Milletvekili seçimi kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 14 maddeden oluşan 7393 nolu kanun 31.03.2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiş ve 06 Nisan 2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulun maktadır. 2023 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu kanun uygulanacaktır.
Bu kanunu anlaşılır hale getirmek ve halkımızın bilgisine sunmak üzere bir analizini yapmak gerekiyor. 14 madde ama ön plana çıkan maddeler üzerinde durulması lazım.
Önce bir genel olarak bakarsak;
- Baraj %7’ye indi.
- D’HONT sistemi tek kademeli uygulanacak.
- İttifakların aldığı oya göre uygulanmayacak.
- Partilerin aldığı oya göre uygulanacak.
- Seçime girmek için partilerden grup şartı kaldırıldı.
- Teşkilatlanma ön plana çıkarıldı.
- Oy pusulası örme engellilere göre uyarlandı.
- Seçim kurulu kura ile oluşuyor.
- İttifaka katılan siyasi partilerin milletvekili hesaplama sistemi değişti.
- İttifaka girmenin/girmemenin anlamı nasıl oldu.
- Küçük partilerin yol haritası nasıl olacak.
- Liderler kimden hangi şekilde aday olabilirler.
- Bundan sonra ‘Küstüm partileri zor kurulur.
GENEL BARAJ DÜŞÜRÜLDÜ
Birinci madde ile 10.06.1983 tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunun 33. Maddesinde ifadesini bulan ve günümüze kadar uygulanan %10 genel barajı %7 ye düşürüldü. Bundan böyle bir siyasi parti veya İttifak partilerinin toplam oyları %7 olduğu takdirde milletvekili çıkarma hesabına dâhil edilecektir. Yani %7 genel barajı aşıldığında aldıkları oylar dikkate alınacaktır. Böylece temsilde adaletin sağlanmasında bir adım daha ileri gidilmiş olunmaktadır. Küçük partilere daha gayretli çalışma kapısı aralanmış oluyor. Temsilde adaletin tam olması sıfır baraj ile sağlanabilirdi ama o zamanda yönetimde istikrarda sorun çıkmış oluyor.
GURP KURMA KALDIRILDI
Madde 3 ile 2820 sayılı siyasi partiler kanunun 36. Maddesinde ifadesini bulan TBMM de grup şartı da kaldırılmış oluyor. Bir siyasi partinin seçimlere girebilmesi için TBMM de grubunun bulunması yeterli idi. Teşkilatlanmasını tamamlamamış bile olsa TBMM de grubu olduğu takdirde doğrudan seçime girme hakkını elde etmiş oluyordu. Bu madde uygulama da kanun istismar edilmesiyle etik kuralların da çiğnenmesini sağlıyordu. Ayrıca muvazaalı vekil transferi ile vekil onuru zedelenmiş oluyordu. Vekilin istemi dışında şartlar zorlanarak vekil başka bir takıma patron tarafından kiralanmış veya bedelsiz olarak satılmış oluyordu. Hatta yakın tarihte benzer uygulamalara şahit olunmuştu.
TEŞKİLATLANMA GEREKLİ
Buna karşılık yine üçüncü madde ile bir siyasi partinin seçimlere katılabilmesi yasanın tarif ettiği şekilde teşkilatlanma yeter sayısı ilçe, il ve büyük kongresini yapma şartı muhafaza edilmiştir. Böylece teşkilatlanma ön plana çıkarılmış ve partilerin tabana dayanması esası göz planında tutulmuştur. Bu manada partiler tabana yayılarak teşkilatlanmış olmakla halkın iradesine dayan ması ayrıca sağlanmış oluyor.
GÖRME ENGELLİLERE SAYGI
4.madde ile 298 sayılı seçimlerin temel hükümleri ve seçmen kütükleri hakkında kanunun 14. Maddesi içeriğinde değişikliğe gidilmiş ve seçmen kütüklerinin görme engellilerin oylarını yalnız başına aracısız kullanmalarını sağlayacak şekilde düzenleme yapılması hükme bağlanmıştır. Böylece görme engellilerin oylarını dilediği partiye kullanma gerçekliliği sağlanmış oluyor. Aksi takdirde elinden tutup yardımcı olanların ne derece oy sahibinin tercihine sadık kaldıkları tartışılıyordu. Böylece oy kullananın kendisi müsterih olmuş oluyor.
SEÇİM KURULU BAŞKAN SEÇİMİ
Madde 5-6 da ise İl ve İlçe seçim Kurulunun şartları taşıyan hâkimler arasından kura ile oluşturulması. İl seçim kurulu bir başkan iki asil ve iki yedek üyeden oluşmaktadır. İki yılda bir Ocak ayının son haftasında İl merkezinde görev yapan ceza almamış birinci sınıf hâkimler arasından, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunca ad çekerek kura ile tespit edilmektedir. İlçe Seçim Kurulları da benzer usul ve esaslar dâhilinde seçilmektedir. Bu konuyu biraz irdelememiz gerekirse: sürekli görev yapan emekliliği gelmiş hâkimlerden oluşan İl ve İlçe Seçim kurulu üyeleri üzerinden oyun tezgâhlamak dönemi de böylece sona ermektedir. Malumlarınız olduğu üzere son yerel seçimlerinde İstanbul’un seçim kurullarını oluşturan bazı hâkimler hemen emekliye ayrılarak şüphe uyandırmışlardır. Sürekli değişen seçim kurulu üyeleri üzerinden ideolojik kurgular yapılamayacaktır böylece. Bunun ne kadar ehemmiyetli olduğunu önemsiyorum. Özellikle yerelde birçok seçim yönetmiş biri olarak bunun farkındayım.
MİLLETVEKİLİ SAYISININ HESAPLANMASI
Madde 2 en çok tartışılan madde olarak göze çarpıyor. Dananın kuyruğu bu madde de kopuyor. En çok itiraz edilen madde ikinci madde olmaktadır. Yani alınan oyların vekil çıkarmada hesap lanan madde olduğu için. Biz de bu madde üzerinde uzun uzun duracağız ve enine boyuna değerlendireceğiz. Örneklerle açıklayacağız. Evveli nasıldı ahiri nasıl, sayısal hesaplamalar nasıl yapılacak, bir seçim bölgesinden çıkacak milletvekili sayısını nasıl etkileyecek. Hangi tarz partiler nasıl kar/zarar hanesinde olacak, kim kime muhtaç olacak hangileri karlı çıkacak, hangileri zarar görecek, adil dağıtım mı olmuş oluyor, temsilde adalette hak yerini mi buluyor. Bu ve benzeri soruları ayrıntılı olarak cevaplayacağız.
ESKİ ŞEKİL HESAPLAMA
İttifak yasası gereği isteyen parti veya partiler ittifak yapabiliyorlardı.
Nitekim geçmiş seçimlerde iki ana ittifak oluşmuştu.
1.Cumhur ittifakı
2.Millet İttifakı
Vatandaş oyunu kullanıyor ve ittifak içerisindeki kendi partisine veya ittifaka mührünü basıyordu.
Bu oylar önce toplamı ittifakın oyları olarak değerlendiriliyor.
Önce ittifakın %10 genel barajını toplamda aşıp aşmadığına,
Sonra çıkaracağı vekil sayısının tespitinde değerlendiriliyordu.
Yani ittifakların oyları bire, ikiye, üçe ila ahir bölünerek vekil önce ittifaklara pay ediliyordu.
Daha sonrasında her ittifaka düşen vekil bunda da ittifak içerisindeki oylar yine birer ikiye üçe… Bölünerek partilerin çıkaracakları milletvekili sayısı belirleniyordu.
Bir örnekle açıklamamız icap ediyorsa;
Üç milletvekili çıkaran bir il düşünelim.
Cumhur ittifakının toplam oyu 140.000
Ak Parti: 94.000
MHP: 46.000
Millet ittifakının toplam oyu: 65.000
CHP: 44.000
İYİ: 20.000
SAADET: 1000
Önce vekil ittifaklara taksim ediliyor
Cumhur ittifakı: 2 vekil çıkarıyor
Millet ittifakı: 1 vekil alıyor
Bu sayıları ittifak içerisinde dağıttığımızda
AK Parti 2 vekil (94.000 0y)
MHP 0 vekil (46.000 oy)
CHP 1 vekil (44.000 0y)
İYİ parti 0 (20.000 0y)
SAADET 0 (1000 0y)
Dikkatli bakıldığında temsilde adalet yerini bulmuyor. MHP 46.000 oy almasına rağmen milletvekili 44.000 oy alan CHP ye gidiyor. Böyle olunca ittifakın diğer partilerinin aldığı oylar CHP ye haybeden bir vekil kazandırıyor. Diğer yönüyle baktığımızda oy olarak CHP ile İYİ partiyi yer değiştirdiğimizde bu sefer yine ittifakın diğer partilerinin oyları İYİ partiye beleş bir vekil kazandırıyor. Temsilde adalette büyük haksızlık yaşanıyor ve ikinci büyük oyu almasına rağmen MHP vekil çıkaramıyor. Niçin, önce vekil sayısı ittifak oylarına göre taksim edildiği için. Bu sistem İttifakın büyük oy alan partisine dolayısıyla ittifaka +25 vekil toplamda kazandırıyor. Böyle olunca da bu partiler fazladan kazandıklarının bir kısmını sadaka niteliğinde küçük ortaklarına hediye etmiş oluyor. Örneğin CHP SAADETE iki vekil (biri sonradan CHP ye geri döndü (Merve’nin eski kocası zannımca). İYİ Parti de DEMOKRATA bir vekil verdi (Gültekin Uysal). Onların sırtından on kazanıp bir vermiş oluyorlar. Temsilde adalet bu olmasa gerek diye düşünüyorum.
YENİ YASAYA GÖRE HESAPLAMA
Yine ittifak yasası geçerli.
Yine partiler ittifak yapabiliyorlar.
Yine herkes ittifaka veya ittifak içerisindeki partisinin altına mühür basıyor.
Ve yine ittifakların toplam oyları dikkate alınıyor.
Ancak bu sefer sadece %7 genel barajı aşıp aşmamakta değerlendiriliyor.
Fakat çıkaracağı milletvekili sayısının hesaplanmasında değerlendirilmiyor.
Yani küçük partilerin oy toplamıyla fazladan beleş vekil çıkaramıyorlar.
Vekil sayısının dağılımına göre her partinin ittifak içerisinde aldığı oy
Doğrudan hesaplamada esas alınıyor.
Yani önce ittifaka göre milletvekili paylaştırılmıyor.
Temsilde adalet yerini buluyor.
Her parti kendi oyuna göre vekil çıkarıyor veya çıkaramıyor
Yukarıdaki oyları yeni yasaya göre değerlendirdiğimizde ortaya şu tablo çıkıyor:
Bir örnekle açıklamamız icap ediyorsa;
Üç milletvekili çıkaran bir il düşünelim.
Cumhur ittifakının toplam oyu 140.000
Ak Parti: 94.000
MHP: 46.000
Millet ittifakının toplam oyu: 65.000
CHP: 44.000
İYİ: 20.000
SAADET: 1000
Önce vekil ittifaklara taksim edilmiyor
İttifakın toplam oyu genel barajı aşmada değerlendiriliyor sadece.
Yani o ittifakın içinde bulunan partilerin hepsi hak etmese de genel barajı aşmış sayılıyor.
Bu yeni sistemde vekil doğrudan partilerin aldığı oya göre dağıtılıyor. Buna göre:
Cumhur ittifakı: 3 vekil çıkarıyor
Millet ittifakı: 0 vekil alıyor
Bu sayıların partilere göre dağılımı ise:
AK Parti 2 vekil (94.000 0y)
MHP 1 vekil (46.000 oy)
CHP 0 vekil (44.000 0y)
İYİ 0 (20.000 0y)
SAADET 0 (1000 0y)
Yani temsilde adalet sağlanıyor ve ikinci parti olan MHP vekil çıkarmış oluyor. Dolayısıyla CHP ve İYİ parti küçük partilerin oylarıyla fazladan vekil çıkarıp 10 alıp bir dağıtamayacaklar. İYİ parti de benzer şekilde fazla alıp küçüklere sadakla türünden bir miktar veremeyecek. Ha hem CHP hem de İYİ parti yanındaki küçük partilere vekil verirse bunu cepten verecek. Fazladan almadan verecek ve cömertlik yapacak denilebilir.
İTTİFAKA GİRMENİN ANLAMI
Barajı geçen parti veya partilerin ittifaka girmelerine elbette gerek kalmıyor.
Küçük partilerin %7 lik genel barajı geçmeleri için ittifak gerekli gibi görünüyor.
Küçük partiler ittifak ile genel barajı geçmiş sayılsalar bile,
Bunda da yerel barajı yani o ilin oylarının çıkaracağı milletvekili Sayısına bölünmesiyle elde edilen kadar oy alamadıklarından yerel barajı geçememiş oluyorlar ve vekil çıkaramıyorlar.
Bu durum da ittifaka girmek ile tek başına seçime girmenin denklemini düşünelim.
İttifaka girerler ise isimleri lekelenmiş gibi.
Başkalarının ideolojilerine veya hesaplarına alet oldu şeklinde değerlendiriliyorlar.
Şayet girmezlerse başları dik ve boyunduruktan kurtulmuş gibi sayılmaları mümkün olabiliyor.
Küçük yani az oy almış partilerin bu durumda ne yapacakları gözlemlenebilir.
İşleri zor. Ne yapacaklarına karar vermeleri de zor gözüküyor.
Dek durmakla, mert durmakla, alet olma arasında gelgit yaşayabilirler.
Küçük partileri isteksizleştiriyor bu değişiklik.
Çalışma zevkleri ve azimleri kalmıyor olabilirler.
KÜÇÜK PARTİLERE ÖYLEYSE NE KALIYOR
Yeni seçim yasasına göre küçük partilerin rolü ne olacak.
Masayı dağıtmamanın yani ittifak yapmanın tek faydası,
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeknesak hareket etmelerini sağlar.
Tek yarar ve asıl amaç bu gözükmektedir.
Diğer yapacakları iş liderlerini veya pazarlık usulünde anlaştıkları vekil sayısını
İttifakın büyük partilerinin listesinden aday göstermek.
Bunu millet ittifakına göre düşünürsek; Liderleri veya anlaştıkları vekil sayıları CHP ya da İYİ partinin listesinden aday gösterilecekler. Başka türlü vekil çıkarmaları mümkün gözükmüyor. Yani SAADET, GELECEK, DEVA partilerinin yalnız da girseler, ittifakla da girseler veya üçüncü bir ittifakta yapsalar milletvekili çıkaramayacakları aşikâre görülebilir. Öyleyse ne yapacaklar veya ne yapmalılar ya da neyi göreceğiz. Yeniden Refah, Zafer, Memleket, Türkiye Değişim partileri de bir ittifak içerisinde veya yalnız başlarına girseler vekil çıkaramıyorlar.
LİDERLERİ KİMDEN ADAY OLABİLİRLER
Gül
Temel Karamollaoğlu
Ahmet Davutoğlu
Ali Babacan
Ümit Özdağ
Muharrem İnce
Mustafa Sarıgül
Kendi partilerinden mi?
Bağımsız mı?
CHP den mi?
İYİ Partiden mi aday olurlar?
Sağ tandanslılara İyi parti mantığı öne çıkabilir.
Ama keder etmezler ise CHP den de aday olabilirler.
Söylemlerine bakılırsa CHP den adaylık en fazla Temel beye yakışıyor.
Gültekin Uysal zaten İyi partiden Afyondan seçilmişti.
Mustafa Destici de AK Parti Ankara 2.bölgeden seçildi
Zevahiri kurtarmanın yolu olarak,
Parti başkanı olanların Cumhurbaşkanı adayı olmaları
Veya kendi partilerinden vekil adayı olarak kaybetmeleri
Önermesi mantığa sığdırılabilir.
Nasıl olsa kaybedilecekse eğer.
‘KÜSTÜM’ PARTİLERİ
Bu yeni seçim yasasından sonra küstüm partileri kurmak zorlaştı. Her önüne gelen aklına esen parti kuramaz. Tek başına seçimlere girseler olmuyor. İttifaka girseler vekil çıkaramıyorlar. Pazarlık usulü başka partilerden kontenjan koparmaları da mümkün görünmeyeceğine göre ne için, niçin kursunlar ki. Yani 2023 sonrası için demek istiyorum. Mevcutlar son küstümler olacak galiba. Velhasıl yeni yasadan muhalefet tedirgin olacağa benziyor.
H. SALİH KURNAZ – REDAKTÖR HABER YAZARI
Yorum Yazın