Ankara'nın tarihi değerlerine Altındağ'da ışık tutuldu...
KÜLTÜR SANATİçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla ilişkiler Genel Müdürlüğünce desteklenen Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültür Değerlerini anlama çalıştayı” Altındağ Belediyesinin ev sahipliğinde Ulucanlar Cezaevi Müzesinde gerçekleştirildi.
İçişleri Bakanlığı, Sivil Toplumla ilişkiler Genel Müdürlüğünce desteklenen Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültür Değerlerini anlama çalıştayı” Altındağ Belediyesinin ev sahipliğinde Ulucanlar Cezaevi Müzesinde gerçekleştirildi.
İkincisi düzenlenen Cumhuriyetimizin 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültür Değerlerini Anlama Çalıştayı’nda, Ak Parti İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuzhan Aydın, Kültür ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Sanem Arıkan, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Projeler Koordinatörü Bekir Ödemiş, Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı Ahu Özyakup, Ankara Mobilyacılar Odası Başkanı Hüseyin Taklacı ve Ankara Kulübü Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gürcan Maden’in de aralarında bulunduğu birçok katılımcı yer aldı.
2000'Lİ YILLARLA BİRLİKTE ANKARA'NIN KÜLTÜREL DEĞERLERİNE DÖNÜŞ BAŞLADI
Cumhuriyetimizin 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültür Değerlerini Anlama Çalıştayı’nda, Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Dernek Başkanı İbrahim Gökdemir, İçişleri Bakanlığı’nın sivil toplum kuruluşlarına sağladığı destekle bu çalıştayın hayata geçirildiğini ifade etti.
Gökdemir, önceki yıl Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde yapılan verimli toplantılara atıfta bulunarak, bugüne kadar devam eden çalışmaların önemini vurguladı. Ankara’nın sadece bir başkent olmadığını, aynı zamanda beş bin yıllık köklü bir tarihi ve zengin kültürel mirasa sahip bir şehir olduğunu belirtirken, özellikle Altındağ bölgesinin kültürel ve tarihsel zenginliğine dikkat çekti. "Bugünkü etkinliğimizi de Altındağ’da gerçekleştirmemizin sebebi budur," diyen Gökdemir, bu bölgenin tarihi ve kültürel birikiminin önemini vurguladı.
Gazetecilik kariyerinin otuz yılına dayandığını belirten Gökdemir, 2000’li yıllara kadar Ankara’nın tarihi ve kültürel değerlerine yeterince önem verilmediğini gözlemlediğini söyledi. Ancak, 2000 yılından sonra bu alanda bir hareketlenme yaşandığını belirterek, özellikle 2005 yılından itibaren Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin liderliğinde önemli projelerin hayata geçirildiğini ifade etti. Tiryaki’nin, Altındağ’da birçok projeyi başarıyla tamamlayarak Ankara’ya büyük eserler kazandırdığına dikkat çekti.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, özellikle Hacı Bayram Veli Camii çevresindeki çalışmalarıyla şehrin kültürel mirasının korunmasına katkı sağladığını vurgulayan Gökdemir, Yavaş’ın Ankara’ya olan bağlılığını ve bu konudaki desteklerini de ön plana çıkardı.
Gökdemir, Ankara’nın edebiyat alanındaki zenginliğine de değinerek, katıldıkları Ankara Edebiyat Festivali’nin, şehrin edebiyat başkenti olma konusundaki iddialarını pekiştirdiğini ifade etti.
Etkinlikteki tüm katılımcılara teşekkür eden Gökdemir, Ankara'nın tarihi ve kültürel değerlerini koruma ve yaşatma konusunda herkese sorumluluk düştüğünü vurgulayarak, katılımcılara etkinliğin sonuna kadar kalmaları ve değerli bilgileri kaçırmamaları tavsiyesinde bulundu.
Gökdemir, “Ankara’nın kültürel mirasını yaşatmak, geleceğe taşımak için hep birlikte çalışmalıyız,” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
ALTINDAĞ, ANKARA’YI ANKARA YAPAN TÜM DEĞERLERİN TOPLANDIĞI BİR YER
Altındağ ilçesinin Ankara’daki tarihi ve kültürel önemi hakkında konuşma yapan Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı Ahu Özyakup, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana Altındağ'ın birçok önemli esere ev sahipliği yaptığını belirtti. Ancak, 1930’lardan 1950’lere kadar Ankara ile özdeşleşen Altındağ'ın son yıllarda çeşitli sorunlarla karşılaştığını da dile getirdi.
“Bugün Altındağ, kültürel varlıklarına sahip çıkan ve yerli-yabancı turistlerin ilgisini çeken bir cazibe merkezi haline geldi,” diyen Özyakup, 2004 yılından bu yana Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin vizyonuyla bölgeye yeni bir bakış açısı kazandırdıklarını ifade etti. Bu süreçte Altındağ’ın tarihî ve kültürel dokusuna sahip çıktıklarını kaydetti.
Özyakup, Ankara'nın kalbi olan Hamamönü'nü yeniden hayata geçirdiklerini belirtti. "Bir 10-15 yıl önce bu sokaklarda yürümek neredeyse imkânsızdı," diyen Özyakup, o dönemde unutulmaya yüz tutmuş olan Hamamönü’nün artık Türkiye genelinde tanınır bir yer haline geldiğini vurguladı. Ayrıca, Altındağ Belediyesi tarafından gerçekleştirilen projelerin önemine de değindi.
Özyakup, Ulucanlar Cezaevi'nin restore edilerek Türkiye'nin en önemli özel müzelerinden biri haline getirildiğini belirtti. "Bugün burada oturduğumuz salon, bir zamanlar mahkûmların sinema izlediği bir yerdi. Şimdi burada sanatsal etkinlikler düzenleniyor," dedi. Ayrıca, Altındağ'da birçok sanat merkezi, müze ve kültürel mekânın halkın kullanımına açıldığını aktardı.
Ziyaretçilere 100 yıl öncesinin köy hayatını deneyimleme fırsatı sunan Altınköy Açık Hava Müzesi hakkında da bilgi veren Özyakup, bu müzenin Ankara'nın tarihini derinlemesine hissettirdiğini ifade etti. Ayrıca, Hacı Bayram Veli Camii ve Ankara Kalesi gibi önemli yapıların da Altındağ’da bulunduğunu belirtti. Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait mimari eserlerin yanı sıra Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına ait birçok yapının da burada yer aldığını kaydetti.
Özyakup, "Altındağ, Ankara’yı Ankara yapan tüm değerlerin toplandığı bir yerdir," diyerek, Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nı yazdığı evin ve ilk meclisin zabıt müdürünün oturduğu evin de Altındağ’da bulunduğunu hatırlattı. "Ankara'nın kültürel mirasından bahsedeceksek, Altındağ’ı da konuşmamız gerekiyor," şeklinde konuştu.
Her kentin kendine özgü bir ruhu olduğunu ve bu ruhun kentlerin devamlılığının ön koşulu olduğunu vurgulayan Özyakup, belediyelerin bu ruhu korumak ve yaşatmak için mücadele etmesi gerektiğini ifade etti. Vatandaşların da bu konuda büyük sorumlulukları olduğuna dikkat çekti. Kentsel gelişim süreçlerinde geçmişi unutmadan, kentlerin kimliğine ve özüne sahip çıkılarak sürecin sevgiyle yönetilmesi gerektiğini söyledi.
Belediyeciliğin artık sadece çöp toplamak ve yol yapmakla sınırlı olmadığını, kültürel ve sosyal dönüşüm sağlama sorumluluğunun da bulunduğunu belirten Özyakup, "Cumhuriyetimizin 100. yılında, Ankara’nın kültürel değerlerini anlamak ve yaşatmak büyük bir önem taşımaktadır," dedi. Etkinlikte yapılacak tüm konuşmaların Ankara’nın geleceğine ışık tutacağına inandığını ifade ederek, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin de Ankara'nın kültürüne katkı sağlayacak projeleri desteklediğini vurguladı.
Son olarak, Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’ne ve etkinliğe katkı sağlayan tüm konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür eden Özyakup, "Sizleri burada ağırlamaktan büyük bir onur ve şeref duyuyoruz," dedi.
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SERKAN BAYRAM'DAN ANKARA'DA ENGELLİLERİN HAYATA KAZANDIRILMASINA VURGU
Ak Parti İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram konuşmasında, Cumhuriyetimizin 100. yılına girdiğimiz bu dönemde ülkenin büyük adımlar attığını vurguladı. Bayram, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin hak ettiği noktaya ulaşma yolunda ilerlediğini ifade etti.
Ankara’nın derin tarihine ve siyasi geçmişine tanıklık eden mekanların önemine değinen Bayram, "Burada geçmişte önemli devlet adamları ve fikir liderleri büyük mücadeleler verdiler; tarihe yön veren kararlar alındı," dedi. Bu noktada, geçmişteki liderlerin ruhlarına saygı duruşunda bulunarak, "Hepsinin ruhu şad olsun," ifadesini kullandı.
Bayram, Ankara'nın tarihi ve medeniyetinin büyük bir miras olduğunu belirterek, "Bu değerlere sahip çıkmak bizim sorumluluğumuzdur," dedi. Katılımcılara, bu tarihi ve kültürel değerleri koruma ve yaşatma konusunda ortak bir sorumlulukları olduğunun altını çizdi. "Ankara’nın tarihi değerlerini ve kültürel zenginliklerini tanıtmaya devam edeceğiz," diye ekledi.
Konuşmasının önemli bir bölümünde, engelli bireylerin sosyal hayata kazandırılması konusuna odaklanan Bayram, "Bugün, engellilerin daha fazla sosyal hayata katılımı için mücadele ediyoruz," dedi. Engelli bireylerin toplumda daha görünür hale gelmesini sağlamak adına çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. "Bu yüzyıl, inşallah, engelli bireylerimizin kaymakam, vali, büyükelçi ve bakan gibi yüksek görevlerde daha fazla yer aldığı bir dönem olacak," şeklinde konuştu.
“İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın”
Ak Parti İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışının bu hedeflere ulaşmada önemli bir yol gösterici olduğunu vurguladı. Geleceğe dair umutlarını ve sorumluluklarını hep birlikte yerine getirmek gerektiğini dile getiren Bayram, "Bu mücadele, yalnızca bir grup insanın değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur," dedi.
Başlatılan yeni bir proje hakkında bilgi veren Milletvekili Av. Serkan Bayram, engelli bireylerin hayatını kolaylaştıracak bir merkez kurmayı hedeflediklerini açıkladı. Türkiye’de bir buçuk milyon engelli vatandaş bulunduğunu belirten Bayram, "Onların hayat mücadelesine destek olmak ve toplumla bütünleşmelerini sağlamak, en büyük sorumluluklarımızdan biridir," ifadelerini kullandı. Ayrıca, bu konuda dünya genelinde de büyük bir farkındalık oluşturmak istediklerini vurguladı.
Konuşmasının sonunda, programı düzenleyen herkese teşekkür eden Bayram, bu tür çalışmaların Ankara ve Türkiye'nin geleceği için olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını belirtti. "Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum," diyerek sözlerini tamamladı.
Çalıştay, Ankara'nın kültürel ve tarihi zenginliklerini ele almak amacıyla açılış konuşmalarının ardından çeşitli uzmanların katılımıyla gerçekleştirildi.
PROF. DR. MUSA KAZIM ARICAN'DAN ANKARA’NIN TARİHİNE KAPSAMLI BAKIŞ
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, "Ömrüm Ankara: Mehmet Doğan Gözüyle Ankara’nın Kültür, Fikir, Sanat ve Edebiyat Değerlendirmesi" başlıklı sunumunu yaparak, Ankara’nın tarihî ve kültürel değerlerine dair derin bir bakış açısı sundu. Arıcan, sunumunda Ankara’nın sanatsal ve entelektüel gelişimini vurguladı. Ankara’nın Roma, Selçuklu, Ahiler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini kapsayan çok katmanlı yapısının, şehrin bir medeniyet kavşağı olarak geliştiğini gösterdiğini belirtti.
Arıcan, bu dönemlerin, çeşitli kültürlerin birbirine eklemlenerek bugünkü Ankara’nın oluşumunda önemli rol oynadığını ifade etti. "Ankara’yı tek bir medeniyete veya döneme atfetmek mümkün değildir," diyen Arıcan, şehirdeki tüm katmanların, Ankara’nın kimliğini oluşturduğunu vurguladı. Özellikle Ankara’nın hem kuzey-güney hem de doğu-batı yönlerinde bir geçiş noktası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, bu coğrafi konumun, şehrin tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapmasına olanak tanıdığını söyledi.
Prof. Dr. Arıcan, Ankara'nın kültürel mirasını belgeleyen ve tanıtan yazar Mehmet Doğan’ın çalışmalarının büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti. "Ankara Şehrengizi" kitabının, şehrin tarihi, sosyal ve kültürel yapısını derinlemesine ele alan önemli bir kaynak olduğunu vurguladı. Arıcan, Doğan ile on yıl boyunca yakın çalıştığını ve bu süreçte Ankara’nın birçok mekanını birlikte gezdiklerini dile getirerek, Doğan’ın eserlerinin Ankara'nın çok katmanlı tarihini anlamaya olanak sağladığını ifade etti.
Arıcan, konuşmasında 17. yüzyılda Hollandalı bir tüccarın Ankara’yı resmettiği bir tabloya da değindi. Bu resmin, dönemin sosyal, kültürel ve ticari hayatını gözler önüne serdiğini belirtti. Özellikle Ankara’nın ipekçilikle meşhur olduğunu ve Evliya Çelebi’nin eserlerinde bu yönüne sıkça değindiğini hatırlattı. Ayrıca, resmin kadınların ticarette aktif rol oynadığını gösterdiğini ve bu durumun Ankara’nın dinamik sosyal yapısını ortaya koyduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Arıcan, Hacı Bayram Veli’nin Ankara’daki rolüne de dikkat çekti. Hacı Bayram Veli’nin sadece dini bir figür değil, aynı zamanda şehrin kültürel ve tarihi yapılarının koruyucusu olduğunu ifade etti. Özellikle Hacı Bayram Veli’nin, Roma dönemine ait Augustus Tapınağı’nı koruyarak, bu yapıyı gelecek nesillere aktardığını belirtti. Arıcan, Hacı Bayram Veli’nin eğitimci ve kültürel bir figür olarak Ankara’ya katkıda bulunduğunu, ancak günümüzde bu mirası yeterince yaşatmadığımızı dile getirdi.
Rektör Arıcan, konuşmasının sonunda Ankara'nın tarihi eserlerinin korunmasının önemine vurgu yaptı. Hacı Bayram Veli’nin tarihi yapıları koruma çabasını örnek göstererek, günümüz nesillerinin de bu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini belirtti. Tarihi yapıların modern projelere entegre edilmesinin veya yanlış restorasyon uygulamalarının Ankara’nın kültürel mirasına zarar verdiğini dile getirdi.
ANKARA’NIN TARİHSEL ÖNEMİ VE KÜLTÜREL MİRASINA VURGU
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, yaptığı konuşmada Ankara'nın tarihsel önemini derinlemesine ele aldı. Şehrin sadece Cumhuriyet'in başkenti değil, aynı zamanda tarih boyunca stratejik bir merkez olarak varlık gösterdiğini belirtti.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, Ankara’nın Selçuklu döneminden itibaren önemli bir şehir olduğunu vurguladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş sürecinde de Ankara'nın kritik bir rol üstlendiğini anlatan Ödemiş, şehrin tarihi boyunca önemli yönetim ve ticaret merkezlerinden biri olduğunu ifade etti.
Konuşmasında Ahilik teşkilatının Ankara’daki merkezine dikkat çeken Ödemiş, Ahiliğin sadece bir esnaf örgütü değil, aynı zamanda bir yönetim ve eğitim sistemi olarak da önem taşıdığını belirtti. Osmanlı’nın kuruluşunda Ahi geleneğinin etkisi olduğunu, Osman Bey ve Orhan Bey’in bu geleneğe dayandığını anlattı. Bu bağlamda, Ankara’nın Osmanlı tarihindeki yerinin altını çizdi. Ödemiş, Ankara’nın Osmanlı padişahlarıyla olan ilişkisine de değindi. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Ankara'nın bir "sultanlar şehri" olarak anıldığını ifade ederek, Selahattin Cami gibi önemli yapıların Osmanlı sultanları tarafından ziyaret edildiğini belirtti.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, konuşmasının önemli bir bölümünü milli şair Mehmet Akif Ersoy'a ayırdı. Akif’in milli mücadeleye katkılarını ve bu süreçte Taceddin Dergahı’nda İstiklal Marşı’nı yazmasını öne çıkararak, Ankara’nın milli mücadeledeki manevi atmosferini vurguladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından milli mücadeleye katkı sunması için davet edilen Mehmet Akif’in, bu süreçte yalnızca bir şair değil, milli mücadelenin manevi liderlerinden biri olduğuna dikkat çekti. İstiklal Marşı’nın yazılışının Ankara'daki manevi atmosferin bir sonucu olduğunu belirtti. Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, Mehmet Akif’in Hacı Bayram Veli Cami’sine olan manevi bağlılığını da anlatarak, Akif'in cenaze namazının burada kılındığını hatırlattı. Bu durum, Akif’in milli mücadeleye olan inancını pekiştiren önemli bir etken olarak değerlendirildi.
İstanbul’un Fethi ve Ankara’nın Manevi Rolü
Bekir Ödemiş, Hacı Bayram Veli ve öğrencisi Akşemseddin’in İstanbul’un fethindeki manevi rolüne de değindi. İstanbul’un fethinin manevi hazırlığının Ankara'da başladığını ve Hacı Bayram Veli’nin bu süreçteki müjdesinin büyük bir önem taşıdığını belirtti. Akşemseddin’in İstanbul’un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet’e manevi rehberlik yaptığını vurgulayan Ödemiş, bu desteklerin Hacı Bayram Veli’nin manevi önderliğinden kaynaklandığını ifade etti.
Milli Mücadelede Ankara
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’yı milli mücadelede merkez olarak seçmesinin tesadüf olmadığını belirten Ödemiş, Ankara'nın stratejik öneminin yanı sıra, milli mücadele dönemindeki manevi destek rolünü de vurguladı.
Edebiyat ve Kültür Bağlamında Ankara’nın Önemi
Ödemiş, Ankara’nın tarih boyunca edebiyat ve kültür açısından önemli bir merkez olduğunu belirtti. Irak hükümetinin Fuzuli’nin kabrinin restore edilmesi için Türkiye’ye başvuruda bulunması, Ankara’nın kültürel mirasının değerini gösteren bir örnek olarak sunuldu. Ankara'nın, Fuzuli gibi büyük edebiyatçıların manevi ve kültürel izlerini taşıyan bir şehir olduğuna dikkat çekti. Bu bağlamda, Ankara’nın edebiyat ve sanat alanındaki öneminin de altını çizdi.
Konuşma, gelecekteki projeler ve çalışmalar hakkında bilgilerle sona erdi. Ödemiş, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kültürel projeleri üzerine durarak, restorasyon projeleri hakkında detaylar verdi. Ayrıca, önümüzdeki dönemde Ankara'da yapılacak kültürel etkinlikler ve projeler hakkında da bilgi verdi.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI'NDAN ANKARA'YA DERİN BİR BAKIŞ
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Daire Başkanı Sanem Arıkan, "Halk Kültüründe Ankara" başlıklı sunumuyla, halk kültürü açısından şehrin önemini ve zenginliklerini katılımcılara aktardı. Arıkan, yerel geleneklerin ve kültürel unsurların korunmasının gerekliliğine dikkat çekti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Daire Başkanı Sanem Arıkan, Ankaralı olmanın bir ayrıcalık olduğunu ve bunun büyük bir sorumluluk getirdiğini dile getirerek, Ankara’nın Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olarak taşıdığı tarihi misyonuna değindi. Aynı zamanda Ankaralıların tarih boyunca devletlerine olan bağlılıklarını vurgulayan Arıkan, bu tutumun Selçuklu Devleti dönemine kadar uzandığını ifade etti. "Selçuklu Devleti yıkıldığında Ankaralılar vatanseverliklerini gösterdiler" diyerek, geçmişten günümüze gelen bir bağlılık örneği sundu.
Arıkan, Ankara'nın mutfak kültürü, müziği ve sanatı gibi zenginliklerine dikkat çekerek, bu değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğini belirtti. “Ankara’nın yemekleri ve gelenekleri” gibi unsurlar, hem gastronomi hem de sosyal ve kültürel açıdan önemli bir yere sahip” dedi. Geleneksel Ankara müziği ve oyunlarının özgün formlarıyla yaşatılması gerektiğinin de altını çizen Arıkan, "Geleneksel oyunu bozmadan, yeni gelenekler geliştirin" ifadesiyle kültürel devamlılığın önemini vurguladı.
Ankaralı kadınların geçmişteki dayanışma ve desteklerinin önemine dikkat çeken Arıkan, "Ankara’nın anneleri, zor zamanlarda devletine destek verdi" diyerek, kadınların fedakarlığının simgelerini ortaya koydu. Arıkan, Ankara’nın tarihi boyunca yaşanan önemli olaylara atıfta bulunarak, bu olayların Ankaralılar üzerindeki etkilerini aktardı. Kurtuluş Savaşı sırasında Ankaralıların Atatürk’e sağladıkları destek, konuşmasında önemli bir yer tuttu.
"Kurtuluş Savaşı döneminde Ankaralılar, Atatürk’e yardımlarını esirgemediler" diyerek, geçmişteki dayanışmanın günümüzde de sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekti.
Konuşmasının sonunda, Ankaralıların birlikte hareket etmelerinin gerekliliği üzerinde duran Arıkan, dayanışmanın, birlikteliğin ve ortak amaçların şehir ve ülke için kritik bir unsur olduğunu belirtti. "Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' anlayışı, bizim için her zaman geçerlidir" diyerek, barış ve birlik mesajı verdi.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜN VE VATANSEVERLİĞİN ANKARA’DAKİ İZLERİ
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuzhan Aydın, "Kadim Ankara" başlıklı konuşmasında Türk kültürü, Ankara’nın tarihi ve vatanseverlik konularına derinlemesine bir perspektif sundu. Dinleyicileri etkileyen Aydın, konuşmasında birçok önemli temayı ele aldı.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuzhan Aydın, konuşmasına "Besmele ile eriş başlar" diyerek başlayarak, Türk medeniyetinin köklü değerlerine vurgu yaptı. Besmele’nin din ve medeniyet ilişkisini ortaya koyarak inanç ve kültürün birleşimini sembolize ettiğini ifade etti.
Konuşmasında, Anadolu isminin Ankara'dan alındığına dikkat çeken Aydın, Kızılcahamam ilçesinin Taşlıca köyünden geçen tarihsel olayları anlattı. Sultan Alaaddin Keykubat’ın ordusunun zorlu şartlarda bir annenin sunduğu ayran ile nasıl doyurulduğunu belirterek, Anadolu kadınlarının özverili ve fedakar doğasını gözler önüne serdi. "Fatma Bacı" gibi tarihi figürler üzerinden kadınların toplumun inşasındaki rolüne dikkat çeken Aydın, kadınların aile içindeki rollerinin yanı sıra toplumda da önemli bir yere sahip olduklarını vurguladı. Fatma Bacı’nın kurduğu teşkilatların Anadolu'nun direnişine katkı sağladığını belirtti.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuzhan Aydın, "Sevgi gelen sadakadan" ifadesiyle toplumsal bağların ve dayanışmanın önemini anlatırken, sevginin insanları bir araya getiren temel bir unsur olduğunu vurguladı. Bu sevginin toplumsal dayanışmayı nasıl oluşturduğunu örneklerle destekledi.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuzhan Aydın'ın konuşmasında vatan sevgisi, en çok öne çıkan temalardan biri oldu. "Gelinin ve kızımdır" sözleri, vatanın bireyler için ne kadar kıymetli ve öznel bir anlam taşıdığını ortaya koydu. Vatanın, özlem ve bağlılık duygusuyla şekillendiği ifade edildi.
Aydın, Ankara’nın tarihinin beş bin yıl öncesine kadar uzandığını ve bu bölgenin çeşitli medeniyetlerin etkisi altında şekillendiğini vurguladı. "İmrul Kayışı" gibi tarihi şahsiyetlerden bahsederek, bu kişilerin Ankara’nın kültürel ve tarihi dokusundaki yerlerini hatırlattı.
"Canına, cananına" ifadesiyle, iman ve vatan sevgisinin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirten Aydın, iman değerinin toplumsal bağlar oluşturduğuna dikkat çekti. Geçmişteki değerlerin toplumun güçlü duruşunu nasıl şekillendirdiğini vurguladı.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuzhan Aydın konuşmasının sonunda, genç nesillere kültürel mirasın önemini aktararak, geçmişten gelen değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğini belirtti. Her bireyin bu değerleri yaşatmakla sorumlu olduğunu vurguladı.
İkincisi düzenlenen Cumhuriyetimizin 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültür Değerlerini Anlama Çalıştayı’nda sunumların ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Daire Başkanı Sanem Arıkan, katılımcılara “Bir Zamanlar Ankara” kitabını hediye etti. Etkinlik, hatıra fotoğrafı çekimi ile son buldu.
İlginizi Çekebilir