmayı tercih etmek hayalciliktir. İnsan bu konuda mecburdur, yaşamın ölüm karşısında mecburen durması gibi.
Babaların Eşi Çocukları Ve Kardeşleri Aç Annelerin Çocukları Aç Çocukların Kendileri Aç
Bu durumda en vahşi olanı anneler ve çocuklar olacaktır. Biliriz ki, anneler çocuklarını savunabilmek ve onlara iyi bir şart sunabilmek için mücadelenin en güçlüsünü tercih eder. Yani bir anne, çocuğu için o taşı ekmeğe dönüştürür. Bir çocuk ise tamamen içgüdüsel ve açılığı ile hareket edecektir. Yani o taşı ekmek haline çevirip, hem anneden hem babadan önce kendisi için isteyecektir.
Şeytanın ilk isteği tokluk ikinci isteği ise güçtür
Şeytan bu kez İsa’dan kendini göstermesini ve tanrının ona verdiği gücü tatmasını istemiştir.
6 Sonra İblis O'nu kutsal kente götürdü. Tapınağın tepesine çıkarıp, “Tanrı'nın Oğluysan, kendini aşağı at” dedi. Bu kısımda şeytan hem İsa’nın inancını denemiş hem de kendi inancını tatmin etmeye çalışmıştır.
İsa Aşağı Atlasa ve Kitap’ta Yazılan gibi Melekler İsa’yı tutsa?
Burada İsa’dan mucize beklenmektedir. Şeytana göre aşağı atlasa ve İsa’yı melekler tutsa hem İsa’ya inanlar hem de tanrısına inananlar için bir mucize örneği olacaktır. İsa bunlara rağmen şeytanı geri çevirmiş ve yine şeytanın dediğini yapmamıştır. İsa tanrısına güvenmiyor değildi. Mucize istemiyordu, çünkü iman için insanlara bir mucizenin gerekli olduğunu düşünmüyordu.
İsa’ya Şeytandan Son Seçenek
8İblis bu kez İsa'yı çok yüksek bir dağa çıkardı. O'na bütün görkemiyle dünya ülkelerini göstererek, 9“Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim” dedi.
10 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Çekil git, Şeytan! ‘Tanrın olan Rabbe tapacak, yalnız O'na kulluk edeceksin’ diye cevap vermiştir.
Son seçenekte İsa’ya sunulan özgürlükten yoksun, tercih hakları olmayan bir kulluktu. Şeytan İsa’ya dediğini yaptırsaydı ve İsa bunu geri çevirmemiş olsaydı, hem kendisine inanan halk özgür iradesi olmayan bir halk olacak hem de İsa tanrısından olacaktı.
Bu seçenekleri göz önünde bulundurduğumuz vakit, İsa kolay bir sınavdan yüksek bir puan almıştır.
İlk seçenek aralarında en zor olanı, ikinci seçenek abartılmış, üçüncü seçenek ise tamamen hayır denilebilecek bir seçenek olarak sunulmuştur. İnsanı açlık ile sınamak ve insanın açlığını kullanmak şeytan için çok basit, İsa’nın bu seçeneğe hayır demesi oldukça zor olmuştur. İkinci seçenek ise şeytan için basit ve düşünülmemiştir.
Tanrı Fikri
İnsan inancı gereği, zorluklara ve güçlüklere göğüs germenin gerekliliğini her zaman abartmıştır. Bunun sebepleri arasında inanılan olgu, ‘ne kadar güçlük’, ‘ne kadar zorluk’ o kadar iman fikridir. Peygamberler zor sınavlardan geçer, insanlar zor şartlarda sınava tabii tutulur.
Tanrı basit soruları ve basit kavramıyla İsa’yı sadece fiziksel sınava sokmayıp, zihinsel mücadele etmesini de sağlamak istemiştir. İsa sınavı geçmiş, Tanrı bir öğretmen olarak sınıfta kalmıştır. Şeytanın ise yediği önünde yemediği arkasındadır. Basit halk ise açlığı ile sınanmış, hem bu dünya da hem öbür dünya da cehennemde kalmıştır. Bu siz insanoğlunun, önemsiz bir karaktersen hem tarih hem insanlar için, senin hikâyenin başı ve sonu önceden belirlenmiştir. Siz evrim öncesi dört ayaklı, evrim sonrası iki ayaklı yaratıklar, Tanrı dahi sizi unutmak istemiştir. Bir problemli oyuncak ve istemsizce yaratılmış onlarca acıların, vahim tohumlarısınız.
Yorum Yazın