B. Nihan Eren’in kaleme aldığı Hayal Otel, birbirine bağlı on iki öyküden oluşuyor. Lavanta, okaliptus, limon, papatya gibi isimlerin verildiği odalardan oluşan; henüz hizmete girmemiş, tabelası bile asılmamış olan Hayal Otel, deniz kıyısında merakla bekliyor konuklarını. B. Nihan Eren, mekânın ruhunu doğanın sunduğu benzersiz atmosferle harmanlayarak çoğaltıyor kelimelerini.
Feryal ve İsmet, geçmişlerine bir nokta koyup büyük harfle başlayacakları yeni hayatlarına başlıyor Hayal Otel ile. Yazar, Feryal ile İsmet’in evliliklerinde yılları devirmiş olmalarını, sırlarla dolu geçmişlerini doğrudan belirtmez. Dolaylı bir dil kullanarak anlatımına yoğunluk kazandırır.
“Kocasını ateşin önünde oturmuş, alevlere bakarken gördü. Yanındaki tekli koltuk boştu. Kendisinden geriye kalan bu boşluğu uzun uzun izledi.”
Hayal Otel’i yaz dönemine yetiştirmeye çalışan karı kocayı sürpriz konuklar bekler. İlk öykü olan Kaktüs’te hazırlık dönemi anlatılır. Sonraki her öyküde bir novella tadında iç içe geçmiş bölümlere bir çiçek veya bitki adı verilmiştir. Giriş tümcesi ile çarpıcı bir anlatım okuru sarar.
“Yamaçlardan rüzgârın kayarak gelmesi ancak sabahı buldu. Bu geç gelen rüzgâr yazın olacaklara dair bir ses taşıyordu içinde.”
Kasabanın kişileştirilerek endişeyi kucaklaması, dolunayın vurgulanması, ürpertinin kol gezdiği bir temayla anlatılması coşkulu bir anlatım biçiminin göstergesi hâlindedir. Her bir sözcük bilinçli şekilde katman katman asıl anlamından soyularak imgelere bölünmüştür.
B. Nihan Eren kuşkusuz bilinçli bir şekilde otellerin geçici bir yurt olmasından dem vurmaktadır. İnsanın hayatından kopmak istemesini; deniz kenarının, yamaçlardan esen tatlı bir meltemin belirli bir zaman diliminde de olsa yaraları sarmasını konu etmiştir.
Her yeni bölümde başka bir karakter eklenir hikâyeye. Her bir karakterin hayatı sabun köpüğünden ibarettir. Ardında bir suç, aidiyetsizlik, kimlik bunalımı, bir kaçış öyküsü bulunan karakterler ile otel çatısı altında Feryal ve İsmet’in göz göze gelişidir Hayal Otel.
B. Nihan Eren, kelimelerin görünmeyen anlamlarına, insanın gizli dünyasına işaret eder. Bu gizliliği anlatırken yoğun bir çaba gösterdiği göz ardı edilemez. Ancak yazarın bu çabası gerçeklik olgusuna ters düşmez. Aksine öykülerde betimlemelerin ve doğaya dair imgelerin bolca kullanılmasına rağmen şiirsellikten uzak, yapay olmayan; tamamıyla sahici bir bakış açısı benimsenmiştir.
“Feryal’den İsmet’e, İsmet’ten Feryal’e bir kıyamamazlıkla ve yılların vefasıyla, suç ortaklıkları da dahil olmak üzere birlikte geçirilmiş iyi ve kötü günlerin hatırına yürüyen ılık bir yol vardı şimdi.”
B. Nihan Eren anlatımında yoğun bir anlam tercih eder ve bu yönüyle, öykülerinde takip ettiği izleklerin dikkatli ve bilinçli bir okumayla anlam kazanacağının altını çizer. Okur açısından kurgunun içine çekildiği bir atmosfer oluşturur ve böylelikle okurla iletişimi diri tutar. Hem başlangıçların arzusuyla yanıp tutuşan günümüz insanına tanıdık gelen sorunlara değinilmesi hem de bu sorunların gittikçe derinleşen bir anlatım biçimiyle desteklenmesi bu atmosferin oluşturulması noktasında önem kazanır.
Hayal Otel, öykü çözümlemesine olanak tanıyan, derin yapısıyla okurunu anlam üretmeye yönelten ve kendine özgü diliyle kurguyla gerçek yaşamın arasında kısa bir mesafe bırakan anlatımıyla tekrar okunmak üzere kitaplığımızda yerini alacaktır.
Yorum Yazın