“İçimde başka bir ruh besler gibi, kendime bir türlü sahip olamıyorum.”
Mutlak Bir Çıkmaz Yol, Abdullah Kasay’ın Loras Yayınları’ndan çıkan ilk öykü kitabı. Kasay, çok yönlü bir isim. Dergilerde yayımlanan öyküleri, fotoğraf sanatı ile kurduğu derin bağ, sinemaya dair etkin ve nitelikli çalışmaları ile tanınıyor.
Kasay, Mahalle Mektebi Dergisi’nin yazı işleri müdürü olarak edebiyatın mutfağında yer alan bir isim. Aynı zamanda öğretmen ve mesleğinin yansımalarını kurduğu öykü atmosferlerinde görmek mümkün. Çocuk ruhunun derinliğini, yaralarını, sevinçlerini hissederek yazması, gerçeklikle sağlam bir bağ kurmamızı sağlıyor.
“Hiç yeri değilken çocukluğumu anlattım. Güzel bir söğüdün gölgesinde; zamandan, yoksulluktan, insanların büyük yalanlar söyleyeceğinden ya da kötülükler yapabileceğinden, hatta ölümden dahi habersiz oturmuş, yaş dallarından düdük yapıyordum.”
Mutlak Bir Çıkmaz ve Yol isimli iki bölümden oluşan kitapta on üç öykü yer alıyor. Editörlüğünü Abdullah Harmancı’nın üstlendiği Mutlak Bir Çıkmaz Yol’da taşra hayatı ön planda tutuluyor. Geleneksel yaşam içerisindeki bireyin ruhsal durumuna dair çözümlemelerin etkisini vurgulamak isterim. Özellikle “Bu Yeni Değil” isimli öyküde öne çıkan söz konusu çözümlemelerde Necip karakterinin tavsiyelerine kulak kesildim.
“Necip kelimelerimin ötesine, sesimi duyurabileceğim en uzak mesafeye kadar çekilmişti. Buğulu bir harf yumağının ardında o tanıdık çehresi, tüm adanmışlığıyla gözünü dahi kırpmadan büyük bir çare olmuş bana açılmıştı.”
Sessizliğimizin ötesine geçebilen, suskunluğumuzun kilitlerini çözebilen, “ne iyi etmişim ona gelmekle” diyebileceğimiz dostlarımızı anlatıyor Abdullah Kasay. Doğanın eşsiz ritmi ile birlikte akasya ağaçlarından dem vurduğu anlarda sıcak bir iklim yaşatıyor.
Abdullah Kasay kitabında küçürek öykülere de yer veriyor. Yoğun anlatımıyla dikkat çeken bu öyküler, Kasay’ın farklı anlatım tekniklerini denemekten kaçınmadığını gösteriyor.
Yemyeşil çayırlar, çeşmeden su içen çocuklar, saman yatakları, taze çimen kokusu, çiçek ve ağaç temaları ile kırsalın coşkunluğunun içine çekildiğimiz bir öykü iklimi ile karşılaşıyoruz. Kasay, sinema ile yoğun diyaloğunun yansımalarını kurgularında hissettiriyor.
Geleneksel yaşam içerisinde çocuk gözüyle gösterilen, sıradan kesitlere yer verilen durum öyküleri, doğanın şiirsel etkisiyle birleştiriliyor. Aynı zamanda Abdullah Kasay öykülerinde sorgulayan, asıl olanı arayan bir tutum sergiliyor.
“Yüzüme oturttuğum sahte gülümsemeyi de kazıyıp attım. Ne olacaksa olsundu, insan teslim olmadıkça sorgulayamazdı, sorgulanamazdı.”
Mutlak Bir Çıkmaz Yol, kendine has üslubu ve akıcı ritmiyle okurunu bekliyor.
Yorum Yazın