Önce biri iki hususa değinmekte fayda var.
Bilindiği gibi, aralarında CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in de bulunduğu 4 CHP’li hakkında teröristbaşı Fetullah Gülen ile görüştüğü iddiası vardı.
Gürsel Tekin bu iddiayı, “Değil Gürsel Tekin’in, ailemin içinden herhangi birinin fotoğrafını paylaşınlar, Taksim Meydanı’nda kendimi asmazsam dünyanın en aşağılık adamıyım” sözleriyle bertaraf etti…
CHP’nin en çok eleştirdiği uygulama KHK’lar.
Yayımlanan KHK’lar, doğrudan FETÖ, PKK, DAEŞ gibi terör örgütlerini ve terörle mücadeleyi kapsadığı için MHP tarafından tam destek görürken; CHP, kapsam ve amaç bakımından endişelerini dile getiriyor.
Bununla da kalmıyor, AYM yolunu gösteriyor.
Bu çerçevede, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yaptığı bir açıklamada, 11 bin 285 öğretmenin PKK’lı diye açığa alınmasını eleştirirken, Anayasa Mahkemesi'nin kendi içtihadına sahip çıkması halinde Kanun Hükmünde Kararnamelerin yüzde 100’ünün iptal edileceğini öne sürdü.
Hükümet kanadı ise böyle bir şeyin mümkün olmadığı görüşünde.
BAŞBAKAN’A MEKTUP
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım'a 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili bilgi notunun yanı sıra bir de mektup gönderdi. Kılıçdaroğlu, 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Türk Silahlı Kuvvetleri gibi çok önemli bir kurumun olağanüstü hal süresini de aşacak şekilde yeniden düzenlendiğini belirterek, bu yapılandırmanın titiz bir çalışma, ortak akıl ve kanun yoluyla yapılmasının yaşamsal öneme sahip olduğunu bildirdi.
Mektubunda, darbe girişimi sonrası Başbakan Yıldırım'ın yaptığı ziyaret sırasında olağanüstü hal KHK'lerine ilişkin kaygılarını kendisine aktardığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Sizlerin de takdir edeceği üzere, demokrasilerde devletin temel kurumlarının yapılandırılması, ortak akıl ve parlamento iradesi ile gerçekleştirilmektedir. Bu düzenlemelerin olağanüstü hal psikolojisiyle yapılmasının ilerde daha büyük sorunlara yol açtığı malumunuzdur." görüşüne yer verdi.
Kılıçdaroğlu, geçici dönemlerin olağanüstü yöntemleri ile kalıcı düzenlemeler yapılmasının devlette derin kırılmalar ve geri dönülmez hasarlar yaratabileceğine değinerek, görüldüğü kadarıyla 669 sayılı KHK ile Türk Silahlı Kuvvetleri gibi çok önemli bir kurumun olağanüstü hal süresini de aşacak şekilde yeniden düzenlendiğini anımsattı.
"Bu yapılandırmanın titiz bir çalışma, ortak akıl ve kanun yoluyla yapılmasının yaşamsal öneme sahip olduğu çok açıktır." değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, söz konusu yöntemin hukuk açısından da sorunlu ve anayasaya aykırı olabileceği yönünde düşünceler taşıdıklarını bildirdi. Kemal Kılıçdaroğlu mektubunu, "Bu çerçevede bizden konuya ilişkin olarak talep ettiğiniz bilgi notunu ekte sunuyoruz. Karşı karşıya olduğumuz sorunun büyüklüğünü biliyor, bunu yeni sorunlara yol açmadan aşabilmenin ortak çaba ile mümkün olduğu inancımızı koruyoruz" şeklinde tamamladı.
Kılıçdaroğlu, mektubunda 669 sayılı KHK hakkında hazırladıkları bilgi notunu da Başbakan Yıldırım'a gönderdi. Bilgi notunda, OHAL'de KHK çıkarma yetkisi ve KHK'da yetki sınırı konularındaki yasa maddelerini paylaşılırken, konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi içtihatlarına da değinildi.
Yüksek Mahkeme içtihatlarında KHK'ların yer ve zaman unsuruyla sınırlı olduğu belirtilen bilgi notunda, Anayasa Mahkemesi içtihadına göre, olağanüstü halin yürürlük süresini aşan düzenlemelerin, olağanüstü KHK ile yapılamayacağı savunuldu.
Olağanüstü hal kapsamında düzenlenmesi zorunlu olan bir konunun, bir kanun tarafından düzenlenen alana aitse, KHK'de ancak "olağanüstü hal sürecince kanunun bu hükmünün uygulanmayacağı" veya getirilen hükmün "KHK yürürlükte kaldığı sürece uygulanacağının" açıkça belirtilmesi gerektiği ileri sürülen bilgi notunda, 668 sayılı KHK'nin 3. maddesinde bazı ceza muhakemesi önlemleri hakkında düzenleme yapılırken "olağanüstü halin devamı süresince" ibaresinin konduğu hatırlatıldı.
Konu ve kapsam yönünden yetki aşılmıştır
Bilgi notunda, 669 Sayılı KHK ile zaman, konu ve kapsam yönünden yetkinin aşıldığı da iddia edildi. 669 sayılı KHK ile 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, 357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 1324 sayılı Genelkurmay Başkanının Görev ve Yetkilerine Ait Kanun gibi çeşitli kanunlarda yapılan değişikliklere atıfta bulunularak, bunların olağanüstü KHK'larla düzenlenecek konular olmadığı öne sürüldü. Bilgi notunda şunlar, kaydedildi:
"Bu nedenle düzenleme anayasaya aykırı olup, Anayasa Mahkemesi içtihatları uyarınca yargısal denetime tabidir. Olağanüstü halin gerektirdiği zorunlu önlemlerin alınması, şayet yukarıda belirtilen kanunların düzenleme alanına giriyorsa, bu durumda 'olağanüstü hal süresince' ibaresinin konularak KHK'nin bu şekilde çıkarılması gerekir. Eğer düzenlemenin niteliği zorunlu olarak bu süreyi aşıyorsa o zaman konu KHK ile değil, kanunla düzenlenmelidir."
KILIÇDAROĞLU’NUN
KÜLLİYE ÇIKMAZI…
15 Temmuz’daki FETÖ’cü teröristlerin başlattığı darbe girişiminin bastırılmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne davet etmesi, siyaset iklimini derinden etkilemişti.
Çünkü, ‘Kaçak Saray’ söylemlerinin toplumda hiçbir karşılığı olmadığını gören CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu davete icabetle önemli bir yumuşama havası oluşturmuştu.
Bu hal, CHP açısından çok uzun sürmedi. Belli konularda söylemlerini sertleştiren Kılıçdaroğlu, güvenlik sebebiyle Külliye'de yapılan adli yıl açılışına katılmayarak yeni bir tartışmanın kapısını araladı.
MYK'da yapılan değerlendirmede katılmama gerekçeleri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin içinde yapılması ve kuvvetler ayrılığının zedeleneceğine yönelik kaygı gösterildi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli törende yer alırken, yargı bağımsızlığına gölge düşürülüyor iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na cevap adli yıl açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz bu mekân milletin ve devletin mekanıdır. Diğer kurumların temsilcilerine de Yenikapı ruhuna uygun hareket etmelerini diliyorum” dedi
Yorum Yazın