İlçenin sakin atmosferinde, adeta bir komedinin sahne aldığı bir gün yaşandı. Herkesin birbirini sıcak bir selamla karşıladığı, sokaklarda komşuluk ilişkilerinin ne kadar kuvvetli olduğu bir ortamda, Süleyman Deligöz, belediye başkanlığı için adaylık başvurusu yapmaya karar verdi.
Parti içindeki diğer belediye başkanı adaylarıyla tanışma sürecinde, ilginç olaylar ardı ardına geliyordu. Toplantılar, adeta bir mizah festivaline dönüşmüş gibiydi. Süleyman Deligöz, ilçenin siyasi arenasına renk katmıştı. Her tanışmada, ilçedeki esnafın birbirine anlattığı komik hikayeler, adaylar arasında güçlü bir bağ oluşturuyordu.
Gün geçtikçe, ilçe halkı belediye başkanı adaylarının arasındaki dostluk ve espri dolu ilişkilere şahit olmaktan büyük keyif alıyordu. Süleyman Deligöz'ün adaylığı, sadece bir siyasi hamle değil, aynı zamanda ilçenin gri günlerine renk katan bir mizahi yolculuktu. Kim bilir, belki de bu seçim, ilçenin tarihindeki en neşeli ve unutulmaz anılardan biri olarak kalacaktı.
Süleyman, delegelere olan yaklaşımını sıradanlıktan uzaklaştırmak için kendi benzersiz planını kurdu. Delegelere verdiği hediyeler, onun sıra dışı kişiliğini tam anlamıyla yansıtacaktı. Özenle seçilmiş hediyeler genellikle delegelerin anlam veremediği, tuhaf ve esrarengiz eşyalar olmasıyla dikkat çekiyordu.
Bir delegeye, 100 yıl öncesinden kalma bir tarak vermekle yetinmeyen Süleyman, bir başkasına dededen miras kalan eski bir soba baca borusunu takdim etti. Hediyelerin gerçek değeri, sadece antikanın yaşına veya tarihine değil, aynı zamanda onları taşıyan gizemli hikayelere dayanıyordu. Süleyman, bu hediye seçimleriyle delegelerin ilgisini çekmeyi ve onlarla sıcak bir sohbet başlatmayı hedefliyordu.
Delegeler, ilk başta hediyeler karşısında şaşkın olsalar da zamanla bu tuhaf eşyaların ardındaki öykülere merak saldılar. Süleyman'ın seçtiği bu benzersiz yaklaşım, delegeler arasında gülüşmelerle dolu bir muhabbetin başlamasına sebep oldu ve adaylığını sıradan siyasi kampanyalardan ayıran bir unsur haline geldi.
Bir gün aday olduğu partinin ilçe başkanı, Süleyman'a ilginç bir istekte bulundu: "Soyadınızı Halksever olarak değiştirin, halka daha yakın olursunuz." Süleyman, bu öneriyi kabul etti ve mahkeme aracılığıyla soyadını Deligöz'den Halksever'e dönüştürdü. Ancak ilginç olan, ilçe halkının hala ona "Deligöz" diye hitap etmesiydi.
Soyadını değiştirmesiyle birlikte, ona takılanlar arasında bir dalga başlamış gibiydi. İlçe kahvehanelerinde eski adıyla anılan Süleyman'a yöneltilen espri ve şakalar artmıştı. Halk, alıştığı ismi kullanmaktan vazgeçmiyordu, sanki "Halksever" soyadı, onun gerçek kimliğini yansıtmaktan daha çok, bir şehir efsanesine dönüşmüştü.
Süleyman, her ne kadar soyadını değiştirmiş olsa da ilçe halkının gözünde hala "Deligöz" olarak kalıyordu. Bu durum, onun için bir nevi esprili bir halk sevgisi simgesine dönüşmüştü. Belki de adını değiştirmesi, halkla arasındaki samimiyeti daha da güçlendirmişti; çünkü ne derlerse desinler, o hala onların "Deligöz’üydü.
Adaylık sürecinde ilçeyi tanıtmak için düzenlenen etkinliklerde, Süleyman'ın ailesi ve sülalesiyle ilgili komik olaylar yaşandı. Bir gün yerel bir gazeteci, Süleyman'a ailesinin tarihini sorduğunda, Süleyman, "Büyük dedemiz gözlük satıcısıymış, o yüzden 'Deligöz' soyadını kullanıyorduk. Ama artık daha halk sever bir soyadımız var!" diye espri yaparak gülümsedi.
Gazeteci, bu esprili açıklamaya karşılık hemen notlarını almaya başladı. Süleyman, gözlük satıcısı dedesinin mirası olan "Deligöz" soyadını, geçmişin bir izi olarak taşımanın yanı sıra, aynı zamanda aile tarihine mizahi bir dokunuş katmayı da ihmal etmedi. Bu espri, ilçe halkında gülüşmelere neden oldu ve adeta Süleyman'ın ailesiyle ilgili bir komedi dizisinin başlangıcı gibiydi.
Süleyman'ın ailesinin geçmişiyle alay etmeyi bir aile geleneği haline getirdiği bu etkinlikler, adaylık sürecinde ilçenin hafif ve neşeli bir atmosfer içinde tanıtılmasına katkı sağlıyordu. Her espri hem ilçe halkının hem de medyanın sempatisini kazanmaya devam ediyordu.
Seçim kampanyası süresince ilçeyi adım adım dolaşan Süleyman, halkla daha yakın olma amacıyla bir dizi ilginç aktivite düzenledi. Makam arabasının iki tarafına bayrak direği yaptırarak ilçeyi turlamak, ilçenin parkında gogurla yürümek gibi ilginç hareketlerle dikkat çekti. Ancak bu atılgan davranışlarıyla birlikte, seçmenler arasında "Acaba bu adam ne yapıyor?" sorularını da beraberinde getirdi.
Süleyman'ın makam aracının bayrak direkleriyle süslenmesi, sanki bir bayram arifesindeymiş gibi ilçeyi turlaması, birçok insanın kafasında bir soru işareti bıraktı. İlçenin parkında keyifle gogurlanması ise tebessüm uyandırdı. Bazıları bu hareketleri ilginç ve eğlenceli bulurken, bazıları ise ciddiyetsiz bir tavra işaret ediyor gibi değerlendirdi.
Seçimden sürprizle Süleyman Halksever zaferle çıktı ve belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. Ancak bir anda değişen şey, yeni başkanın tavırları oldu. Halka olan yakınlığını kaybetmiş gibi göründü, biraz yüksekten bakmaya başladı. İlçenin parkında gogurlanmaktan vazgeçmedi, ancak bu sefer, ona gülenler değil, o gülünç duruma düşenler arasına katıldı.
Yeni belediye başkanı zaferin verdiği güçle halktan biraz uzaklaşmış gibiydi. İlginç kampanya stratejilerini, şimdi de belediye başkanı olarak sürdürmeye devam etti, ancak bu sefer bu tür aktiviteler ilçe halkı arasında alay konusu oldu. Halk, bir zamanlar samimi buldukları başkanlarının, makamı elde ettikten sonra değişen tavırlarını anlamakta zorlanıyordu.
İlçe halkı onun değişimini anlamlandıramadı. Makam arabasının bayrak direkleri birer geyik boynuzu gibi duruyordu. Halk, onunla dalga geçmeye devam etti, hatta bazıları "Deligöz olsaydı daha iyi olmaz mıydı?" diye espri yapmaktan geri durmadı.
Süleyman Halksever, ilçede bir gülmece konusu haline gelmiş, politik tercihleri, ilçe halkının gözünde neşeli bir hikâyeden çok, bir karikatürden ibaretmiş gibi algılanıyordu.
Süleyman'ın ailesi ise durumu anlamlandıramayarak, "Soyadımızı değiştirdik diye bu kadar değişmesini beklemiyorduk!" diye şaşkınlıklarını gizleyemedi. Ama belki de en çok gülen, eski soba borusuyla kalakalan delege oldu. Onun için bu değişim, ilçenin yeni belediye başkanının ne kadar halk sever olduğunu gösteriyordu.
Süleyman Halksever'in belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla birlikte ilginç değişim serüveni, günlük yaşantısında da devam etti. İlçe sakinleri, onun gogurlanma hallerini ve havalı makam arabasındaki bayrak direklerini gördükçe gülmekten kendilerini alamıyorlardı. Bir gün ilçenin ana caddesinde yürüyüş yapmaya karar verdi. Ancak, yüksekten bakan bir tavırla ilerlemeye çalışarak herkesi selamlamak yerine, ilginç bir şekilde yolda yürürken kendisine çiçek veren bir çocuğu fark etmedi ve adeta etrafındaki insanları görmüyormuş gibi davrandı.
Bir başka gün, belediye başkanlığı görevinin getirdiği sorumlulukları halka anlatmak amacıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Ancak konuşurken, kendisinin soyadını değiştirmesi ve ilginç hediyelerle delegelere yaklaşımı hakkında yapılan espri ve eleştirilere karşı biraz savunmacı bir tavır sergiledi. Halk arasında bu durum, onun "Halksever" soyadını daha fazla vurgulamaya çalıştığı bir çaba olarak yorumlandı.
Bir süre sonra ilçe sakinleri, belediye başkanlarının gogurlanma yürüyüşlerini taklit etmeye başladılar. Hatta bir grup genç, ilçenin ana caddesindeki bayrak direklerinin etrafında dans etmeye başladı. Bu durum, ilginç bir şekilde ilçede bir nevi gogurlanma akımının başlamasına sebep oldu.
Belediyenin düzenlediği bir etkinlikte sahne almaya karar veren Halksever’in sahneye havalı girişi, ilçe halkını güldürmekten başka bir işe yaramamıştı. İlçe halkının gözünde daha da komik bir hale düşmüştü.
Başkanlığı süresince ilginç ve komik anılarla dolu bir dönem geçiren Süleyman’ın gülünç hallerine ilçe halkı alışsa da bu dönem, ilçenin tarihinde unutulmaz bir dönem olarak anılmaya başlanmıştı.
Yorum Yazın